Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/17564, Karar No: 2021/1086

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/17564 E. , 2021/1086 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2016/17564
    Karar No : 2021/1086

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
    (…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …Yapı Ürünleri İnşaat Medya ve Bilişim Yayıncılık Hizmetleri Sanayi Ticaret Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : …Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı şirket adına, sahte fatura kullandığından bahisle vergi inceleme raporuna istinaden re’sen tarh edilen 2010/12 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacıya fatura düzenleyen Rami Vergi Dairesi mükellefi … hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitlerden, düzenlediği faturaların sahte olduğu ortaya konulamadığından söz konusu faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatta ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Süresinde savunma dilekçesi verilmemiş, 30/12/2017 tarihinde kayda giren dilekçe ile temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Davalı idarenin temyiz dilekçesinde özel usulsüzlük cezasına ilişkin ileri sürdüğü nedenler, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bu kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamıştır.
    Mahkeme kararının; Rami Vergi Dairesi mükellefi …’dan alınan faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyata ilişkin kısmına gelince;
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
    3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
    Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
    Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
    Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
    Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmaların düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellefler hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
    Davacı şirketin ihtilaflı dönemde fatura aldığı Rami Vergi Dairesi mükellefi … hakkında düzenlenen …tarih ve …sayılı Vergi Tekniği Raporu’nda özetle; birincil formda poliamitler, üre reçineleri, melamin reçineleri, vb. plastik hammaddelerin imalatı, plastik enjeksiyon işi ile iştigal etmek üzere 26/03/2002 tarihinde mükellefiyet tesis ettirdiği; 30/11/2012 tarihinde mükellefiyetinin re’sen terkin edildiği; 27/03/2002 tarihli yoklamada, işyerinin 70 metrekare olduğu, plastik enjeksiyon işi ile iştigal ettiği, demirbaş olarak 1 adet plastik enjeksiyon makinesi, masa ve sandalye bulunduğu; …Cad. …İş Merk. …Blok No:…adresinde yapılan 26/04/2005 tarihli yoklamada, işyerinin 300 metrekare olduğu, 3 adet işçisinin bulunduğu; 12/10/2005 tarihli yoklamada, şube işyeri açtığı, şubede plastik bağlantı elemanları parçalarının imalatı işi ile iştigal ettiği, 1 adet taş motoru ve el aletlerinin bulunduğu; 25/04/2005 tarihli yoklamada, …ve …plaka sayılı araçları satın aldığının tespit edildiği; 08/03/2006 tarihli yoklamada, faaliyetine devam ettiği, 3 işçisinin çalıştığı, 1 adet enjeksiyon makinesi, 1 adet kırma makinesi, 1 adet soğutma kulesi, 1 adet fırın, 2 adet masa, 6 adet koltuk, 1 bilgisayar, …ve …plaka sayılı araçların bulunduğu; 06/06/2007 tarihli yoklamada, faaliyetine devam ettiği, tespit esnasında 9 adet işçinin çalıştığı, işyerinde plastik hammadde ve doğalgaz malzemeleri ile çeşitli makinelerin bulunduğu, 04/04/2008 tarihli yoklamada, 7 işçinin çalıştığı, faaliyetine devam ettiği, çeşitli makinelerin bulunduğu, işyerinde plastik hammadde ve doğalgaz malzemelerinin bulunduğu ve takribi değerinin 375.000,00-TL olduğu; 12/04/2012 tarihli yoklamada, işyerinin kapalı olduğu, kapısında kiralık levhasının asılı olduğu, işyerinin arada sırada açıldığı ancak genelde kapalı olduğu çevreden yapılan araştırmada tespit edildiği, …Cad. …Sok. …San. Sit. No:…adresinde yapılan 12/04/2012 tarihli yoklamada, ödevlinin faaliyette olmadığı, mükellefin yaklaşık üç yıl önce adresten ayrıldığı, işyerinin kapalı ve boş olduğu; 2009 sonrası defter ve tasdik bilgilerine rastlanılmadığı; 2009, 2010, 2011, 2012 yıllarına ilişkin mükellefin KDV matrahları ile Form Ba-Bs’lerin uyumlu olduğu; 2009 yılı KDV matrahı 3.350.340,55 TL, 2010 yılı 2.343.066,44 TL, 2011 yılı 1.212.445,00 TL, 2012 yılı 69.915,00 TL olduğu, 2009 yılı alışlarının %92,23’ü ve 2011 yılı alışlarının %90,58’i hakkında vergi tekniği raporu bulunan mükelleflerden, 2010 yılı alışlarının ise sahte belge düzenleme ihtimali olan mükelleflerden yapıldığı, mükellefin vadesi geçmiş 102.726,00 TL vergi borcu bulunduğu tespitlerine yer verilerek mükellefin gerçek bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, düzenlediği faturaların sahte olduğu sonucuna varılmıştır.
    Yukarıda aktarılan tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, fatura alınan firmalar hakkında sahte belge düzenleme nedeniyle vergi tekniği raporlarının bulunması, sahte fatura ile belgelendirdiği alışlarının oranının çok yüksek olması, beyan edilen hasılatı gerçekleştirecek kapasitesinin bulunmaması yapılan yoklamalarda mükellefe ulaşılamaması, bir takım vergisel yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması, Ba ve Bs formlarının uyumsuz olması hususları dikkate alındığında adı geçen mükellef tarafından davacı şirkete düzenlenen ihtilaf konusu faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna varılmış olup, aksi yöndeki Mahkeme kararının bu kısmında hukuki isabet görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
    2. Temyize konu …. Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının, özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının ONANMASINA,
    3. Mahkeme kararının …’dan alınan faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyata ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 18/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :
    Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir