Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/13349, Karar No: 2021/609
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/13349 E. , 2021/609 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/13349
Karar No : 2021/609
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Turizm Taşımacılık İthalat İhracat ve Organizasyon Sanayi Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin 30/12/2015 tarih ve E:2015/373, K:2015/761 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, bir kısım alışlarını sahte fatura ile belgelendirerek kurum kazancını azaltığı ve Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenmesi gereken prim tutarını ödemediği halde, kurum kazancının tespitinde gider olarak indirdiğinden bahisle yapılan incelemeye dayanılarak re’sen tarh edilen 2010 yılı vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; ihtilaf konusu dönemde davacıya fatura düzenleyen … Vergi Dairesi mükellefleri … ve … Turizm Taş. Otom. Pet. Ür. Tem. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarında, adı geçen mükelleflerin 2009 ile 2011 yılları arasında davacı firmanın alt firması gibi hizmet verdikleri, her iki mükellefin de mal ve hizmet alımlarının hakkında olumsuz raporlar bulunan aynı firmalardan yapıldığı, yine en fazla faturanın davacıya düzenlendiği, yüksek matrahlı faturaları düzenleyecek araç kapasitesine sahip olmadıkları halde faturalarının ve katma değer vergisi beyanlarının çok yüksek matrahlı olduğu, ancak ödenecek vergi çıkmadığının görüldüğü yolunda yer verilen tespitler göz önünde bulundurulduğunda davacı adına düzenledikleri faturaların gerçek mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmayan sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge mahiyetinde olduğu sonucuna ulaşıldığı, ancak, davacı şirketin ilgili dönemde gerçek bir ticari faaliyet içinde olduğu, istihdam sağladığı mal ve hizmet satışlarının gerçek olduğu ve satışlarının yapılması için çeşitli alışlar yapılması gerektiği, buna göre, söz konusu faturaların, hangi amaçla kullandığı ortaya konulmaksızın, davacının belgesiz alışları olup olmadığı, düzenlediği faturalarda mevcut mal ve hizmetleri piyasaya sunup sunmadığı araştırılmadan eksik inceleme ve varsayıma dayalı yapılan dava konusu sahte faturadan kaynaklı vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi tarhiyatına ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenmesi gereken prim tutarının ödenmediği halde, kurum kazancının tespitinde gider olarak ele alınması mümkün bulunmadığı, her ne kadar tarhiyatın bu kısmında hukuka aykırılık bulunmamış ise de 2010 yılı için zarar beyan eden davacının kanunen kabul edilmeyen giderlerin eklenmesi halinde de kurumlar vergisi açısından tarhiyat çıkmadığı görüldüğü, sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, ilgili dönemde davacı tarafça zarar beyan edildiği, ancak 11/06/2013 tarihli Antalya Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığından alınan 2012 yılı servis taşımacılığı brüt karlılık oranlarının tespit edildiği, yine Çorlu Vergi Dairesi sistemi kullanılarak davacının faaliyet alanı içerisinde bulunan firmaların isimleri gizlenerek kârlılık oranlarının ortaya konulduğu ve %1-5 nispetinde kârlılık tespit edildiği, davacı şirket de %1 kâr ettiğinin belirlendiği, buna göre bu oran dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda bulunan matrah üzerinden tarh edilen vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı, Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olacağı belirtilmiş; 30. maddesinde resen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, maddesinin (4) numaralı bendinde, defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması; (6) numaralı bendinde, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması durumunda, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmaması re’sen takdir nedeni olarak sayılmış; 134. maddesinde ise, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu hükme bağlanmıştır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 6. maddesinde ise kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde ise Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde de, gerçek gelirin vergilendirileceği ilkesi benimsenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket hakkında 2009, 2010 ve 2011 yıllarında sahte belge kullanımı sebebiyle yapılan inceleme sonucunda düzenlenen … tarihli ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu ve kurumlar vergisi yönünden … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporunda yer verilen tespitlere göre, davacının … Vergi Dairesi mükellefi olarak şehir içi personel taşımacılığı faaliyeti ile iştigal ettiği, … Vergi Dairesi mükellefleri … ve … Turizm Taş. Otom. Pet. Ür. Tem. Ltd. Şti.’nden 2009 yılında 276.780,00 TL, 2010 yılında 488.709,61 TL ve 2011 yılında 120.500,00 TL’lik fatura tutarını kayıt ve beyanlarına dahil ettiği, böylece hizmet alım ve giderlerinin bir kısmının ticari faaliyetiyle ilgisi olmayan faturalarla belgelendirdiğinin görüldüğü, yasal düzenlemelere göre kabulü mümkün olmayan bu hizmet alım/giderlerin tutarının, sektör net/brüt kârlılık oranı ve mükellef kurum yetkilisi ifade ve beyanlarına göre tespit edilmeye çalışıldığı, bu kapsamda, Antalya Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı’ndan alınan … tarih ve … sayılı yazı ile personel, öğrenci, müşteri ve benzerlerinin belirli bir güzargah dahilinde taşınması amacıyla ihdas edilen servis taşımacılığı hizmetlerinde 2012 yılında brüt kârlılık oranının %20 olduğunun belirtildiği, Çorlu Vergi Dairesi mükelleflerinden davacı ile aynı faaliyet kodunda bulunan mükelleflerin 2009 ve 2010 hesap döneminde %12,5 brüt ve %2,5 net dönem kârı hesaplandığı, mükellef kanuni temsilcisi nezdinde yapılan görüşmede genel olarak net kârlılık oranının %1 olduğunun ifade edildiği, verilere göre kârlık oranı mükellef bazında değerlendirildiğinde ise yaklaşık olarak %1 ile %3 aralığında dönem net kârı tespit edildiği, mükellef lehine hareketle 2009 ve 2010 hesap döneminde %1 net kârı bulunduğu kanaatine varıldığı, bu tespit göz önünde bulundurularak davacının net satışları üzerinden %1 kârlılık uygulanarak yapılan hesaplama ile bulunan tutara davacı şirketçe ödenmediği halde gider olarak indirildiği görülen SSK primlerinin de ilave edilmesiyle tespit edilen matrah üzerinden vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin tarh edildiği anlaşılmıştır.
Davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ve vergi inceleme raporundaki değerlendirmeler ve davacının fatura aldığı mükelleflere ilişkin tespitler göz önüne alındığında; maliyet unsuru olarak kayıtlara alınan faturaların gerçek bir emtia teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığı, faturalara konu hizmetin gerçekten alındığı yolundaki iktisadi ve ticari icaplara aykırı iddiasını ispat yükü kendisine düşen davacının, ispat külfetinin gereğini yerine getiremediği ve faturaların dönem maliyetlerini yükseltmek amacıyla kayıtlarda muhasebeleştirildiği sonucuna varıldığından, ihticaca salih olmayan defter ve belgelere göre matrahın tespitinin mümkün olmadığı dolayısıyla olayda re’sen takdir nedeninin varlığı dikkate alındığında davacı şirket temsilcisinin belirttiği %1’lik kârlılık oranıyla saptanan matrah üzerinden yapılan vergi ziyaı cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığından, Vergi Mahkemesince yazılı gerekçeyle verilen kararın bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.