Danıştay 3. Daire, Esas No: 2017/2871, Karar No: 2021/643
Danıştay 3. Daire Başkanlığı 2017/2871 E. , 2021/643 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/2871
Karar No : 2021/643
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU :… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, bir kısım emtia alımlarını sahte faturalarla belgelendirmesi nedeniyle takdir komisyonu kararına dayanılarak 2010 yılının tüm dönemleri için re’sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı geçici verginin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının sahte fatura kullanması nedeniyle takdire sevk edildiğinin anlaşıldığı olayda, hakkında sahte fatura düzenlediği yolunda vergi tekniği raporu bulunan firmalardan fatura temin ederek maliyetlerine dahil ettiği belirtilmiş ise de, bu faturalara konu emtiaların gerçekten işletmeye girip girmediği yada gerçek bir emtia alışı olmaksızın maliyetleri artırarak dönem matrahını azaltmak amacıyla sahte faturaların kayıtlara yansıtıldığı hususunun yapılacak araştırma ile ortaya konulmaksızın, sadece emtia aldığı mükellefleri hakkında sahte fatura düzenledikleri yolunda tespiti bulunduğundan takdir edilen matrah üzerinden yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu cezalı vergi kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının 2010 yılında emtia alışlarının bir kısmını sahte faturalarla belgelendirdiği hususu, faturalarını kayıtlarına aldığı firmalar hakkında düzenlenen vergi tekniği raporları ile sabit olduğundan adına yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge İdare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 08/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
(X)-KARŞI OY:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30. maddesinde, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanmış, maddenin vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı halleri düzenleyen bentleri arasında sayılan tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması hali re’sen tarh sebebi olarak öngörülmüştür.
Aynı Kanun’un 31. maddesinde, takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanılacağı belirtilmiş, 74. maddesinin (a) fıkrasının 1. bendinde, yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak; 2. bendinde ise vergi kanunlarında yazılı fiat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri takdir etmek komisyonun görevleri olarak belirlenmiş, 75. maddesinde de, takdir komisyonlarının 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu konunda yazılı inceleme yetkisine haiz oldukları düzenlenmiştir.
Davacının, sahte fatura düzenlemekten dolayı hakkında vergi tekniği raporu bulunan mükellefler tarafından düzenlenen faturaları maliyet kayıtlarına intikal ettirdiğinin Ba formu ile tespit edildiği, bu nedenle 213 sayılı Yasa’nın 30. maddesinin 2. fıkrasının 6. bendi uyarınca re’sen tarh sebebinin bulunduğu olayda, Vergi Mahkemesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, faturaları maliyet kayıtlarında muhasebeleştirilen mükellefler hakkında düzenlenen vergi tekniği raporları getirtilerek, faturaların gerçek bir emtia alımına dayanıp dayanmadığı, sahte fatura kullanmak suretiyle maliyetlerin artırılıp artırılmadığı, takdir edilen matrahın doğruluğu hususlarının araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davacı adına yapılan tarhiyatı yazılı gerekçeyle kaldıran vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyuyla Karara katılmıyorum.