Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/13105, Karar No: 2021/1308

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/13105 E. , 2021/1308 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2016/13105
    Karar No : 2021/1308

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : … Petrol İnşaat ve Nakliyat Sanayi Ticaret Ltd. Şti.

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmedğinden bahisle 2013/6 ilâ 12. dönemleri için re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı mücbir sebep olmaksızın defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmediğinden bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatında hukuka aykırılık, ancak hisse devrinden sonra işyerinin Ankara iline taşınması nedeniyle defter ve belgelerin ibraz edilememesi karşısında davacının defter ve belgeleri gizleme kastının bulunmadığı, dolayısıyla vergi ziyaı cezalarının bir katı aşan kısımlarında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Olayda gizleme fiili gerçekleşmiş olduğundan yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : …

    DÜŞÜNCESİ : Olayda mücbir sebep bulunmadığından davacının katma değer vergilerinin faturalarda yer aldığını ve yasal defterlerine kaydedildiğini kanıtlayamaması nedeniyle yapılan bir kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Öte yandan katma değer vergisi indirimi verginin yansıma özelliğinden dolayı vergi yükünün nihai tüketiciye aktarılmasını sağlamaktadır. Bu kapsamda, katma değer vergisi indirimi mükelleflerin yüklendikleri vergileri tüketiciye aktarmalarını sağlayan yegane yol olup, bu haktan yararlanılması için katma değer vergilerinin faturalarda ayrıca gösterildiğinin ve yasal defterlere kayıtlı olduğunun ispatlanması gerekmektedir. Olayda ise, defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle 213 sayılı Kanunun 344 ve 359. maddeleri gereğince gizleme fiilinden dolayı vergi ziyaı cezası üç kat olarak uygulanmıştır. Ancak defter ve belgelerin ibraz edilmemesi neticesinde tüm katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle tarhiyat yapılmasının sebebi defter ve belgelerin gizlenmesi değil, indirim konusu yapılan katma değer vergilerine ilişkin olarak ispat külfeti üzerine düşen davacı tarafından bu ispat zorunluluğun yerine getirilememesidir. Burada gizlenen katma değer vergisi indiriminin kendisi olmayıp, gizlemenin amacı vergi idaresinin denetiminden kaçınmak veya gizlenmek istenen durumların ortaya çıkmamasıdır. Her ne kadar indirim konusu yapılan katma değer vergilerinin gerçek bir ticari ilişkiye dayanmaması gibi bir sebeple mükellefin incelemeye alındığı durumlarda gizleme fiilinin katma değer vergisi indirim hakkıyla doğrudan ilişkili olduğu düşünülebilse de, sahte olduğu iddia olunan faturalarda yer alan katma değer vergileri haricindeki katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan tarhiyat üzerinden de üç kat vergi ziyaı cezası uygulanması hakkaniyete uygun düşmez. Ayrıca mücbir sebep ileri sürülmeksizin defter ve belgelerin ibraz edilmemesi durumunda, vergi idaresince sahte olduğu ileri sürülen faturalar yönünden ayrıca değerlendirme yapılarak, bu faturalar yönünden üç kat vergi ziyaı cezasının önerilmesi mümkündür. Dolayısıyla olayda tarhiyat defter ve belgelerin gizlenmesinden değil, davacı tarafından katma değer vergisi indirimlerinin kanıtlanamamasından kaynaklandığından, ayrıca dava dilekçesinde davacı tarafından defter ve belgelerini ibraza hazır olduğu beyan edildiğinden davacının gizleme kastının olmadığı ve temyize konu kararın üç kat vergi ziyaı cezasını bir kata indiren hüküm fıkrasının bu gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 344. maddesinin birinci fıkrasında, 341. maddede yazılı hallerde vergi ziyaına sebebiyet verildiği taktirde mükellef veya sorumlu hakkında ziyaa uğratılan verginin bir katı tutarında vergi ziyaı cezası kesileceği belirtilmiş; 2. fıkrasında, vergi ziyaına 359. maddede yazılı fiillerle sebebiyet verilmesi halinde bu cezanın üç kat, bu fiillere iştirak edenlere ise bir kat uygulanacağı; 359. maddesinin (a) fıkrasının 2. bendinde, vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri tahrif etme veya gizleme veya muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleme veya bu belgeleri kullanma kaçakçılık suçu olarak tanımlanmış ve bu fıkranın son paragrafında, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde inceleme sırasında yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesinin gizleme olarak kabul edileceği hüküm altına alınmıştır.
    Olayda, davacının defter ve belgelerini mücbir sebep olmaksızın incelemeye ibraz etmediği sabit olduğundan gizleme fiilinin gerçekleştiği sonucuna varılmış olup, vergi ziyaı cezalarının üç kat olarak uygulanması yasaya uygun olup, Vergi Mahkemesi kararının vergi ziyaı cezalarının bir katı şan kısımlarının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasında hukuka uygunluk görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kabule ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir