Danıştay 13. Daire, Esas No: 2015/4500, Karar No: 2021/5387
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2015/4500 E. , 2021/5387 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/4500
Karar No:2021/5387
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kaymakamlığı-…
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İzmir ili, Konak ilçesi, … Lisesi Kampüsü’nde bulunan kantinin bir yıl süreyle kiraya verilmesi amacıyla 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun 51/g maddesi uyarınca pazarlık usulüyle ihale gerçekleştirilmesinin uygun bulunmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin, söz konusu işleme istinaden 27/04/2015 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin ve ihale sonucuna göre önceki müstecir olan davacının taşnmazı on beş gün içerisinde tahliye etmesi gerektiğini bildirir … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen kararda; … Lisesi Kampüsü’nde bulunan kantin davacı tarafından işletilmekte iken kira sözleşmesinin 10/02/2015 tarihinde sona erdiği, kira süresi sona ermeden İzmir 21. Noterliği aracılığıyla … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname keşide edilerek kira sözleşmesinin yeni dönem olan 10/02/2015 tarihinden itibaren yenilenmeyeceğinin davacıya bildirildiği, dolayısıyla kira sözleşme süresinin sona erdiği, davacı tarafından … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas kaydında açılan kira ilişkisinin ve kiracılığın devam ettiğinin tespiti davasında anılan Mahkemece tedbir talebinin reddine karar verildiği ve ihalede rekabet şartlarının gerçekleştiği hususları bir bütün olarak dikkate alındığında, dava konusu kantin işletmesi için ihaleye çıkılması ve usulüne uygun olarak gerçekleştirilen ihale işlemi ile kiracılık ilişkisi sona ermekle fuzuli şagil konumuna düşen davacının taşınmazdan tahliye edilmesine ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemler hukuka uygun bulunarak davanın reddine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 750,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, okul aile birliği ile aralarındaki sözleşmenin Borçlar Kanunu’na tabi olduğu, tahliye davası açılıp Borçlar Kanunu’na göre tahliye kararı alınmaksızın 2886 sayılı Kanunun 75. maddesi uyarınca tahliye işleminin gerçekleştirilemeyeceği, demirbaş bedelinin 42.150,00-TL olarak belirlendiği ve bu belirleme yapılırken mevzuatta belirtilen şartlara uyulmadığı, davalı idare vekil ile temsil edilmemesine rağmen davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedildiği, dava konusu işlemlerin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemlerin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Mahkeme kararının hüküm fıkrasının vekâlet ücreti yönünden düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunu’nun 24. maddesinin (f) bendinde, kararlarda yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği; 31. maddesinde, yargılama giderleri hususunda Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmış; anılan madde ile atıfta bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yargılama giderlerinin kapsamı” başlıklı 323. maddesinin (ğ) bendinde, “vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti” yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği; 332. maddesinde ise, yargılama giderlerine mahkemece re’sen hükmedileceği belirtilmiştir.
2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasında, “Temyiz incelemesi sonunda Danıştay; a) Kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar. b) Kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onar.” kuralı yer almıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık Ücreti” başlıklı 164. maddesinde, “Avukatlık ücreti, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder… Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir.” kuralı, “Avukatlık ücret tarifesinin hazırlanması” başlıklı 168. maddesinde ise “…Avukatlık ücretinin takdirinde, hukukî yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır.” kuralına yer verilmiştir.
659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine İlişkin Kanun Hükmünde Kararname’nin “Takip ve temsil yetkileri ile bunların kapsamı, niteliği ve kullanılması” başlıklı 6. maddesinin 2. fıkrasında ise, “İdareleri adli ve idari yargıda, icra mercileri ve hakemler nezdinde vekil sıfatıyla doğrudan temsil yetkisi; hukuk birimi amirleri, hukuk müşavirleri, muhakemat müdürleri ve avukatlara aittir.” kuralı yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
1. İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen Mahkeme kararının davanın reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
2. Mahkeme kararının hüküm fıkrasının vekâlet ücreti yönünden incelenmesi:
2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca, Danıştay’ın, temyize konu kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayabileceği kuşkusuzdur.
Yukarıda aktarılan mevzuata hükümleri uyarınca, davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilebilmesi için davanın, idareyi temsil ile yetkilendirilmiş hukuk birimi amiri, hukuk müşaviri, muhakemat müdürü veya avukat olan vekil tarafından, karar tarihinden önce dosyaya ibraz edilen bir vekâletname veya görevlendirmeye ilişkin belge ile takip edilmesi gerekmektedir.
Bakılan davada, kararın verildiği tarih itibarıyla davalı idarenin anılan sıfatlara sahip bir vekil aracılığıyla temsil edilmediği, ancak İdare Mahkemesi’nce davanın reddine karar verilmekle birlikte davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedildiği görülmektedir.
Bu itibarla, kararın verildiği tarih itibarıyla vekil tarafından temsil edilmeyen davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiği hâlde, vekâlet ücretine hükmedilmesinde usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
Ancak, bu eksikliğin giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyize konu Mahkeme kararının, hüküm fıkrasında yer alan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 750,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine” ibaresinin çıkarılması suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının, hüküm fıkrasında yer alan “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 750,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine” ibaresi çıkarılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 28/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.