Danıştay 8. Daire, Esas No: 2019/6971, Karar No: 2021/669
Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2019/6971 E. , 2021/669 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/6971
Karar No : 2021/669
Kararın Düzeltilmesi İsteminde Bulunan (Davalı): … Üniversitesi Rektörlüğü – …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davacı): …
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Danıştay Sekizinci Dairesinin 09/04/2019 tarih ve E:2013/7809, K:2019/2829 sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : İstemin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Danıştay dava daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurulları tarafından verilen kararlar hakkında karar düzeltilmesi yoluna başvurulabilmesi 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır.
Dava, … Üniversitesi … Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmakta iken … Üniversitesi … Fakültesi Dekanlığı’na atanan davacı öğretim üyesinin 2011-2012 bahar dönemi ikinci öğretim tezsiz yüksek lisans programı öğrencilerine verdiği “Hukuk, Toplum ve Siyaset” isimli dersin programdan çıkartılmasına ilişkin işlemin iptaline ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla 31 Mart 2012 – 18 Nisan 2012 tarihleri arasında fiilen yapılmış bulunan ve bu tarihten itibaren programdan çıkartıldığı için yapılamayan ders dolayısıyla ödenmemiş olan ek ders ücretlerine karşılık 1.000,00-TL’nin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, Öğretim üyeliği kadrosunun … Üniversitesi … Fakültesi’nde bulunmasına rağmen davacının … Üniversitesi … Fakültesi Dekanlığı’na atamasının yapılmış olması mevzuat gereği davacının … Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde ders vermesine engel teşkil etmediği, bu yönde mevzuatta yasaklayıcı bir hüküm bulunmadığı, 2547 sayılı Yasa’nın 36. maddesinde ise dekan olarak görev yapacak olan davacı öğretim üyesinin zorunlu ders verme yükümlülüğünün bulunmadığı yönünde bir düzenlemenin mevcut olduğu dikkate alındığında, bu düzenlemenin rektör, rektör yardımcısı ve dekan gibi üzerinde idarecilik görevi bulunan öğretim üyelerinin, istemeleri halinde derse girmelerine engel olmayacağı şeklinde yorumlanması gerektiği, davacının … Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde ders vermesine hukuken bir engel bulunmamasına rağmen davacının … Üniversitesi … Fakültesi Dekanlığı’na atanması gerekçe gösterilerek … Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 2011-2012 bahar dönemi ikinci öğretim tezsiz yüksek lisans programı öğrencilerine verdiği “Hukuk, Toplum ve Siyaset” isimli dersin programdan çıkartılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir
Ayrıca davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ek ders ücretlerine karşılık 1.000,00-TL’nin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden İdare Mahkemesince, davacının 31 Mart 2012- 18 Nisan 2012 tarihleri arasında fiilen yapılmış bulunan ve bu tarihten itibaren programdan çıkartıldığı için yapılamayan dersler dolayısıyla ödenmemiş olan ek ders ücretlerine karşılık davacıya bir dönem için toplam 5.293,67.-TL ek ders ücreti ödemesi yapılması gerektiği tespit edilmiş ise de; davacının dava dilekçesindeki talebi aşılmak suretiyle hüküm kurulması hukuken mümkün olmadığından davacının talebi doğrultusunda, 18/04/2012 tarihi itibariyle programdan çıkartılması nedeniyle yapılmayan “Hukuk, Toplum ve Siyaset” dersi nedeniyle ödenmeyen 1.000,00.-TL tutarındaki ek ders ücretinin yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacıya ödenmesi gerektiğine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının 18/11/2013 tarihli temyize cevap dilekçesinde “dava sürecinde saklı tutuğumuz talep hakkımız çerçevesinde, mahkemece idareden sorularak hesaplattırılan 5.293,67 TL üzerinden ödenmesi” yönünde talebinin olduğu görülmektedir.
Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 16. maddesinin 4. fıkrasına, 30.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanunun 4. maddesi ile ”Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir” cümlesi, aynı Kanunun 5. maddesi ile de 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak ”Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır. ” cümlesi eklenmiştir.
Olayda, davacı tarafından verilen 18/11/2013 tarihli temyize cevap dilekçesinde yer alan “dava sürecinde saklı tutuğumuz talep hakkımız çerçevesinde, mahkemece idareden sorularak hesaplattırılan 5.293,67 TL üzerinden ödenmesi” yönündeki talebinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun geçiçi 7. Maddesi kapsamında olduğu görülmekte ise de, … İdare Mahkemesinin … tarih E:…, K:… sayılı kararının davalı idare tarafından temyiz edildiği, davacı tarafından temyiz yada karar düzeltme aşamalarında ıslah talebine yer verilmediği, dolasıyla temyize cevap dilekçesinde yer alan “düzelterek onama” talebinin ıslah talebi olarak kabulüne olanak bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu nedenle, istemde bulunan tarafından öne sürülen düzeltme nedenleri sözü edilen maddede belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymadığından karar düzeltme isteminin yukarıda belirtilen açıklama ile reddine, karar düzeltme giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, 04/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.