Danıştay 10. Daire, Esas No: 2019/5103, Karar No: 2021/690
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2019/5103 E. , 2021/690 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No: 2019/5103
Karar No: 2021/690
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Valiliği / …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Tur. Taşm. İnş. Güv. Sist. Temizlik ve Gıda San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı Şirket tarafından, … plaka sayılı aracının 6-8 Ekim (Kobani Eylemleri) olayları sırasında meydana gelen terör eylemleri sebebiyle yakılması sonucu meydana gelen 90.000,00 TL zararın olay tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 07/03/2016 tarih ve E:2016/725, K:2016/1439 sayılı bozma kararına uyularak verilen … İdare Mahkemesi kararıyla; uyuşmazlık konusu olayın meydana geliş şekli dikkate alındığında, oluşan zararın kundaklamadan (terör eylemi) kaynaklandığı sabit bulunduğundan bu olaydan dolayı ortaya çıkan zararın 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun hükümleri kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği, dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacıya ait … plaka sayılı … marka 2010 model kamyon vasıflı araca ait 20/08/2009 tarihli fatura tutarının 88.375,00 TL, çöp toplama faaliyetlerinde kullanılan üst ekipman maliyetinin ise 16/07/2009 tarihli fatura uyarınca 30.680,00 TL olduğu ve davacının toplam zararının 119.055,00 TL olduğu, Mahkemenin 16/11/2017 tarihli ara kararına verilen cevap uyarınca aracın 10.000,00 TL hurda bedelinin olduğu, fatura bedelleri dikkate alınarak hesaplanan 119.055,00 TL zarardan 10.000,00 TL’lik hurda bedelinin düşülmesi sonrasında kalan 109.055,00 TL’nin davacının uğramış olduğu zarar olduğu sonucuna varılmış olmakla birlikte, taleple bağlılık ilkesi gereğince de davacının talebinden fazlasına hükmedilemeyeceği, davacı tarafından olayın meydana geldiği tarihten itibaren tazminat miktarına yasal faiz yürütülmesi istenilmekte ise de, olay davacının davalı idareye tazminatın ödenmesi için başvurduğu tarihte davalı idarenin bilgisine girdiğinden, davalı idarenin bu tarihte temerrüde düştüğünün kabulüyle yasal faizin idareye ilk başvuru tarihi olan 20/10/2014 tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği gerekçesiyle davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, 90.000,00 TL tutarındaki maddi tazminatın idareye ilk başvuru tarihi olan 20/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı Şirkete ait aracın olay tarihine kadar yaklaşık 5 yıl kullanıldığı, zarar tespiti yapılırken kullanıma bağlı yıpranma ve değer kaybının da dikkate alınması gerektiği, kararda bu hususta değerlendirme olmadığı, idarelerinin harçtan muaf olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
17/07/2004 tarihinde kabul edilip, 27/07/2004 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, ”Bu Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.”; 2. maddesinin 1. fıkrasında, ”Bu Kanun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsar.”; 6. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında, ”Zarar gören veya mirasçılarının veya yetkili temsilcilerinin zarar konusu olayın öğrenilmesinden itibaren altmış gün içinde, her hâlde olayın meydana gelmesinden itibaren bir yıl içinde zararın gerçekleştiği veya zarar konusu olayın meydana geldiği il valiliğine başvurmaları hâlinde gerekli işlemlere başlanır. Bu sürelerden sonra yapılacak başvurular kabul edilmez. Bu Kanun kapsamındaki yaralanma ve engelli hâle gelme durumlarında, yaralının hastaneye kabulünden hastaneden çıkışına kadar geçen süre, başvuru süresinin hesaplanmasında dikkate alınmaz. İlgili valilik dışında diğer valilikler, kaymakamlıklar, Türkiye Cumhuriyeti dış temsilcilikleri, diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan başvurular ilgili valiliğe gönderilir.”; 7. maddesinde, ”Bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla karşılanabilecek zararlar şunlardır: a) Hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar, b) Yaralanma, engelli hâle gelme ve ölüm hâllerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri, c) Terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararlar”; 8. maddesinin 1. fıkrasında, ”7 nci maddede belirtilen zararlar, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de göz önünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirlenir.” hükümlerine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinde; dava konusu şirkete ait aracın yakılması sebebiyle oluşan zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması gerektiği açıktır.
Ancak, dava konusu … plakalı aracın, davacı Şirket tarafından sunulan faturalardan da anlaşılacağı üzere, olayın meydana geldiği 6-8/10/2014 tarihinde yaklaşık 5 yaşında bir araç olduğu, bu nedenle İdare Mahkemesi tarafından, 5 yıldır kullanılan dava konusu aracın yıpranma ve kullanımdan kaynaklanan varsa değer kayıplarının da tespit edilerek davacının zararı hakkında karar vermesi gerekirken sadece davacı tarafından sunulan araca ilişkin faturalara dayalı olarak zarar hesabının yapılması neticesinde verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın kabulüne ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
(X)KARŞI OY :
Temyize konu İdare Mahkemesi kararı hukuka uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği oyuyla, bozulması yönündeki Daire kararına katılmıyorum.