Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/8826, Karar No: 2021/1244
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/8826 E. , 2021/1244 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/8826
Karar No : 2021/1244
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Hafriyat Nakliyat Ticaret Anonim Şirketi
(Eski Ünvan:… İnşaat Hafriyat Nakliyat Ticaret Limited Şirketi)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Müteahhitlik işi ile iştigal eden davacı şirket adına, düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden gayrimenkullerin gerçek satış bedelinin eksik bildirildiğinden bahisle tarh edilen 2010 yılı vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı hakkında yapılan incelemede bir kısım alıcıların ifadesine hiç başvurulmadığı gibi, alıcıların çoğunluğunun beyanına göre davacı şirketin kayıtlarına intikal ettirilen satış tutarlarının uyumlu olduğu, hatta bazen alıcı beyanının kayıt ve beyana göre daha düşük tutarda olduğu, sektördeki kârlılık oranının ne olduğu noktasında davacı ve ilgili kurumlar nezdinde araştırma yapılmadığı, davacının satışını yaptığı taşınmazlardan sadece birinin alıcısının beyanları ve gayrimenkul değerlendirme şirketinin bir adet taşınmaz hakkındaki taşınmaz değer tespiti verileri dikkate alınarak davacı şirketin tüm kayıt ve beyanlarının gerçek durumu yansıtmadığından bahisle yapılan cezalı tarhiyatta eksik inceleme nedeniyle hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Müteahhitlik işi ile iştigal eden davacı şirket adına, düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden gayrimenkullerin gerçek satış bedelinin eksik bildirildiğinden bahisle tarh edilen 2010 yılı vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davanın kabulüne ilişkin Vergi Mahkemesi kararı davalı idarece temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 30. maddesinin 1. fıkrasında re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlandıktan sonra, Kanunun 30. maddesinin 4. bendinde, defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması hali, 6. bendinde de, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması hali re’sen tarh nedeni olarak belirtilmiş; 134. maddesinde ise, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden, müteahhitlik işi ile iştigal eden davacı şirket hakkında yapılan vergi incelemesi neticesinde, … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu’nun düzenlendiği, davacının 2009 ila 2012 yıllarına ait hesap ve işlemlerinin incelendiği, Ankara İli, Çankaya İlçesi, … Ada, … Parsel numaralı ve … Ada, … Parsel numaralı arsaya ilişkin olarak arsa sahipleri ile yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri uyarınca davacıya düşen taşınmazların üçüncü sahıslara satışları ile ilgili olarak bir kısım alıcının beyanlarına başvurulduğu, ifadesine başvurulan alıcıların genel olarak davacı ile uyumlu beyanlarda bulundukları, ancak … Ada, … Parselde bulunan 12 numaralı taşınmazın 16/04/2010 tarihli satış faturasındaki tutarın 121.000,00 TL olmasına rağmen, alıcı …’ün 145.000,00 TL banka kredisi çektiğini ve taşınmazı 225.000,00 TL’ye aldığını ifade ettiği, yine … Ada, … Parselde bulunan 4 numaralı taşınmazın 12/11/2010 tarihli satış faturasındaki tutarın 151.000,00 TL olmasına rağmen, 01/03/2011 tarihli banka ekspertiz raporu ile bu taşınmazın değerinin 240.000,00 TL olarak belirlendiği, yapılan tespitler üzerine, bahsi geçen alıcı ifadesi ve ekspertiz raporu dikkate alınarak davacının dönem kazancının eksik beyan edildiğinden ve dolayısıyla tüm kayıt ve beyanlarının gerçek durumu yansıtmadığından bahisle re’sen tarhiyat önerildiği ve düzenlenen vergi inceleme raporu doğrultusunda, hesaplanan satışlardan faturalarda belirtilen satış tutarları mahsup edilmek suretiyle belirlenen matrah farkına %20 kârlılık oranı uygulanmak suretiyle dava konusu cezalı tarhiyatın yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacıya ait … Ada, … Parselde bulunan 12 numaralı taşınmazın satışı üzerine elde edilen kazancın alıcı nezdinde düzenlenen tutanak ile ortaya konulduğu ve matrah takdir edilirken kayıt dışı bırakılan tutara %20 kârlılık oranının uygulanması suretiyle maliyetlerin ikinci kez mahsubunun davacı lehine olacak şekilde dikkate alındığı görülmüş olup, matrah farkı belirlenirken, yeterli inceleme ve araştırma yapılması ve bunun aksini ispat külfeti kendisine ait olan davacının dosyaya buna ilişkin kanunen kabul edilebilir herhangi bir bilgi veya belge sunamamış olması karşısında, davacı adına re’sen tarh edilen kurumlar vergisinin bu matrah farkından kaynaklanan kısmında hukuka aykırılık; aksi yönde verilen Mahkeme kararının buna ilişkin kısmında ise hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kısmen kabulü ile Mahkeme kararının, davacı adına yapılan cezalı tarhiyatın … Ada, … Parselde bulunan 12 numaralı taşınmazın satış bedelinin eksik bildirilmesinden kaynaklanan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının buna ilişkin kısmına katılmıyoruz.