Danıştay 13. Daire, Esas No: 2016/4193, Karar No: 2022/578

Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2016/4193 E. , 2022/578 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2016/4193
Karar No:2022/578

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Petrol Ürünleri ve Nakliyat Sanayi Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Madeni yağ lisansı sahibi davacı şirkete ait istasyonda 13/05/2015 tarihinde yapılan denetimde, kendi tescilli markası haricinde başka bir firmaya ait …ve …logolu yağ tenekelerine dolum yapmak suretiyle lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterdiğinden bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca 400.530,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (Kurul) …tarih ve …sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; davacının madeni yağ lisansı ile faaliyette bulunduğu tesiste görevlilerce yapılan denetimde, kendi tescilli markası haricinde başka bir firmaya ait …ve …logolu yağ tenekelerine dolum yapıldığı tespit edilerek bu durumun iş yeri yetkilisinin imzasıyla birlikte tutanak altına alındığı, bu suretle davacının, sahip olduğu lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterdiği anlaşıldığından, fiiline uygun olarak Kanunda öngörülen miktarda idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, idarenin yaptığı her denetimde Kanun ve Yönetmelikte belirtilen usullerle numuneler alması gerektiği hâlde numune alınmadığı, tutanağa konu tenekelerdeki ürünün, zamanla tankların dibinde oluşan tortuların (atık yağ) bertarafı için lisanslı geri dönüşüm tesislerine teslim edilmek üzere doldurulmuş tortular olduğu, bir başka ifadeyle satışa arz edilebilecek nitelikte mamul madeni yağ olmadığı, davalı idarenin denetim yapan yetkililerinin aldığı fotoğraflardan da açıkça görüleceği üzere yıpranmış, paslı, kırışık, hurda niteliğinde olan, piyasada mamul madde satışında kullanılması imkân dâhilinde olmayan tenekelere mamul ürün konularak satışa arz edilmiş gibi işlem yapıldığı, iş yeri yetkilisinin gelmesiyle konuya tam olarak vâkıf olmadan ve beyanları tutanağa yansıtılmadan tutanağın imzalatıldığı, iş yerinde denetim esnasında bulunan işçilerin konuya ilişkin beyanlarının alınmadığı, Mahkeme kararının gerekçeli karar alma hakkını ihlâl ettiği, kendileri hakkında dava konusu idarî işlemin uygulanabilmesi için bu ürünü piyasaya sürmüş olduğunun tespit edilmiş olması gerektiği, bunun da ancak nakil vasıtalarına yüklenmiş, faturası düzenlenmiş ve sevk hâlinde tespit yapılmasıyla mümkün olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacı her ne kadar tenekelerin eski ve paslı olduğunu ve atık yağların bertaraf edilmesi için kullanıldığını ve denetçilerin uyarısı üzerine tenekelerde bulunan atık yağların atık tanklarına geri boşaltılarak tenekelerin iş yerinden uzaklaştırıldığını beyan etse de, denetim tutanaklarında; “denetim esnasında ürün bandında …ve …markalı 12,5 kg’lık metal tenekelere dolum yapıldığının görüldüğü, ancak tesisin sahibi ……’in, tenekelerin işçiler tarafından sehven doldurulduğunu beyan ettiği ve tenekeleri dolum tanklarına boşalttığının görüldüğü” ifadelerinin yer aldığı, sonuç olarak, davacının madeni yağ lisansı ile faaliyette bulunduğu tesiste görevlilerce yapılan denetimde, kendi tescilli markası haricinde başka bir markaya ait …ve …logolu yağ tenekelerine dolum yapıldığı tespit edilerek iş yeri yetkilisinin imzasıyla birlikte tutanak altına alındığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Davacı şirkete ait …tarih ve …numaralı Madeni Yağ Lisansıyla “…OSB, …. Cadde, …Sokak, …Mevki, …” adresinde faaliyet gösteren iş yerinde 13/05/2015 tarihinde yapılan denetimde, tesisin kendi tescilli markası haricinde başka bir firmaya ait 57 adet 12.5 kg’lık …ve …logolu yağ tenekelerine dolum yapıldığının görevliler ve iş yeri yetkilisinin imzaladığı tutanakla tespit edilmesi üzerine yapılan soruşturma sonucunda Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun …tarihli ve …sayılı dava konusu Kurul kararıyla, davacının lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterdiği, bu durumun 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin 1. ve 2. fıkralarına ve Madeni Yağların Ambalajlanması ve Piyasaya Sunumu Hakkında Tebliğ’in 11. maddesinin 3. fıkrasına aykırı olduğundan bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca 2015 Yılında Uygulanacak Para Cezaları Hakkında Tebliğ hükümleri gereğince 400.530,00-TL tutarında idarî para cezası verilmesi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun “Lisans sahiplerinin temel hak ve yükümlülükleri” başlıklı 4. maddesinde,
“Lisans, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konularda taahhütlere girişilmesi haklarını verir.
Lisans ile tanınan haklar; bu Kanun’un, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılır. …” kuralına yer verilmiştir.
5015 sayılı Kanun’un dava konusu işleme ilişkin fiil tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 19. maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendinin (2) numaralı alt bendinde, “Sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi” hâlinde sorumlulara üç yüz elli bin Türk Lirası idarî para cezası verileceği belirtildikten sonra, anılan fıkranın (f) bendinde, 4. maddenin dördüncü fıkrasının (l) bendi kapsamındaki ihlâller hariç olmak üzere bayiler için (e) bendinde yer alan cezanın beşte birinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Anılan Kanun’un 19. maddesinin yedinci fıkrasında ise, “Yukarıda belirtilenlerin dışında kalan, ancak bu Kanun’un getirdiği yükümlülüklere uymayanlara Kurumca bin beş yüz Türk Lirasından yetmiş bin Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir.” kuralı yer almıştır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Kanunîlik ilkesi” başlıklı 4. maddesinde,
“Hangi fiillerin kabahat oluşturduğu, kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriği, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabilir. Kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarı ancak kanunla belirlenebilir.” kuralına yer verilmiştir.
Madeni Yağların Ambalajlanması ve Piyasaya Sunumu Hakkında Tebliğ’in 11. maddesinin 3. fıkrasında,
“Madeni yağların üretimi, dolumu ve ambalajlanması lisanslı tesislerde yapılır. Madeni yağ üreticileri, lisanslı tesislerinde lisans sahibi adına alınmış marka tescil belgesi kapsamındaki tesislerinin haricinde başka bir tesiste madeni yağ üretemez.” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5326 sayılı Kanun’un aktarılan kuralına göre, kanunda veya idarenin genel ve düzenleyici işlemlerinde tanımlanabilen kabahatin karşılığı olan idarî yaptırımın ve miktarının mutlaka ilgili kanunda belirtilmiş olması, ilgilisine de bu kabahatinin karşılığı olan idarî yaptırımın uygulanması gerekmektedir. Dolayısıyla, idarî yaptırım uygulamaya yetkili idareler tarafından, yaptırım kararı alınmadan önce mevzuata aykırı fiilin ne olduğu ve kanunun hangi maddesinin ihlâl edildiği tereddüde yer vermeyecek şekilde belirlenmeli ve bundan sonra fiilin karşılığı olan kanunda belirtilen idarî yaptırımın uygulanmasına karar verilmelidir. Başka bir anlatımla, fiil ile uygulanan idarî yaptırım örtüşmeli ve ilgilisine kanunda karşılığı olmayan veya fiil ile örtüşmeyen bir idarî yaptırım uygulanmamalıdır.
5015 sayılı Kanun’un 4. maddesindeki düzenlemenin, lisans sahiplerinin genel nitelikli hak, kısıtlama ve yükümlülüklerine ilişkin olduğu; anılan maddenin birinci ve ikinci fıkralarında, lisans sahiplerine, lisans hangi faaliyete (rafinerici, dağıtıcı, işleme, bayilik v.b) ilişkin olarak verilmişse, sadece buna ilişkin alanda piyasa faaliyetinde bulunabilecekleri ve lisans ile tanınan hakların 5015 sayılı Kanun’un, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılacağının belirtildiği görülmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davalı idarece, madeni yağ lisansı ile faaliyet gösteren davacıya ait istasyonda 13/05/2015 tarihinde yapılan denetimde, davacının, lisansı ile tanınan haklar dışında faaliyet göstererek tesisin kendi tescilli markası haricinde başka bir firmaya ait 57 adet 12.5 kg’lık …ve …logolu yağ tenekelerine dolum yaptığı, böylece “sahip olunan lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterildiği”nden bahisle 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu Kurul kararına dayanak teşkil eden 5015 sayılı Kanun’un -dava konusu işleme ilişkin fiil tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan- 19. maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendinin (2) numaralı alt bendinin, lisans sahiplerinin, kendilerine verilen lisansta belirtilen faaliyet konuları ve tanınan haklar dışında başka bir konuda ve alanda piyasa faaliyetinde bulunması hâlinde uygulanacak idarî para cezasına ilişkin bir düzenleme olduğu görülmektedir.
Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 18. maddesinde, lisansın, sahibine lisansta yer alan faaliyetin yapılması ile bu konuda taahhütlere girişilmesi haklarını verdiği ve lisansla tanınan hakların, ilgili mevzuatta kayıtlı hususların yerine getirilmesi koşuluyla kullanılabileceği açıklandıktan sonra, 23. maddesinde madeni yağ lisansı kapsamında yürütülecek faaliyetlere yer verilmiş; 24. maddesinde ise, madeni yağ lisansı sahiplerinin yükümlülüklerinin neler olduğu belirtilmiştir.
Bu kapsamda, lisans ile tanınan hakların, 5015 sayılı Kanun’un, ilgili diğer mevzuatın ve lisansta yer alan kayıtlı hususların bir bütün olarak dikkate alınması suretiyle belirlenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, madeni yağ lisansı ile faaliyet gösteren davacıya isnat edilen kendisine ait tesiste kendi tescilli markası haricinde başka bir firmaya ait yağ tenekelerine dolum yapmak suretiyle “lisans ile tanınan haklar dışında faaliyet göstermesi” fiilinin, 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının ihlâli anlamına geleceğinin kabulü ve davacıya 5015 sayılı Kanun’un 4. madde hükümlerini ihlâl ettiğinden bahisle aynı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca ceza verilmesi mümkün değildir.
Zira, anılan hükümlerin bu şekilde yorumlanması, ikincil düzenlemelerde yer alan herhangi bir yükümlülüğün ihlâli hâlinde, piyasada faaliyet gösteren lisans sahiplerinin 5015 sayılı Kanun’un 4. maddesini ihlâl etmiş olacağı ve tümüne 19. maddenin ikinci fıkrasının (e) bendinin (2) numaralı alt bendi uyarınca ceza verilmesi gerekeceği anlamına gelecektir ki, bu durum 19. maddenin düzenlenme biçimi ve amacıyla çelişeceği gibi, kanunilik ilkesine de aykırılık oluşturacaktır.
Bunun yanında, 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin yedinci fıkrasının dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan hâlinde, maddede belirtilenlerin dışında kalan, ancak bu Kanun’un getirdiği yükümlülüklere aykırı davranılması durumunda ne şekilde ceza verileceği kurala bağlanmış olduğundan, ikincil mevzuatın ihlâli hâlinde verilecek olan idarî para cezası miktarının tayininde 5015 sayılı Kanun’un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendinin (2) numaralı alt bendinin mi yoksa anılan Kanun’un 19. maddesinin yedinci fıkrasının mı uygulanacağı şeklinde bir belirsizlik doğacaktır ki, bu durum da kanunîlik ilkesine aykırılık teşkil edecektir.
Bu itibarla, sahip olduğu lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterdiğinden bahisle davacıya idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca …İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 22/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir