Danıştay 12. Daire, Esas No: 2019/2570, Karar No: 2021/935
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2019/2570 E. , 2021/935 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/2570
Karar No : 2021/935
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş. İdari Mali ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı İdari ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nde kapsam dışı personel statüsünde … olarak görev yapan davacının iş akdinin feshedilmesine ilişkin, Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketi Yönetim Kurulu’nun … tarih ve … sayılı toplantısında alınan … sayılı kararın iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 28/03/2018 tarih ve E:2017/3039, K:2018/1329 sayılı bozma kararına uyularak; davacının çalıştığı kurumun özelleştirme kapsamına alındığı ve isihdamına da ihtiyaç bulunmadığının belirtildiği, ayrıca İş Kanunu’na tâbi olarak çalışan istihdam fazlası kişilerin ise sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenerek feshedilebileceği yönündeki yasal düzenlemeler karşısında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Nakil hakkını yitirmediğini, istihdam fazlası olmadığını, vasıfları kendisi kadar iyi olmayan, daha alt kadrodaki başka bir kişinin aynı işe alındığını, davalı idarenin kötüniyetle hareket ederek, özelleştirme kapsamında nakil hakkı olduğu halde fesih tarihinden 1 yıl önce nakil hakkından feragatname aldığını, kanuna karşı dolanma yoluna gidildiğini, idarenin takdir yetkisini kötüye kullandığını, aynı kurumda emeklilik hakkı dolan aynı statüdekiler üzerinden nakiller yapılırken, iş akdinin feshedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Usul ve yasaya aykırı İdare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava dosyasının incelenmesinden; Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş. İdari Mali ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı bünyesinde kapsam dışı personel statüsünde görev yapan davacının, … olarak atanması halinde nakil hakkından feragat ettiğine dair 13/01/2013 tarihli taahhütname imzaladığı, bu çerçevede, 11/02/2013 tarihinde anılan kadroya atamasının yapıldığı, Türkiye Denizcilik İşletmeleri A.Ş.’nin 4046 sayılı Yasa kapsamında özelleştirme programına alınması sonrasında faaliyette bulunduğu hizmetlerin bir kısmından çekildiği, çekilme sonucu oluşan fiili durum dikkate alınarak işletmenin yeniden yapılanmaya gittiği, bu kapsamda davacının da aralarında bulunduğu otuzüç personelin iş akitlerinin; 4857 sayılı İş Kanunu’nun “Toplu İşten Çıkarma” başlıklı 29. maddesi gereğince Türkiye Denizcilik İşletmeleri Anonim Şirketi Yönetim Kurulu’nun … tarih ve … sayılı toplantısında alınan … sayılı kararla sona erdirilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
… İdare Mahkemesinin … esasında kayıtlı dava dosyasında, davalı idarece süresinde verilen savunmada, diğer hususlar yanında öncelikle uyuşmazlığın idari yargının görevinde olmayıp adli yargının görev alanında bulunduğu ve görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle görev itirazında bulunulduğu, mahkemece; davalı idarece verilen savunma dilekçesi davacıya tebliğ edilmeksizin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla davanın görev yönünden reddine karar verildiği, davacı tarafından kararın temyiz edilmesi üzerine Danıştay Onikinci Dairesinin 28/03/2018 tarih ve E:2017/3039, K:2018/1329 sayılı kararıyla; davanın idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle bozulduğu, idare mahkemesince bozma kararı üzerine “görevlilik kararı” verilmeksizin ve davalı idarenin savunmasının davacıya tebliği yapılmaksızın tekemmül etmemiş olan davanın esası hakkında karar verildiği görülmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Tebligat ve Cevap Verme” başlıklı 16. maddesinde “1. Dava dilekçelerinin ve eklerinin birer örneği davalıya, davalının vereceği savunma davacıya tebliğ olunur. 2. Davacının ikinci dilekçesi davalıya, davalının vereceği ikinci savunma da davacıya tebliğ edilir. Buna karşı davacı cevap veremez. Ancak, davalının ikinci savunmasında, davacının cevaplandırmasını gerektiren hususlar bulunduğu, davanın görülmesi sırasında anlaşılırsa, davacıya cevap vermesi için bir süre verilir. 3. Taraflar, yapılacak tebliğlere karşı, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde cevap verebilirler. Bu süre, ancak haklı sebeplerin bulunması halinde, taraflardan birinin isteği üzerine görevli mahkeme kararı ile otuz günü geçmemek ve bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir. Sürenin geçmesinden sonra yapılan uzatma talepleri kabul edilmez….” hükmü yer almaktadır.
Davalı idarenin görev itirazının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 10. maddesinin 1. fıkrasında, görev uyuşmazlığı çıkarma; adli, idari ve askeri bir yargı merciinde açılmış olan davada ileri sürülen görev itirazının reddi üzerine, görev konusunun incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinden istenmesi olarak tanımlanmış; 2. fıkrasında, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarma, öncelikle görev itirazının idari yargı yerlerinde dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan yapılmış olması ve yargı yerlerinin de kendilerinin görevli olduklarına karar vermiş bulunmaları şartına bağlanmış; 3. fıkrasında, görev itirazının yargı merciince yerinde görülerek görevsizlik kararı verilmesi halinde, görev konusunun Uyuşmazlık Mahkemesince incelenebilmesinin, temyizen bu kararın bozulmuş ve yargı merciince de bozmaya uyularak görevli olduğuna karar verilmiş bulunmasına bağlı olduğu belirtilmiştir. Anılan Kanun’un “Yargı merciince yapılacak işlemler” başlıklı 12. maddesinde ise, “Görev itirazında bulunan kişi veya makam, itirazın reddine ilişkin kararın verildiği tarihten, şayet bu kararın tebliği gerekiyorsa tebliğ tarihinden, itiraz yolu açık bulunan ceza davalarında ise ret kararının kesinleştiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde, uyuşmazlık çıkarılmasını istemeye yetkili makama sunulmak üzere iki nüsha dilekçeyi itirazı reddeden yargı merciine verir.
Bu yargı mercii, dilekçenin bir nüshasını ve varsa eklerini yedi gün içinde cevabını bildirmesi için diğer tarafa tebliğ eder. Tebligat yapılan taraf, süresi içinde bu yargı merciine cevabını bildirmezse, cevap vermekten vazgeçmiş sayılır.
Yargı mercii, itiraz dilekçesi üzerine verdiği itirazı ret kararını kaldırarak görevsizlik kararı vermediği takdirde; yetkili makama sunulmak üzere kendisine verilen dilekçeyi, alınan cevabı ve görevsizlik itirazının reddine ilişkin kararını, dava dosyası muhtevasının onaylı örnekleriyle birlikte uyuşmazlık çıkarmak isteminde bulunmaya yetkili makama gönderir…” düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda anılan düzenlemeler uyarınca, İdare Mahkemesince karar verilmeden önce, 2577 sayılı Kanun’un 16. maddesi uyarınca, usulüne uygun şekilde dosya tekemmül ettirilmeden, bir başka anlatımla; davalı idarenin savunmasının davacıya tebliğ edilerek dosyanın tekemmülünün sağlanması gerektiği halde, davacıya savunmaya cevap verme imkanı tanınmayarak verilen Mahkeme kararında usul hükümlerine uygunluk görülmemiştir.
Öte yandan, yukarıda anılan hükümlere göre, adli veya idari yargı merciine açılmış bir davada, görev itirazında bulunulması halinde esasa girilmeden bu itiraz hakkında bir karar verilmeli ve itirazın reddedilmesi halinde bu kararın tebliğ edilerek, görev itirazında bulunan kişi veya makama görev uyuşmazlığı çıkarma olanağı tanınması zorunludur.
Bakılan davada, İdare Mahkemesince; öncelikle 2247 sayılı Kanun hükümleri gereğince görev itirazının karara bağlanması, uyuşmazlığın görüşülüp çözümlenmesinde idari yargı yerinin görevli olduğu kanaatine varılıyorsa öncelikle “görevlilik kararı” verilmesi, ilgili tarafın başvurusu üzerine yetkili makamca görev uyuşmazlığı çıkarılması halinde görev uyuşmazlığının sonucu beklenerek, daha sonra uyuşmazlığın esasının görüşülmesi gerekmekte iken, belirtilen süreç işletilmeksizin uyuşmazlığın esasını inceleyip, karar veren İdare mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 24/02/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.