Danıştay 13. Daire, Esas No: 2016/3741, Karar No: 2021/386
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2016/3741 E. , 2021/386 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/3741
Karar No:2021/386
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Sigorta Aracılık Hizmetleri Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nce 19/11/2015 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen ”Ambulansların Kasko Sigortalarının Yaptırılması Hizmet Alımı” ihalesine ilişkin olarak davacı şirket tarafından yapılan itirazen şikâyet başvurusunun reddine dair 28/01/2016 tarih ve 2016/UH.III-269 sayılı Kamu İhale Kurulu (Kurul) kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacının itirazen şikâyet başvurusunda ileri sürdüğü iddiaların değerlendirilmesinden, İdare tarafından aşırı düşük teklif sorgulaması yapılırken sadece ihale sonucunda verilen nihai teklif üzerinden değil, İdari Şartname’de belirlenmiş olan her bir teklif için ayrı ayrı aşırı düşük teklif sorgulaması yapılması gerektiği ve nihai teklife ilişkin açıklama yapılırken de İdari Şartname’deki bu kalemlerin her biri için bedel öngörülmüş olması gerektiği birinci iddiasına ilişkin olarak; idarece aşırı düşük teklifin usulüne uygun bir biçimde belirlendiği, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 38. maddesinde öngörüldüğü üzere, teklifler reddedilmeden önce belirlenen süre içerisinde teklif sahiplerinden önemli olduğu tespit edilen bileşenler hakkında usulüne uygun bir biçimde açıklama istenildiği, yapılan ihalenin niteliği gereği en önemli teklif bileşeninin sigorta baz primi olarak belirlendiği, bu nedenle sigorta baz primi konusunda verilen teklifler için açıklama istenildiği, ayrıca tüm isteklilere gönderilen açıklama isteme yazılarının aynı olduğu görüldüğünden, davacının bu iddiasına itibar edilmediği; Aşırı düşük teklif sorgulaması ile ilgili olarak ihale üzerinde bırakılan … A.Ş. … Şubesi’nce yapılan açıklamanın sadece baz sigorta primi, BSMV ile acente komisyonunu içerdiği, bunların dışında kalan ve İdari Şartname uyarınca teklif bedelinin içinde olması gereken diğer kalemlerin açıklama yazısında karşılanmadığı, KİK payı, damga vergisi gibi teklif bileşenlerinin her biri için ayrı ayrı bir fiyat açıklaması içermeyen, sadece nihai teklifin uygun olduğuna dair sigorta şirketince yapılan açıklamanın aşırı düşük teklif sorgulaması için yeterli olmayacağı ikinci iddiasına ilişkin olarak; İdari Şartname’nin ”Teklif fiyata dâhil olan giderler” başlıklı 25.1. maddesinde ”İlgili mevzuat gereğince yapılacak ulaşım, vergi, %5 BSMV, resim ve harç giderleri ile taahüdün yerine getirilmesine yönelik her türlü giderler teklif fiyata dâhildir.” 25.2. maddesinde ” 25.1. maddesinde yer alan gider kalemlerinde artış olması ya da benzeri yeni gider kalemlerinin oluşması hâllerinde, teklif edilen fiyatın bu tür artış ya da farkları karşılayacak payı içerdiği kabul edilir.Yüklenici, bu artış ve farkları ileri sürerek herhangi bir hak talebinde bulunamaz.”’ düzenlemesine yer verildiği, bu durumda, istekliler tarafından ileri sürülen nihai teklifte verilen fiyatın, taahhüdün yerine getirilmesine yönelik her türlü gideri içerdiği, dolayısıyla aşırı düşük teklife ilişkin yapılan açıklamanın da bu gider kalemlerini kapsadığı, ayrıca mevzuat gereğince, idare tarafından, aşırı düşük teklif yazısı için istenen izahatlerde yalnızca önemli görülen teklif bileşenleri için açıklama istenileceğinin öngörüldüğü, bunun dışında her bir teklif bileşeni için kalem kalem izahat istenilmesini öngören bir düzenlemenin bulunmadığı anlaşıldığından davacının bu iddiasına itibar edilmediği, İhalede ekonomik açıdan en avantajlı teklif olarak belirlenen … A.Ş. … Şubesinin teklifinin, 4734 sayılı Kanun’a, Kamu İhale Genel Tebliği’ne ve İdari Şartname’ye aykırı olduğu üçüncü iddiasına ilişkin olarak; tüm dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde, ihale üzerinde bırakılan tarafından sunulan teklifin ve teklif sonrası yapılan izahatın usulüne uygun olduğu, anılan teklifi sakatlayan, mevzuata ve idari şartnameye aykırı bir durumun bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından davacının bu iddiasına itibar edilmediği, İdare tarafından ihalede şeffaflık ve ihalede eşit davranma yükümlüğünün ihlâl edildiği dördüncü iddiasına ilişkin olarak; ihale edilen işin usulüne uygun bir biçimde ilan edildiği, tüm teklif sahiplerinin ihale ile ilgili dokümanlara ulaştığı, ihale sonrasında idare tarafından istenilen aşırı düşük sorgulamasına yönelik izahat isteme yazılarının mevzuata uygun bir biçimde tesis edildiği, ayrıca teklif sunan 6 istekliye gönderilen aşırı düşük teklife ilişkin istenilen izahat yazılarının içeriğinin aynı olduğu görüldüğünden davacının bu iddiasına da itibar edilmediği; bu durumda, ihale ile ilgili olarak ileri sürdüğü tüm iddialar yerinde görülmeyen davacının anılan ihaleye yönelik olarak yaptığı itirazen şikâyet başvurusunun reddine ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, aşırı düşük teklif açıklama istem yazısında hangi teklif bileşenleri hakkında açıklama yapılması istendiğinin belirtilmediği, söz konusu yazıda hangi teklif bileşenlerinin önemli olduğu belirtilmediğinden verilecek cevapta bütün bileşenler hakkında açıklama yapılmasının zorunlu olduğu, sigorta baz primi dışındaki diğer kalemler teklif fiyatı belirlemede etkisiz ise o zaman İdari Şartnamede bu kalemlere yer verilmiş olmasının isteklileri tümüyle yanıltıcı nitelikte olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu ihalenin kasko ihalesi olduğu, ihaleyi alan isteklinin de bankacılık ve sigorta alanında faaliyet gösterdiği, sunulan teklifin Genel Müdürlük tarafından teyit edildiği, dolayısıyla anılan isteklinin aşırı düşük teklif açıklamasının mevzuata uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 09/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.