Danıştay 13. Daire, Esas No: 2021/1321, Karar No: 2021/4798
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2021/1321 E. , 2021/4798 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/1321
Karar No:2021/4798
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … mirascısı …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: …TAŞ hissedarı olan davacı tarafından, bankaya el konulduğu tarihden önceki durumun tüm kurum ve kuruluşlar nezdinde hukuken ve fiilen yeniden oluşturulması ve hissedarlık haklarının iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddi üzerine açılan davanın reddine ilişkin kesinleşmiş Mahkeme kararının, mülkiyet hakkını ihlal ettiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararıyla tespit edildiğinden bahisle, yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılarak; maddî tazminat isteminin AİHM kararıyla karşılanmış olması dolayısıyla davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, önceki yargılamada karşı taraf vekili lehine hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılması, yargılama giderleri ile nispî vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak tarafına ödenmesine hükmedilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; AİHM, yerel yargılamalar ve Mahkemeler önünde yapmış oldukları masraf ve giderler yönünden benzer nitelikteki Benedik/Slovenya kararında iç hukuktaki yargılama masraf ve giderlerine de hükmedildiği, AİHM’in Fellner ve Diğerleri ile Türkiye Cumhuriyeti davasında da yargılamanın yenilenmesine konu olan dava ile ilgili olarak davacının talep ettiği masraf ve giderlerin değerlendirildiği ve “Mahkeme elinde bulunan belgeleri ve içtihadını dikkate alarak” başvuranlara yaptıkları masraf ve giderlere karşılık olarak toplam 25.000 Avro ödenmesinin uygun görüldüğü, bu durumda, AİHS’nin Ek Protokol/1’inci maddelerinin ihlalinden kaynaklanan tüm zararların verilen kararı ile AİHM tarafından karşılandığı, davacı tarafından, görülen iş bu davanın konusunu oluşturan masraf ve vekalet ücreti talebinin de aynı AİHM kararında değerlendirildiği ve nihayetinde tüm başvuranlar bakımından toplam 9.679.799,26 Avro maddi tazminat ile yine tüm başvuranlar tarafından yapılan masraf ve giderlere karşılık olarak toplam 25.000,00 Avro yargılama giderinin başvuruculara ödenmesine karar verildiğinin açık olduğu, diğer taraftan, 2577 sayılı Kanun’un 53/1/-ı bendinin nihai amacı dikkate alındığında, iç hukuktaki yargılama masraf ve giderleri için AİHM tarafından karar verilebildiği ve görülen davanın konusunu oluşturan masraf ve vekalet ücreti talebinin ise AİHM kararında değerlendirildiği ve belli bir miktara hükmedildiği hususu göz önünde bulundurulduğunda, salt yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden (davanın esası hakkında hüküm kurulmaksızın) yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilmesine olanak bulunmadığı, neticede AİHM yargılaması sırasında ve iç hukuk yollarında sarfedilen masraflar ve hakedilen vekalet ücretleri için 25.000 Euro takdir edildiği, dolayısıyla 2577 sayılı Kanun’un 53/1/ı bendi kapsamında yargılamanın yenilenmesi amacına hizmet edecek eksik bir husus kalmadığı anlaşıldığından, 2577 sayılı Kanun’un 53/1/ı bendinin nihai amacı göz önünde bulundurulduğunda yargılamanın yenilenmesi talebinin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve istinaf başvurularının kabulünü gerektirir bir neden bulunmadığı belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, AİHM tarafından verilen karar uyarınca iç hukuk yargılamaları sonucunda verilen kararın bütün sonuçlarının ortadan kaldırılması gerektiği, bunun sağlanmasının tek yolunun yargılamanın yenilenmesi mekanizması olduğu, AİHS’nin 46. maddesi uyarınca taraf ülkelerin karar gereklerini yerine getirmek zorunda olduğu, yerine getirmenin hukuka aykırı karar hiç verilmemiş olsaydı hangi durumda olunacak idiyse o duruma getirmek olarak ifade edildiği, daha önce aleyhine verilen Mahkeme kararının ciddi maddi sonuçlarının olduğu, davası haksız olarak reddedildiği için karşı tarafa vekalet ücreti ödeme yükümü altına girdiği, AİHM’in masraf ve giderlere yönelik olarak hükmettiği 25.000 Avronun iç hukukta yapılan yargılama giderlerine yönelik olmadığı, kararda belirtilen Mahkeme kavramının AİHM’i ifade ettiği, AİHM’in iç hukukta yapılan yargılama giderlerine yönelik talebi reddetmesinin daha önce açılan ve reddedilen davalar nedeniyle ihlal sonuçlarının devam etmesine sebep olduğu, AİHM tarafından tazminata hükmedilse dahi 2577 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde öngörülen yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulabileceği, uzun süren yargılama sürecinde açılan çok sayıda davada yapılan giderlerin geri alınamadığı ve sürekli gider yapmak zorunda bırakıldığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, usule ilişkin olarak temyiz başvurusunun süresi içerisinde yapılmadığından reddi gerektiği, esasa ilişkin olarak ise mevcut dava bakımından yargılamanın yenilenmesi için gerekli şartların oluşmadığı, Fellner ve Diğerleri/Türkiye (Başvuru no.13312/08 ve 840 diğer başvuru) kararı ile başvuranlar lehine tazminat ödenmesine yönelik hüküm kurulduğu ve davacının uğramış olduğu zararın giderildiği, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilmesi için şekil şartının yerine getirilmesinin yeterli olmadığı, söz konusu talebin önceki hükmü değiştirmeye yetecek ciddiyette olması gerektiği, sırf şekil unsurlarının yeterliliğinden bahisle yapılan başvurunun yargılamanın yenilenmesi usulünün olağanüstü kanun yolu niteliği ile uyuşmadığı, kaldı ki AİHM tarafından söz konusu kararda başvuru sahiplerinin masraf ve harcamaları için 25.000 Avro tazminat ödenmesine hükmedildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin atıfta bulunduğu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334. maddesi uyarınca davacının temyiz aşamasındaki adlî yardım istemi kabul edilerek, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Davalı idarenin usûle ilişkin iddiası yerinde görülmemiştir.
2577 sayılı Kanun’un 53. maddesinin 1. fıkrasının (ı) bendinde öngörülen yargılamanın yenilenmesi, uyuşmazlığın esasını oluşturan temel hak ve özgürlük açısından ihlâlin sonuçlarının tam olarak giderilemediği hâllerde uygulanabilecektir. Davacının temel şikâyeti olan hisselerinden yoksun kalması nedeniyle mülkiyet hakkı bağlamında uğradığı zararın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından âdil tazmin yoluyla tamamen giderildiği, davacı ve diğer başvurucular tarafından AİHM nezdinde ve işbu yargılamanın yenilemesi talebine konu olan yerel mahkemeler önünde yaptıkları masraflar ve vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin talebin de AİHM tarafından değerlendirildiği ve nihayetinde tüm başvuranlar bakımından yaptıkları masraf ve giderlere karşılık olarak toplam 25.000,00 Avro ödenmesinin uygun görüldüğü, âdil tazmine ilişkin taleplerin geri kalan kısmının ise reddine karar verildiği, böylece davacının talebine konu hususların AİHM kararında karşılanarak ihlâlin sonuçlarının yeniden yargılamayı gerektirmeyecek şekilde ortadan kaldırıldığı anlaşıldığından, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden yeniden yargılama yoluyla giderilebilecek ihlâl hükmünün varlığından ve dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi şartlarının oluştuğundan söz edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usûl ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Davacının adlî yardım isteminin kabul edilmesi nedeniyle ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Mahkemece müzekkere yazılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesi’ne gönderilmesine, 15/12/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.