Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/16769, Karar No: 2021/680

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/16769 E. , 2021/680 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2016/16769
    Karar No : 2021/680

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Petrol Enerji Madencilik Doğalgaz Taşımacılık Alkol Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı şirketin 2014 takvim yılı hesaplarının incelenilmesi sonucunda düzenlenen ve anılan dönem için kurum zararının 298.405,33 TL olarak beyan edilmesi gerektiği hususlarını içeren … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporunun ve rapor ile tesisi edilen işlemin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; Mahkemelerinin … tarihli ara kararı ile … ve … ile ilgili olarak davacı şirket tarafından 2014 yılında sigorta primi yatırılıp yatırılmadığı hususunun Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’ndan sorulduğu, kurumca gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden, adı geçen kişiler adına 2014 yılının tüm dönemleri için prim yatırıldığı dolayısıyla aynı zamanda davacı şirketin sigortalı çalışanı olduğu anlaşılan bu kişilere yapılan ödemelerin 41. madde kapsamında teşebbüs sahibinin eşine yapılan ödeme değil, çalışana yapılan ödeme olarak değerlendirilmesi gerektiğinden dava konusu vergi inceleme raporunda bu yönüyle hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Kurum ortaklarının eşlerine ücret ödemesinde bulunulduğu ve bu ödemelerin gider olarak dikkate alındığı hususlarının tespit edildiği, eş ve çocuklara yapılan ödemelerin kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılmasının mümkün olmadığı, tesis edilen işlem ve yapılan tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

    TETKİK HÂKİMİ :..
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    213 Sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesinin (B) fıkrasında “vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. Vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılmamaz. İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan ve olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia eden tarafa aittir.” hükmü bulunmaktadır. Aynı Kanunun 30. maddesinde öngörülen re’sen vergi tarhı ile ulaşılmak istenen amaç ise ödenmesi gereken vergilerin gerçek veya gerçeğe en yakın hali ile tespit edilmesidir. Yine aynı Kanunun 134. maddesine göre vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.
    Re’sen vergi tarhının amacı yükümlülerin varsa beyan dışı bıraktıkları gelirlerini, gerçeğe en yakın biçimde saptayabilmektir. Bu nedenle, re’sen vergi tarh edilirken, beyan dışı bırakıldığı ileri sürülen kazanca ilişkin gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması ve matraha ilişkin verilerin varsayım ya da kanaat yoluyla değil, somut bilgi ve belgelerle ortaya konulması gerekmektedir. Türk vergi sisteminde gerçek gelirin vergilendirilmesi esas olup, varsayım ya da kanaate dayalı olarak vergilendirmeye izin verilmemektedir.
    5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6. maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesinde de; safi kazanç tespit edilirken ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin indirilebileceği düzenlenmiş, 41/2. maddesinde ise; teşebbüs sahibinin kendisine, eşine, küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler, komüsyonlar ve tazminatların gider olarak indirilmesinin kabul olunmayacağı hükme bağlanmıştır.
    Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirketin 2014 takvim yılına ilişkin defter ve belgelerinin kurumlar vergisi yönünden tam incelenmesi sonucunda … tarih, … sayılı Vergi İnceleme Raporunun düzenlendiği, söz konusu raporda; anılan dönemde kurum ortaklarının eşleri olan … ve …’a ücret ödemesinde bulunulduğu, yapılan toplam 35.034,86 TL ödeme tutarının gider olarak dikkate alındığı ve kurum kazancına ilave edilmediği, bu nedenle takip eden hesap dönemlerinde kurum zararının bilançoda görülen 333.440,19 TL değil, 298.405,33 TL olarak beyan edilip edilmediğinin kontrol edilmesi gerektiği hususlarına yer verildiği, anılan raporun iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Vergi Mahkemesi kararında her ne kadar Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’ndan gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden, adı geçen kişiler adına 2014 yılının tüm dönemleri için prim yatırıldığı dolayısıyla aynı zamanda davacı şirketin sigortalı çalışanı olduğu anlaşılan bu kişilere yapılan ödemelerin 41. madde kapsamında teşebbüs sahibinin eşine yapılan ödeme değil, çalışana yapılan ödeme olarak değerlendirilmesi gerektiği dava konusu vergi inceleme raporunda bu yönüyle hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesinde; safi kazanç tespit edilirken ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin indirilebileceğinin, 41/2. maddesinde ise; teşebbüs sahibinin kendisine, eşine, küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler, komüsyonlar ve tazminatların gider olarak indirilmesinin kabul olunmayacağının hükme bağlandığı görülmüştür. Dolayısıyla kanunda kurum ortaklarının eşlerine yapılan ücret ödemesinin kanunen kabul edilemeyen gider olarak kabul edilmesi gerektiği açık bir şekilde düzenlendiğinden aksi yönde verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Temyiz isteminin kabulüne,
    2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
    4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 03/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :
    Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir