Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/15890, Karar No: 2021/1305
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/15890 E. , 2021/1305 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/15890
Karar No : 2021/1305
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Elektrik İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura düzenlemek suretiyle komisyon geliri elde edildiğinden bahisle re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı 2009 yılı kurumlar vergisi ile 2009/1-3,4-6,7-9,10-12. dönemleri geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı şirketin sahte fatura olarak düzenlendiği ileri sürülen faturalarda yazılı emtiaların gerçekten alınıp alınmadığı, yapılan işin niteliği ve büyüklüğüyle orantılı olup olmadığının araştırılıp gerçek durumun somut olarak ortaya konulmadığı, nitekim şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yüksek miktarda ciro elde edebilecek sermayeye, işçiye emtiaya, demirbaşa, işyerine, depo ve araca kısacası organizasyona sahip olmadığı belirtilmiş ise de, söz konusu şirketin düzenlediği bazı faturaların gerçek olduğunun kabul edildiği, diğer düzenlediği faturaların ise, sahte faturalar olup-olmadığına ilişkin yapılan belirlemenin de somut ve hukuken kabul edilebilir delil ve belgeye dayanmayıp sadece kanaate dayandığı anlaşıldığından, yetersiz inceleme sonucu varsayıma dayalı olarak düzenlenen bu rapora istinaden mükellefin sahte fatura düzenlediği hususunun kanıtlanamadığı, bu nedenle yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin birinci fıkrasında da, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmıştır.
Davacı şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda özetle; mükellefin 17/11/1999 tarihinde “elektrik malzemelerinin toptan ticareti” faaliyetine başladığı, 05/05/2009 tarihli yoklamada, şirketin adreste 25 m²’lik bir alanda elektrik malzemeleri toptan işi ile iştigal ettiği, çalışan personelin ve ek işyerinin olmadığı, işyerinin kirasının aylık 375,00 TL olduğu, sermayesinin 10.000,00 TL olduğu, işyerinde büro malzemeleri raflar ve bir miktar ticari emtianın bulunduğu, mükellef kurum temsilcisinin şirketin faaliyetini; “biz malı alıp işyerimize getirmeden bizden mal talep edenlere ulaştırıyorduk. Bu şekilde az bir sermaye ile küçük bir işyerinde belirtilen hasılatı elde ettikleri” şeklinde açıkladığı, yine 2009 vergilendirme dönemi Ba bildiriminde mükellef …’dan 2 adet belge karşılığında 34.841,00 TL tutarında mal ve hizmet alındığının beyan edildiği ancak ibraz edilen mal ve hizmet belgeleri arasında bu şahıstan alımlara ilişkin belgeye rastlanmadığı belirtilerek konu hakkında izahat istenildiği, kurum temsilcisi tarafından da; “elimizde olan mal ve hizmet alış belgelerinin ibraz edildiği, … isminin Ba bildirimine yanlışlıkla dahil edilmiş olabileceği” şeklinde beyanatta bulunulduğu, mükellef kurumun 2009 yılı hesap dönemi mal ve hizmet alışlarının tutar olarak yaklaşık yarısının gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen sahte/taklit belgeye dayalı olduğu, mükellef kurumun belirtilen (3.944.735,69 TL) ciro ya da hasılat elde edebilecek demirbaşının, işyeri, şube, deposu ve aracının bulunmadığı, işçi çalıştırmadığı, sermayesinin düşük (10.000,00 TL) olduğu, bu sermaye ile iştigal edilen işi sürdürmek ve belirtilen hasılatı elde etmenin normal ve mutad olmayan bir durum olduğu, ayrıca kurum temsilcisi tarafından ibraz edilen satış faturaları toplamı KDV dahil 4.683.983,06 TL olduğu halde mükellef kurumun banka hesabına yatan tutarın yalnızca 942,46 TL olduğu, bütün bu veriler ışığında mükellefin düzenlediği ve vergi tekniği raporunda sayılanlar (liste halinde belirtilenler) dışında kalan bütün faturaların sahte olduğu sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.
Yukarıda özetlenen mevzuat hükümlerinin ve dosya içeriğinin birlikte değerlendirilmesinden, davacı şirketin işçi çalıştırmadığı, şube ve deposunun bulunmadığı, adına kayıtlı araç bulunmadığı, alımlarını kanıtlayamadığı, banka hesabına hasılatına göre çok cüz’i bir miktar yatırıldığı, bu durumda anılan hasılatı gerçekleştirebilecek sermaye ve ticari organizasyona sahip olmadığı, dolayısıyla davacı hakkında sahte fatura düzenlediği yönünde yeterli somut tespit bulunduğundan, aksi yöndeki Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyoruz.