Danıştay 13. Daire, Esas No: 2019/1689, Karar No: 2022/68
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2019/1689 E. , 2022/68 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1689
Karar No:2022/68
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Petrolcülük Taşımacılık Ticaret Sanayi İthalat ve İhracat A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: … sayılı dağıtıcı lisansı sahibi davacı şirketin, ulusal markeri, Ulusal Marker Talep Formunda kullanılacağı belirtilen dönemden iki gün önce kullandığı (2016 yılı Ekim ayı için aldığı ulusal markeri 2016 yılı Eylül ayında kullanarak), bu durumun 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 18’nci maddesinin 1. ve 2. fıkrasına aykırılık oluşturduğundan bahisle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinin 3 numaralı alt bendi uyarınca 1.208.229-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (Kurul) … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; ulusal markerin düzenlendiği mevzuatta, akaryakıt kaçakçılığıyla etkin bir şekilde mücadele edilebilmesi için, akaryakıta, rafineri çıkışında veya gümrük girişinde ulusal marker eklenmesi ve bu şekilde akaryakıtın yasal yollardan dolaşıma girdiğinin tespit edilmesinin amaçlandığı; dağıtıcıların, rafineriden ulusal marker eklenmiş şekilde temin ettiği veya ithal ederek ulusal marker eklediği akaryakıtı bayilerine satması, akaryakıt bayilerinin de, bağlı bulundukları dağıtıcılardan temin ettikleri akaryakıtı piyasa faaliyetine konu ederek, sistemde açık bırakılmamasının öngörüldüğü; … tarihli ve … sayılı Ulusal Marker Uygulama Faaliyetleri ve Ulusal Marker Teslimine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kurul Kararının “Ulusal marker eklenmesi” başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, ulusal markerin akaryakıta rafineri çıkışında, gümrük girişinde, bunun dışında kalan uygulama kapsamındaki ürüne ticari faaliyete konu edilmeden önce Kurumun belirleyeceği şart ve özellikte ulusal marker ekleneceğinin anlaşıldığı; olayda, davacı şirketin, 2 gün önceden yapılan marker ekleme eyleminin kapasiteden kaynaklı zorunluluktan doğduğu ve ulusal marker eklenen akaryakıtın satışa sunulmadığı iddiasının, ticari hayatta makûl bir mazeret olup olmadığının Kurul tarafından değerlendirilmediği, kaldı ki Ekim ayı içi alınan markerin yine Ekim ayı içerisinde satışı yapılan motorinde kullanıldığına ilişkin yazılı savunma ekinde yer alan 2016 Eylül-Ekim ayları stok çizelgelerinin bulunduğu, dolayısıyla ulusal marker ekleme eyleminin ticari faaliyete konu edilmeden önce gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun irdelenmediği, bunun aksini ispat eder şekilde davalı idare tarafından bir inceleme ve tespit yapılmadığı, davalı idarece, davacının sorumlu olduğu eylemin bu açılardan irdelenerek, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 7. fıkrası kapsamında ve ölçülülük ilkesi de dikkate alınarak yeniden değerlendirilmesi ve buna göre işlem tesis edilmesi gerekirken, ölçülülük (suç ve ceza arasındaki orantılılık – adil denge) ilkesi ve 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 7.fıkrası hükümleri dikkate alınmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, Mahkeme kararının, davacının eyleminin yaptırımsız kalması anlamına gelmediği, davacının Kurul’a sunduğu mazereti, anılı eylemin ticari faaliyete konu edilmeden önce gerçekleşip gerçeklemediği ve 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 7. fıkrası uyarınca yapılacak değerlendirmelerden sonra yeniden bir işlem tesis edilebileceği yönünde olduğu ifade edilmiştir.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce; İdare Mahkemesi kararıyla, dava konusu işlemin hukuka uygun olarak tesis edilmediği ortaya konulmuş ise de kararın son paragrafı ve sondan bir önceki paragrafın son cümlesinde yer verilen “5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 7. fıkrası uyarınca yapılacak değerlendirmelerden sonra” ve “5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 7. fıkrası hükümleri dikkate alınmaksızın tesis edilen” ibareleri, 5015 sayılı Kanun hükümlerine göre değerlendirildiğinde, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 7. fıkrasında yer alan, “Yukarıda belirtilenlerin dışında kalan ancak bu Kanunun getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca bin beş yüz Türk Lirasından yetmiş bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verilir.” kuralının, maddenin kapsamında düzenlenmeyen durumların cezasız kalmasına engel olmaya yönelik olduğu, dava konusu işlemde fiilin, 5015 sayılı Kanun’un 18. maddesinin 1. ve 2. fıkrasının ihlâli olarak değerlendirildiği ve 19. maddenin 2. fıkrasının 3 numaralı alt bendinde, 18. maddenin ihlâli hâlinde verilecek idari para cezasının belirlendiği, bu durumda, davalı idarece yeniden değerlendirilecek ve incelenecek olan hususlar yanında ayrıca 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 7. fıkrası kapsamında bir değerlendirme yapmaya olanak bulunmadığı belirtilerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 46. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun yukarıda yer verilen açıklama ile reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu Kurul kararına, konu fiilin, ulusal marker eklenmiş akaryakıtın ne zaman satışının yapılması gerektiğine ilişkin değil, akaryakıta ne zaman ulusal marker eklenmesi gerektiğine ilişkin olduğu, davacının, çeşitli gerekçelerle ulusal markeri Ulusal Marker Talep Formu’nda beyan ettiği tarihten önce kullanmış olmasının, bahse konu fiilin mevzuata aykırılığını ortadan kaldırmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, fiillerinin herhangi bir kamusal menfaati ihlâl etmediği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY:
… sayılı dağıtıcı lisansı sahibi davacı şirketin, ulusal markeri Ulusal Marker Talep Formu’nda kullanılacağı belirtilen dönemden iki gün önce kullanmasının (2016 yılı Ekim ayı için aldığı ulusal markeri 2016 yılı Eylül ayında kullanarak), 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 18. maddesinin 1. ve 2. fıkraları ile 21/05/2015 tarih ve 5605-2 sayılı Ulusal Marker Uygulama Faaliyetleri ve Ulusal Marker Teslimine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kurul Kararı’nın 6. maddesinin 6. fıkrasına aykırılık oluşturduğundan bahisle, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun … tarih ve … sayılı kararı ile, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinin 3 numaralı alt bendi uyarınca 1.208.229-TL tutarlı idari para cezası verilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Ulusal marker” başlıklı 18. maddesinin 1. fıkrasında, “Yurt içinde pazarlanacak akaryakıta veya akaryakıtla harmanlanan ürünlere rafineri çıkışında veya serbest dolaşıma girişinde rafinericilerce ve dağıtıcılarca Kurumun belirleyeceği şart ve özellikte ulusal marker eklenir. Biyoyakıt ilk üretim merkezleri ile tasfiye edilecek akaryakıt için ulusal marker ekleme noktaları Kurum tarafından belirlenir. Ulusal marker ekleme işlemleri Kurumca yetki verilen bağımsız gözetim firmalarının nezaretinde Kurumun belirleyeceği usul ve esaslara göre yapılır. Ulusal marker ekleme işlemlerinde meydana gelecek usulsüzlüklerden lisans sahibi ile bağımsız gözetim firmaları müştereken sorumludur.”;
Anılan Kanun’un uyuşmazlık tarihinde yürürlükte bulunan 19. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinin 3 numaralı alt bendinde 18. maddenin ihlâli hâlinde sorumlulara bir milyon Türk lirası idari para cezası verileceği, aynı maddenin 7. fıkrasında, yukarıda belirtilenlerin dışında kalan ancak bu Kanunun getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca bin beş yüz Türk Lirasından yetmiş bin Türk Lirasına kadar idari para cezası verileceği kural altına alınmıştır.
Petrol Piyasasında Ulusal Marker Uygulamasına İlişkin Yönetmeliğin “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. maddesinde, “(1) Bu Yönetmeliğin amacı; yurt içinde pazarlanacak akaryakıta ulusal marker eklenmesine ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir.”; “Ulusal Markerin Temini ve Teslimi” başlıklı 4. maddesinin 2. fıkrasında, “Ulusal marker uygulama faaliyetleri ile ulusal markerin ilgili lisans sahibi tüzel kişilere teslimine ilişkin usul ve esaslar Kurul kararı ile belirlenir.”; “Ulusal Markerin Eklenmesi” başlıklı 6. maddesinde, “Ulusal marker, yurt içinde pazarlanacak akaryakıta, rafineri çıkışında, gümrük girişinde, sanayide yan ürün olarak veya diğer şekillerde üretilen veya tasfiye edilmiş kaçak akaryakıttan teknik düzenlemelere uygun olan akaryakıta veya benzin türlerine harmanlanacak etanole ticari faaliyete konu edilmeden önce, ilgili lisans sahibi tüzel kişiler tarafından Kurumca belirlenecek şart ve özellikte ve bağımsız gözetim firması nezaretinde eklenir.” kuralı yer almaktadır.
21/05/2015 tarihli ve 5605-2 sayılı Ulusal Marker Uygulama Faaliyetleri ve Ulusal Marker Teslimine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kurul Kararı’nın 6. maddesinin 1. fıkrasında, “İlgili lisans sahipleri, akaryakıta rafineri çıkışında, gümrük girişinde, bunun dışında kalan uygulama kapsamındaki ürüne ticari faaliyete konu edilmeden önce Kurumun belirleyeceği şart ve özellikte ulusal marker ekler.”; 6. fıkrasında, “Teslim alınan ulusal marker, Ulusal Marker Talep Formunda belirtilen tesis dışında Kurumun izni olmadan kullanılamaz. Teslim edilen ulusal marker teslim tarihinden itibaren 4 ay içerisinde kullanılmak zorundadır. Süresi içerisinde kullanılmayan ulusal markerin kullanım süresinin uzatılması için Kuruma başvuru yapılabilir. Teslim alınan ulusal marker, Kurumdan izin alınmadan Ulusal Marker Talep Formunda kullanılacağının belirtildiği dönemden önce kullanılamaz.” kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, davalı idarece, davacı tarafından ulusal marker ekleme işleminin Ulusal Marker Talep Formu’nda kullanılacağı belirtilen dönemden 2 gün önce kullanıldığının tespit edildiğinden bahisle dava konusu işlemin tesis edildiği; İdare Mahkemesi’nce, ölçülülük ilkesi dikkate alınmadan ve ulusal marker ekleme fiilinin ticari faaliyete konu edilmeden önce gerçekleşip gerçekleşmediği hususu irdelenmeden ve bu durumun aksini ispat eder şekilde davalı idare tarafından bir tespit yapılmadan işlem tesis edildiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Aktarılan kurallar ve dosyadaki bilgiler birlikte değerlendirildiğinde, 5015 sayılı Kanun’un 18. maddesinin ihlâli hâlinde verilecek idari para cezası, “Cezada kanunilik” ilkesi doğrultusunda 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 2. fıkrasında maktu olarak düzenlenmiş olup, Mahkeme tarafından, nispi olmayan bir cezaya dönük olarak ölçülülük ilkesi muvacehesinde değerlendirme yapılmasında hukukî isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, dava konusu fiili düzenleyen Kurul kararı tetkik edildiğinde, düzenlemenin, ulusal marker ekleme eyleminin talep formunda belirtilen süreden önce kullanılmaması ile ilgili olduğu, dolayısıyla akaryakıtın ticari faaliyete arz edildiği zaman dilimiyle ilgili bir düzenleme olmadığı açıktır. Ayrıca, dava konusu fiilin yapılan tespitler ışığında sabit olduğu, davacının ikrarıyla da bu durumu teyit ettiği, mezkûr Kurul kararının da sarih biçimde ihlâle konu fiili tanzim ettiği, Kanun’un ilgili maddesinde cezasının maktu olarak düzenlendiği ve davalı idarenin de söz konusu mevzuatı tatbik ettiği anlaşıldığından, fiilin yeniden değerlendirilmesi yönündeki dava konusu işlemin iptali kararında hukukî isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukukî uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 13/01/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.