Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/9948, Karar No: 2021/1093
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/9948 E. , 2021/1093 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/9948
Karar No : 2021/1093
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .. Yapı İnşaat Hafriyat Nakliyat ve Kuyumculuk İç ve
Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle vergi ziyaı olarak re’sen tarh edilen 2011/ 2 ila 9 ve 2013/1 dönemeri vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; ihtilaflı dönemde davacının fatura aldığı Horasan Mal Müdürlüğü mükellefi … hakkında düzenlenen Vergi Tekniği Raporunda yer verilen tespitlerin incelenmesinden anılan mükellefin bir kısım vergi ödevlerini yerine getirmediği tespit edilmiş ise de, ihtilaflı dönemde gerçek bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, düzenlediği faturaların sahte olduğuna ilişkin yapılmış somut bir tespit bulunmadığından, ayrıca 2011 ve 2012 takvim yılı katma değer vergisi beyanlarının düzeltilmesi sonucu 2013/1 döneminde davacı tarafından ödenecek katma değer vergisinin çıkmış olması sebebiyle, davalı idarece davacı adına tarh edilen dava konusu cezalı tarhiyatta da yasal isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idarece, vergi inceleme raporlarına dayanılarak yapılan cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarında hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek kabule ilişkin kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra Mahkeme Kararında … adlı mükellefin adının sehven yer aldığı görülerek gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise, gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da zorunludur.
Sözü edilen mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Davacının ihtilaflı dönemde fatura aldığı Horasan Mal Müdürlüğü mükellefi … hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunun incelenmesinden; mükellefin karayolu ile şehirlerarası yük taşımacılığı faaliyetinde bulunmak üzere mükellefiyet tesis ettirdiği, 24/09/2002 tarihinde yapılan yoklamada, 1999 model … marka kamyon ile 03/05/2002 tarihinde nakliye işine başladığının tespit edildiği, 01/06/2006 tarihinde yapılan yoklamada, nakliyeye ek olarak hafriyat işine de başladığının tespit edildiği, 09/03/2012 tarihinde yapılan ikametgah adresinde yapılan yoklamada, köyde oturmayıp İstanbul’a taşındığının tespit edildiği, mükellefin her ikisi hakkında da vergi tekniği raporları düzenlenmiş olan … İnş. Taah. Nak. Haf. San. Tic. Ltd. Şti. ile … Yapı İnş. Haf. Nak. Kuyum. İç ve Dış Tic. Ltd.Şti.nde ortağı ve yöneticisi olduğu, 2008 ila 2011 yıllarında işçi çalıştırmadığı, 2008 yılında toplam 771.264,32 TL, 2009 yılında toplam 1.311.244,33 TL, 2010 yılında toplam 2.247.113,00 TL, 2011 yılında toplam 5.503.280,90 TL tutarında katma değer vergisi matrahı beyan ettiği, buna karşılık Bs.sinin; 2008 yılında 689.755,00 TL, 2009 yılında 1.311.244,00 TL, 2010 yılında 4.247.113,00 TL, 2011 yılında ise 5.503.280,00 TL; Ba.sının ise 2008 yılında 145.355,00 TL,2009 yılında 1.295.10,00 TL, 2010 yılında 3.480.100,00 TL, 2011 yılında da 5.489.065,00 TL olarak beyan edildiği, mal ve hizmet alım bildirimlerinin büyük oranda hakkında sahte belge düzenlemekten dolayı vergi tekniği raporu bulunan mükelleflerden yapılmış olduğu, özellikle ortağı olduğu şirketlere büyük tutarda fatura düzenlediği gibi tespit ve değerlendirmelere dayanılarak bu mükellefin 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarında düzenlediği faturaların gerçek bir mal ve hizmet teslimi olmaksızın sahte faturalar olduğu sonucuna varıldığı tespit ve değerlendirmelerine yer verilmiştir.
Yukarıda belirtilen tespitlerin bütün halinde değerlendirilmesinden, adı geçen mükellefin vekili olan kardeşine tebliğ edilen yazıya rağmen defter ve belgelerini ibraz etmediği, Ba-Bs analizinde tutarsızlıklar olduğu, faaliyet konularının yürütüldüğüne dair yeterli emare bulunmadığı, mükellefe adreslerinde ulaşılamadığı adres değişikliğini bildirmediği, yüksek tutarda fatura düzenlediği İstanbul’da faaliyet gösteren iki ayrı şirketin daha ortağı halde halen Horasan Mal Müdürlüğü mükellefi gözüktüğü, ortağı olduğu bu şirketlerin de sahte belge düzenlemekten haklarında vergi tekniği raporu düzenlendiği, davacının nakliyecilik faaliyetini gerçekleştirecek yeterli sayıda araç kaydı ve ekipmanı, işçisi olmadan böylesine yüksek ciro ve iş hacmi beyanına karşın bildirilen cirolara ulaşmalarının teknik icaplarla bağdaşmadığı somut tespitlerle ortaya konulduğundan davacıya düzenlediği faturaların gerçek mal teslimine dayanmayan sahte faturalar olduğu sonucuna varılmış olup, dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığından mahkeme kararının bozulması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:.. sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 18/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.