Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2020/3161, Karar No: 2021/252
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/3161 E. , 2021/252 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/3161
Karar No : 2021/252
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıya ait … plakalı aracın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2. maddesinin 3. fıkrası uyarınca trafikten men edilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlem ile davacıya 4.220,00-TL trafik idari para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2. maddesine, 31/05/2012 tarih ve 6321 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile eklenen, 3. fıkranın düzenlenme amacının, korsan taşımacılığın engellenmesi olduğu, trafik ekiplerince yapılan denetim sırasında araca ait “Turizm Servis Aracı Güzergah Kullanım İzin Belgesi”nin bulunduğu, aracın trafik tescil belgesinde kullanım amacının “Yolcu Nakli-Ticari” olarak belirtildiği, bu nedenle 2918 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesinin 3. fıkrası kapsamında ilgili belediyeden izin ve ruhsat almaksızın ticari bir taşımacılık yapıldığından bahsedilemeyeceği,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde çalışan servis araçlarına ilişkin kuralların, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Servis Araçları Yönergesi’nde düzenlendiği, anılan Yönerge’ye aykırı davranılması halinde Yönerge’de belirlenen yaptırımların uygulanmasının mümkün olduğu,
Dava konusu işlemlerde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 20/12/2019 tarih ve E:2019/2199, K:2019/12434 sayılı kararıyla;
Belediye sınırları içinde karayolu taşımacılığı yapacak olan araçlarının güzergâh ile sayılarının UKOME tarafından tespit edileceği, UKOME’den bu hususta alınmış bir izin belgesi ile güzergâh belirleme kararı bulunmayan araçlarla yolcu taşımacılığı yapılmasının 2918 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen müeyyidelerin uygulanmasını gerektirdiği,
Davacıya ait aracın trafik tescil belgesinde kullanım amacının “Yolcu Nakli-Ticari” olarak belirtildiği ve davacı adına düzenlenen ‘”Turizm Servis Aracı Güzergah Kullanım İzin Belgesi” mevcut olduğu anlaşılmakta ise de, dava konusu taşımacılığın söz konusu belgeler kapsamında yapılabilecek bir taşıma olmayıp korsan olarak tabir edilen ticari taksi taşımacılığı niteliğini taşıdığı, davacının sahip olduğu belgelerin yürütülen taşımacılık faaliyeti için yeterli olmadığı,
Bu nedenle, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, anılan işlemlerin iptali yönündeki Mahkeme kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla;
2918 sayılı Kanun’un dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Ek-2. maddesinin 3. fıkrasında, ilgili belediyeden izin veya ruhsat alınmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığının yasaklandığı ancak ticari amaçlı taşımacılık için alınan izin belgesinin niteliği ile konusu hususunda bir ayrıma gidilmediği ve alınan izin belgesinde belirtilen faaliyet konusu dışında yolcu taşıyanlara ne tür bir ceza verileceğinin düzenlenmediği,
Nitekim, Kanun koyucu tarafından 26/10/2018 tarih ve 30557 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7148 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 2918 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesinin değiştirilerek, ilgili belediyeden çalışma izni/ruhsatı almadan yolcu taşımacılığı yapılması, alınan izin/ruhsatta belirtilen faaliyet konusu dışında yolcu taşımacılığı yapılması ve alınan izin/ruhsatta belirtilen çalışma bölgesi/güzergâh dışında yolcu taşımacılığı yapılması durumları için farklı yaptırımların öngörüldüğü,
Dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan Kanun hükümleri dikkate alındığında, ilgili belediyeden herhangi bir izin/ruhsat alınmaksızın yapılan ticari yolcu taşımacılığı ile alınan izin/ruhsatta belirtilen faaliyet konusu dışında yapılan taşımacılığın aynı nitelikte değerlendirilmesi ve aynı yaptırıma tabi tutulmasının hukuka uygun olmadığı,
Tescil belgesinde kullanım amacı ticari olarak kaydedilen araç için belediyeden alınmış ve işlem tarihi itibarıyla geçerliliği devam eden turizm servis aracı güzergah kullanım izin belgesi bulunması nedeniyle, 2918 sayılı Kanun’un dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan Ek 2. maddesinin 3. fıkrası uyarınca tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uygunluk, dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında da hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi eklenerek istinaf başvurusunun reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ve temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi kararının, gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Trafik ekiplerince … tarihinde yapılan denetimde, … plakalı aracın hem sahibi hem de sürücüsü olan davacının, ilgili belediyeden izin ve ruhsat almaksızın ticari amaçla yolcu taşımacılığı yaptığı tespit edilmiş ve bu durum tutanak altına alınarak davacı hakkında 2918 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesinin 3. fıkrası uyarınca dava konusu işlemler tesis edilmiştir.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun -dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan- “Araçların tescil edildikleri amacın dışında kullanılması” başlıklı Ek 2. maddesinde; “Araçlarını motorlu araç tescil ve trafik belgesinde gösterilen maksadın dışında kullananlar ile sürülmesine izin veren araç sahipleri 14.400.000 lira para cezası ile cezalandırırlar.
Ayrıca, araç onbeş gün süre ile trafikten men edilir.
(Ek fıkra: 31/5/2012-6321/3 md.) İlgili belediyeden izin veya ruhsat almaksızın, belediye sınırları dâhilinde ticari amaçlı yolcu taşıyan kişiye, araç sahibine, bağlı bulunduğu durak, işyeri ve işletmelerin sorumlularına birinci fıkrada gösterilen idari para cezası üç kat olarak, fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde tekerrürü halinde ise beş kat olarak uygulanır. Ayrıca, araç her defasında altmış gün süre ile trafikten men edilir.
(Ek fıkra: 31/5/2012-6321/3 md.) Ayırıcı işareti bulunmayan üçüncü fıkra kapsamındaki araçlardan taşımacılık hizmeti alanlara da birinci fıkrada belirtilen cezanın üçte biri oranında idari para cezası uygulanır.” hükmü yer almakta iken,
Anılan düzenlemenin 3. fıkrasının iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan itiraz başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesinin 11/09/2014 tarih ve E:2014/52, K:2014/139 sayılı kararı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2. maddesinin 3. fıkrasının 1. cümlesinde yer alan “araç sahibine” ibaresi ile 2. cümlesinin “araç sahibine” yönünden iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin bahse konu kararı ve gerekçeleri göz önüne alınarak, 26/10/2018 tarih ve 30577 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7148 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 2918 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesi değiştirilerek,
“Ek Madde 2- Araçlarını motorlu araç tescil belgesinde gösterilen maksadın dışında kullananlar ile sürülmesine izin veren araç sahiplerine 1.002 Türk lirası idari para cezası uygulanır. Ayrıca, araç on beş gün süre ile trafikten menedilir.
10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamında ilgili belediyeden;
a) Çalışma izni/ruhsatı almadan,
b) Alınan izin/ruhsatta belirtilen faaliyet konusu dışında,
c) Alınan izin/ruhsatta belirtilen çalışma bölgesi/güzergâh dışında belediye sınırları dâhilinde yolcu taşımak yasaktır. Bu fıkranın (a) bendine uymayanlara 5.010 Türk lirası, (b) bendine uymayanlara 2.018 Türk lirası, (c) bendine uymayanlara 1.002 Türk lirası idari para cezası verilir. Fiilin işlendiği tarihten itibaren geriye doğru bir yıl içinde tekerrürü hâlinde, bu fıkrada yer alan idari para cezaları iki kat olarak uygulanır.
İşleteni veya sahibi, sürücüsünün kendisi olup olmadığına bakılmaksızın aracın bu maddenin üçüncü fıkrasına aykırı olarak kullanılmaması hususunda gerekli tedbirleri almak ve denetimini yapmakla yükümlüdür. Araç, bu maddenin üçüncü fıkrasının;
a) (a) bendinin ihlali hâlinde altmış gün,
b) (b) bendinin ihlali hâlinde otuz gün,
c) (c) bendinin ihlali hâlinde ise on beş gün
süreyle trafikten menedilir.
İlgili belediye tarafından tahdit veya tahsis kapsamına alınmış ve bu kapsamda verilmiş çalışma izninin/ruhsatının süresi bittiği hâlde, belediye sınırları dâhilinde yolcu taşıyan kişiye 1.002 Türk lirası idari para cezası uygulanır ve eksikliği giderilinceye kadar araç trafikten menedilir.
Ayırıcı işareti bulunmayan üçüncü fıkra kapsamındaki araçlardan taşımacılık hizmeti alanlara da 334 Türk lirası idari para cezası uygulanır.” şekilde düzenlenmiştir.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun “Ulaşım hizmetleri” başlıklı 9. maddesinde; “Büyükşehir içindeki kara, deniz, su, göl ve demiryolu üzerindeki her türlü taşımacılık hizmetlerinin koordinasyon içinde yürütülmesi amacıyla büyükşehir belediye başkanı ya da görevlendirdiği kişinin başkanlığında, yönetmelikle belirlenecek kamu kurum ve kuruluşları ile, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun görevlendireceği ilgili odanın temsilcisinin katılacağı Ulaşım Koordinasyon Merkezi kurulur. İlçe belediye başkanları kendi belediyesini ilgilendiren konuların görüşülmesinde koordinasyon merkezlerine üye olarak katılırlar. Ulaşım Koordinasyon Merkezi toplantılarına ayrıca gündemdeki konularla ilgili üye olarak belirlenmeyen ulaşım sektörü ile ilgili kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından ihtisas meslek odalarının temsilcileri de davet edilerek görüşleri alınır.
Bu Kanun ile büyükşehir belediyesine verilen trafik hizmetlerini plânlama, koordinasyon ve güzergâh belirlemesi ile taksi, dolmuş ve servis araçlarının durak ve araç park yerleri ile sayısının tespitine ilişkin yetkiler ile büyükşehir sınırları dahilinde il trafik komisyonunun yetkileri ulaşım koordinasyon merkezi tarafından kullanılır.
Ulaşım koordinasyon merkezi kararları, büyükşehir belediye başkanının onayı ile yürürlüğe girer.
Ulaşım koordinasyon merkezi tarafından toplu taşıma ile ilgili alınan kararlar, belediyeler ve bütün kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgililer için bağlayıcıdır.
Koordinasyon merkezinin çalışma esas ve usulleri ile bu kurullara katılacak kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Büyükşehir belediyelerine bu Kanun ile verilen görev ve yetkilerin uygulanmasında, 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmaz.” hükmü,
5216 sayılı Kanun’un anılan hükmüne istinaden hazırlanan ve 15/06/2006 tarih ve 26199 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği’nin 28. maddesinin 2. fıkrasında, “Taksi, dolmuş, minibüs ve umum servis araçları ile toplu taşım araçlarının tahsis süreleri, ticarî plâka sayıları ile bu plâkaların verilmesine ilişkin usul, esas ve devir ücretleri UKOME’ce tespit edilir.” kuralı yer almaktadır.
Öte yandan, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde, “Kabahat” deyiminin, Kanun’un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği; “Genel kanun niteliği” başlıklı değişik 3. maddesinde, bu Kanun’un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; “Zaman bakımından uygulama” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı belirtilmiş; madde ile atıfta bulunulan 5237 sayılı Kanun’un “Zaman bakımından uygulama” başlıklı 7. maddesinin 2. fıkrasında, “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, belediye sınırları içinde karayolu taşımacılığı yapacak olan araçların güzergâh ile sayılarının UKOME tarafından tespit edileceği, UKOME tarafından bu hususta alınmış bir izin belgesi ve güzergâh belirleme kararı bulunmayan araçlarla ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapılmasının ise ilgililer hakkında 2918 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesinde belirtilen müeyyidelerin uygulanmasını gerektirdiği sonucuna ulaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda her ne kadar, davacıya ait aracın trafik tescil belgesinde kullanım amacının “Yolcu Nakli-Ticari” olarak belirtildiği ve davacı adına düzenlenen “Turizm Servis Aracı Güzergah Kullanım Belgesi” mevcut olduğu anlaşılmakta ise de, söz konusu güzergah izin belgesinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Servis Araçları Yönergesi kapsamında şehir içi turizm taşımacılığı yapacak araçlar için düzenlenen bir belge olduğu, davacı tarafından yapılan ticari taksi taşımacılığı için ise, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ticari Taksi ve Taksi Dolmuş Yönergesi kapsamında alınmış bir çalışma izin belgesinin bulunması gerektiği, her iki taşımacılığın farklı mevzuat hükümlerine tabi olduğu ve ticari taksi taşımacılığına ilişkin bir çalışma izin belgesinin de dosyaya sunulmadığı görüldüğünden, davacı tarafından yürütülen taşımacılığın korsan olarak tabir edilen izinsiz ticari taksi taşımacılığı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan, 5236 ve 5237 sayılı Kanun’ların yukarıda yer verilen hükümleri uyarınca, idari yaptırımların dayanağını oluşturan kuralların yürürlükten kaldırılması veya failin lehine olacak biçimde değiştirilmesi halinde, ortaya çıkan yeni hukukî durumun dikkate alınması gerekmektedir. Bununla birlikte, lehe düzenleme nedeniyle verilecek bir iptal kararının, idare tarafından lehe düzenleme kapsamında davacının eylemine uyan başka bir yaptırımın uygulanmasına da engel olmayacağı açıktır.
2918 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesinin 3. fıkrasının iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan itiraz başvurusu üzerine, anılan Mahkemenin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile, anılan Kanun’un Ek 2. maddesinin 3. fıkrasının 1. cümlesinde yer alan “araç sahibine” ibaresi ile 2. cümlesi “araç sahibine” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı bulunarak iptaline karar verilmiştir.
Bunun üzerine, 2918 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesi, 26/10/2018 tarih ve 30577 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan 7148 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değiştirilmiş ve ilgili belediyeden çalışma izni/ruhsatı almadan, alınan izin/ruhsatta belirtilen faaliyet konusu veya çalışma bölgesi/güzergahı dışında faaliyet gösterilmesi durumlarına ayrı ayrı yaptırımlar öngörülmüştür.
Olay tarihi itibarıyla ilgili belediyeden alınmış turizm servis aracı güzergah kullanım izin belgesi bulunan fakat 2918 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesinin 3. fıkrasının dava konusu işlem tarihindeki hali uyarınca, korsan olarak tabir edilen izinsiz ticari taksi taşımacılığı niteliği taşıyan faaliyeti nedeniyle davacı hakkında uygulanan idari yaptırımların dayanağı kurallarda, dava devam ederken değişiklik yapılmış ve oluşan yeni hukuki durumda davacı tarafından yürütülen taşımacılık faaliyeti (alınan izin/ruhsatta belirtilen faaliyet konusu dışında) bakımından lehe düzenlemelere yer verilmiştir.
Bu itibarla, dava konusu olayda uygulanacak yaptırımlar bakımından davacı lehine düzenleme yapıldığı ve idarece lehe düzenleme kapsamında davacının eylemine uyan başka bir idari yaptırımın uygulanmasına da engel bir nedenin bulunmadığı hususu göz önüne alındığında, dava konusu işlemlerin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddi yolunda verilen … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu ısrar kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin temyize konu … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3.Bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 11/02/2021 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun, dava konusu işlemlere dayanak Ek 2. maddesinin 3. fıkrasının iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan itiraz başvurusu üzerine, Anayasa Mahkemesinin 11/09/2014 tarih ve E:2014/52, K:2014/139 sayılı kararı ile, anılan Kanun’nun Ek 2. maddesinin 3. fıkrasının 1. cümlesinde yer alan “araç sahibine” ibaresi ile 2. cümlesinin “araç sahibine” yönünden Anayasa’nın 38. maddesine aykırı bulunarak iptaline karar verilmiştir.
Bunun üzerine, 2918 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesi, 26/10/2018 tarih ve 30577 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan 7148 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değiştirilmiş ve ilgili belediyeden çalışma izni/ruhsatı almadan, alınan izin/ruhsatta belirtilen faaliyet konusu veya çalışma bölgesi/güzergahı dışında faaliyet gösterilmesi durumlarına ayrı ayrı yaptırımlar öngörülmüştür.
Anayasa Mahkemesince bir kanun maddesi iptal edildikten sonra, Anayasa Mahkemesince iptal hükmünün yürürlüğü ertelenmiş ise, ertelenme süresi içinde veya daha sonraki bir tarihte yasama organınca yeni bir yasal düzenleme yapılırsa, uyuşmazlığın bu düzenlemeye göre çözümlenmesi gerekmektedir. Aksi yaklaşımın, işlenen fiillerin cezasız kalması neticesini doğuracağı açıktır.
Nitekim, bakılan uyuşmazlık özelinde de, Anayasa Mahkemesinin yukarıda anılan iptal kararlarından sonra, yasama organınca yeni bir yasal düzenleme yapılmış olduğundan, uyuşmazlığın yeni yasal düzenlemeye göre çözümlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda, dava konusu işlemlerin sebebi fiilin sübuta erip ermediğine ilişkin bir değerlendirme yapılarak, fiilin sübuta ermediği sonucuna varılması durumunda bu hususta karar verilmesi, sübuta erdiği sonucuna varılması halinde ise sonraki yapılan düzenlemelerde lehe bir durumun bulunup bulunmadığı hususunun … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince inceleme yapılarak karar verilmesi gerekmektedir. Bu husus tarafların temyiz hakkının elinden alınmaması bakımından önem arz etmektedir.
Bu nedenle, temyiz istemine konu kararın bozulması ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesi gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.