Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2020/2719, Karar No: 2021/335
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/2719 E. , 2021/335 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2719
Karar No : 2021/335
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- …
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
2- … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ..
3- … Kaymakamlığı – …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 03/03/2020 tarih ve E:2019/16861, K:2020/3057 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Zonguldak İli, Alaplı İlçesi, … Köyü’nde 20-21/05/1998 günlerinde gerçekleşen heyelan ve su baskını afeti nedeniyle söz konusu bölgede afete maruz kalan afetzedelerin krokilerde gösterilen mahallere yerleştirilmelerine ilişkin 12/11/1998 tarih ve 12027 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile anılan bölge hakkında düzenlenen ve 14/10/1998 tarihinde onaylanan jeolojik etüd raporunun ve bu karar uyarınca, kendilerine konut yardımı yapılmasına rağmen hasarlı konutlarda oturduğu tespit edilenlerin, hasarlı konutlarının yıkımına, aksi takdirde can ve mal güvenliğinin sağlanması açısından konutlardaki elektrik ve su bağlantılarının kesilerek gerekli işlemlerin yapılacağına ilişkin Alaplı Kaymakamlığının … tarih ve …sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 03/03/2020 tarih ve E:2019/16861, K:2020/3057 sayılı kararıyla;
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24/12/2018 tarih ve E:2016/4418, K:2018/5720 sayılı bozma kararına uyularak,
Danıştay Ondördüncü Dairesince 12/06/2015 günü mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen raporda özetle; davaya konu alanın I. derece deprem bölgesinde bulunduğu, civar yerlerde değişik tarihlerde meydana gelen depremlerden bölgenin etkin bir şekilde etkilendiği, davacıya ait yapıda toprak kayması ya da herhangi bir nedenden dolayı oluşmuş ve bina güvenliğini tehdit eder nitelikte yapısal hasara rastlanmadığı, alanda keşif tarihi itibarıyla aktif bir heyelan ve su baskını riskinin mevcut olmadığı, bu nedenle binada yapısal önlem alınmasını gerektiren bir durumun da olmadığı şeklinde tespitlere yer verilmekle birlikte, mevcut verilerle uzun vadeli bir değerlendirmenin yapılamadığı ve muhtemel bir depremde heyelan riskinin varlığını tespit edebilmek için ayrıntılı jeolojik etüt yapılması gerektiğinin de belirtildiği, ancak anılan raporda, keşif tarihi itibarıyla alandaki afet riskinin değerlendirildiğinin anlaşıldığı,
Dava konusu işlemlerin temel dayanağı olan 29/06/1998 tarihli jeolojik etüt raporunda ise, davacının taşınmazının bulunduğu …Mahallesi ile ilgili olarak, “… Mahallesi … Çayı’nın kuzey, kuzeybatı kesimlerinde kurulmuştur. Bölgede … Çayı ile … yolu arasındaki konutların büyük bir kısmı su baskınından etkilenerek hasara uğramıştır. Mahallede heyelandan etkilenen konutların …Çayı’nın batısındaki yaklaşık 10-15 derecelik eğime sahip bölgedeki konutlar olduğu tespit edilmiştir. Buradaki konutlar gevşek altere malzeme üzerine kurulmuş olup, altere zonun kalınlığının çok fazla olmadığı tespit edilmiştir. Mahallede heyelan nedeniyle 4 konutun nakli uygun görülmüş olup, bu konutlar şunlardır: .. 2- … ” şeklindeki tespitlere yer verildiği,
Anılan jeolojik etüt raporunda, dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda, söz konusu tarihte heyelan gerçekleştiğinin ve bu heyelan nedeniyle, dava konusu taşınmazın zarar gördüğünün açıkça tespit edildiğinin görüldüğü, iki jeoloji mühendisi tarafından hazırlanarak Afet İşleri Genel Müdürlüğünce onaylanan söz konusu raporun, afetin meydana geldiği tarihte arazinin ve yapıların durumu hakkında davaya konu işlemlerin tesisi için yeterli bilimsel veriyi içerdiğinin anlaşıldığı,
Bu durumda; uyuşmazlığa konu binanın bulunduğu bölgede heyelanın gerçekleştiği ve söz konusu heyelan nedeniyle dava konusu taşınmazın zarar gördüğü sonucuna varıldığından, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı doğrultusunda ek rapor alınmadan, eksik araştırma ile verilen Danıştay Altıncı Dairesi kararının, usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idarelerden … ve … Başkanlığı tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş olup; … Kaymakamlığı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerine uyulmamış olunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 03/03/2020 tarih ve E:2019/16861, K:2020/3057 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/02/2021 tarihinde, oybirliği ile karar verildi.