Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2019/2205, Karar No: 2021/169

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2019/2205 E. , 2021/169 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2019/2205
    Karar No : 2021/169

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurumu
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Odası
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 06/11/2018 tarih ve E:2014/950, K:2018/3086 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: 21/12/2012 tarih ve 28504 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği’nin 6. maddesinin 2. fıkrasının sonunda yer alan “…ve/veya denetlettirilir.” ibaresi ile 4. fıkrasının iptali istenilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 06/11/2018 tarih ve E:2014/950, K:2018/3086 sayılı kararıyla;
    Dava konusu Yönetmeliğin dava açıldığı tarih itibarıyla yürürlükte olan hâliyle, “Kalitenin denetimi” başlıklı 6. maddesinde;
    “(1) Dağıtım şirketi ve perakende satış şirketi, Kuruma sunduğu bütün bilgi ve belgeler ile bu bilgi ve belgelerin hazırlanmasına esas teşkil eden bütün verilerin doğruluğundan sorumludur.
    (2) Elektrik enerjisinin tedarik sürekliliği ve teknik kalitesinin dağıtım şirketi tarafından ilgili standartlara uygun şekilde ölçümlenerek kayıt altına alınması, ticari kalitenin sorumlu oldukları yönleriyle dağıtım şirketi ve perakende satış şirketi tarafından kayıt altına alınması ve dağıtım şirketi ile perakende satış şirketinin bu göstergelere ilişkin performansının belirlenmesine esas tüm süreç ve veriler ile diğer ilgili tüm bilgi ve belgeler denetim yetkisini haiz kurum ve kuruluşlarca denetlenir ve/veya denetlettirilir.
    (3) Şirketlerin yerinde denetimi, bu Yönetmeliğin ilgili hükümleri uyarınca şirketlerce Kuruma yapılan bildirimler ile sunulan tablo ve raporların ön incelemesinin ardından gerek görüldüğü hâllerde veya dağıtım bölgelerinden gelen müşteri şikâyetleri üzerine gerçekleştirilir.
    (4) Dağıtım şirketi, inceleme ve denetim amacıyla görevlendirilen veya yetkilendirilen gerçek/tüzel kişilere inceleme ve denetim için gerekli imkânları ve ihtiyaç duyduğu tüm bilgileri gecikmeksizin sağlamakla ve bu kişilerin görevlerini yerine getirmesi sırasında işbirliği içinde olmakla yükümlüdür. Bu şekilde görevlendirilen veya yetkilendirilen personelin görevi hiçbir surette engellenemez ve geciktirilemez.” düzenlemesine yer verildiği;
    Dava konusu Yönetmeliğin 6. maddesinin 2. fıkrasının sonunda yer alan “…ve/veya denetlettirilir.” ibaresinin incelenmesinden;
    Hukuk devletinin, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm işlem ve eylemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerektirdiği; hukukî güvenlik ilkesi gereğince devletin, vatandaşların mevcut kanunlara olan güvenine saygılı davranması, bu güvenlerini boşa çıkaracak uygulamalardan kaçınması gerektiği; bu durumun hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğu kadar, Anayasa’nın 5. maddesiyle devlete yüklenen, vatandaşların refah, huzur ve mutluluk içinde yaşamalarını sağlama, maddi ve manevi varlıklarını geliştirmek için gerekli ortamı hazırlama ödevinin bir sonucu olduğu; bu yönüyle, hukuk devletinin önemli bir unsuru olarak hukukî güvenlik ilkesinin, yalnızca hukuk düzeninin değil, aynı zamanda belirli sınırlar içinde, bütün devlet faaliyetlerinin, belirli oranda önceden öngörülebilir olması anlamını taşıdığı; hukuk devletinde idareden beklenenin, açık ve güvenilir olma yükümlülüğüne uygun davranması olduğu;
    Dava konusu Yönetmelik maddesi incelendiğinde, denetlettirmenin nasıl ve kimin eliyle yapılacağının tam olarak ortaya konulamadığı, bu konuda Bakanlığın yetkili olduğu ve bunu da kurum ve kuruluşları eliyle yetki devri şeklinde yapılacağı ileri sürülmüş ise de, Kanun’a dayalı olarak çıkarılan Yönetmeliğin açıklayıcı ve yol gösterici olması gerektiği gibi, düzenlemede belirsiz ve anlaşılması zor ifadelerden de kaçınılması gerektiği;
    Bu itibarla, dava konusu “ve/veya denetlettirilir” ibaresinin Yönetmelik hazırlama tekniğine aykırı olarak belirsiz ifadeler içerdiği ve denetletmede yetki devrinin kapsam ve içeriğinin açık bir şekilde ortaya konulamadığı anlaşıldığından, Yönetmelik maddesinde yer alan davaya konu ibarede hukuka uygunluk bulunmadığı;
    Dava konusu Yönetmeliğin 6. maddesinin 4. fıkrasının incelenmesinden;
    Dava konusu Yönetmelik’te yapılan düzenlemede inceleme yetkisi yanında denetleme yetkisinin de verildiği, ancak bu denetleme ve inceleme işlemlerinde görevlendirme işleminin kendi içerisinde olacağı belirlenmiş ise de, yetkilendirmenin nasıl yapılacağı hususunun açıklığa kavuşturulmadığı, ayrıca özel bir yetkiyi ve uzmanlığı gerektiren denetleme yetkisinin verilmesinde yine yetki devrinin nasıl yapılacağı ve bu işlemin gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılması durumunda kullanılacak olan kamu gücünün içeriğinin ortaya konulamadığı; her ne kadar kalite açısından inceleme yetkisi verilmesinde bir sorun gözükmese de buna ilaveten denetleme yetkisinin de verilerek belirsiz bir durumun ortaya çıktığı sonucuna varıldığı;
    Bu itibarla, hukuk güvenliği ve belirlilik ilkelerine aykırı olduğu anlaşıldığından, dava konusu Yönetmeliğin 6. maddesinin 4. fıkrasında da hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu düzenlemelerin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu Yönetmelik düzenlemelerinin yasal dayanağının bulunduğu, ayrıca elektrik dağıtım şirketlerinin faaliyetlerinin incelenmesi ve denetlenmesine ilişkin usul ve esasların Bakanlık tarafından çıkarılan Elektrik Dağıtım Şirketlerinin İncelenmesi ve Denetlenmesine Dair Yönetmelik ve Tebliğ ile düzenlendiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Üyeler, … ve …’in; üyelerinin ortak hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla dava açma ehliyeti bulunan davacı Oda’nın, dava konusu Yönetmelikle yapılan düzenlemeler göz önüne alındığında dava açma ehliyetinin bulunmadığı, bu nedenle, bakılan davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği yolundaki görüşlerine karşılık; davacı Oda’nın, üyelerinin ortak hak ve menfaatlerini korumak amacıyla hukuka aykırı olduğunu ileri sürdüğü dava konusu Yönetmelik düzenlemelerinin iptalini isteyebileceği, bu itibarla dava açma ehliyetinin bulunduğuna oyçokluğu ile karar verilerek işin esası incelendi:
    Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
    “a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
    b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
    c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
    2. Dava konusu düzenlemelerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 06/11/2018 tarih ve E:2014/950, K:2018/3086 sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Kesin olarak, 03/02/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir