Danıştay 10. Daire, Esas No: 2020/95, Karar No: 2021/815
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2020/95 E. , 2021/815 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/95
Karar No : 2021/815
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
DİĞER DAVALI : … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının davacı ve davalı İçişleri Bakanlığınca aleyhe olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 11/09/2012 tarihinde, İstanbul ili, Sultangazi ilçesinde bulunan Polis Karakoluna yapılan canlı bomba saldırısında, o sırada karakolda bulunan davacının yaralanması ve % 54 oranında özürlü kalması nedeniyle uğramış olduğu zararlara karşılık 50.000,00 TL maddi tazminatın idareye başvuru tarihinden, 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden ve 4.676,00 TL tedavi masrafının davalı idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istenilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: … , K: … sayılı maddi tazminat isteminin kabulü, manevi tazminat isteminin kısmen kabul, kısmen reddine ilişkin kararına davalı idarelerce yapılan istinaf başvurularının reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının, Danıştay Onuncu Dairesinin 02/07/2019 tarih ve E:2019/3580, K:2019/5230 sayılı kararı ile ilk derece mahkemesinin manevi tazminata hükmedilmesine dair kısmına yönelik davalı idarelerin başvuruların reddine yönelik kısmının onandığı, maddi tazminata ilişkin kısmının ise bozulduğu, böylelikle ilk derece mahkemesi kararının manevi tazminat açısından kesinleştiği, bozma kararına uyularak dava dosyası maddi tazminat yönünden incelenerek; davacı tarafından dava konusu olay nedeniyle uğranılan maddi zararların genel tazminat hukuku ilkeleri kapsamında karşılanması gerektiği ileri sürülmüş ve 5233 sayılı Kanun’un 12. maddesinin son fıkrası uyarınca da bu doğrultuda yargı yoluna başvurma hakkının olduğu iddia edilmişse de; 5233 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde de açıklandığı üzere anılan Kanunun yürürlüğünden sonra meydana gelen ve idarenin kusur ya da kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı terör olaylarında da anılan Kanunun uygulanacağı ve 5233 sayılı Kanun’un 9. maddesi ile Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yönetmeliğin, ”Yaralanma, engelli hale gelme ve ölüm hallerinde yapılacak ödemeler” başlıklı 21. maddesinde anılan hallerde maddi zararların nasıl hesaplanıp karşılanacağının özel olarak düzenlendiği, bu nedenle maddi zarar talebinin 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, Anayasa Mahkemesi’nin 25/06/2009 tarih ve E:2006/79, K:2009/97 sayılı kararında; idarenin, hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk hallerinde meydana gelen gerçek zarardan sorumlu olurken, sosyal risk ilkesinde sulh yoluyla ödenecek tazminat miktarının yasa koyucu tarafından yasayla belirlenmesinin Anayasada güvence altına alınan sorumluluk hukukunun temel ilkelerine aykırılık oluşturmayacağı değerlendirmesinde bulunulduğu, idare mahkemesince; davacının maddi tazminat talebinin, İstanbul Valiliği 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonu tarafından teklif edilen miktara karşılık gelen kısmı olan 16.031,00 TL açısından uyuşmazlık tutanağının imzalandığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hükmedilmesi ve fazlaya ilişkin talebin reddi gerekirken, maddi tazminat talebinin hesap bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bulunan miktar yönünden tamamen kabulüne karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davalı idareler tarafından yapılan istinaf başvurularının ilk derece mahkemesinin maddi tazminata hükmedilmesi kısmı yönünden kabulüne, … İdare Mahkemesinin … günlü ve E: …, K: … sayılı kararının davanın maddi tazminat istemi yönünden kabulüne ilişkin kısmının kaldırılmasına, davacının maddi tazminat talebinin, 16.031,00 TL’sine ilişkin kısmının kabulüne, bu tutarın uyuşmazlık tutanağının imzalandığı 09/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarelerce davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, dava konusu olaya ilişkin tazminat istemlerinin genel hükümlere dayalı olarak idarenin hizmet kusuruna dayandırıldığı, olayda idarenin hizmet kusurunun olduğu, müvekkilinin olay nedeniyle meydana gelen yaralanmasının hayatını tehlikeye attığı, özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybının % 51 ve sürekli olduğu, bu oranın 16/12/2015 tarihli Sağlık Raporu ile % 54’e yükseldiği ileri sürülmektedir.
Davalı İçişleri Bakanlığı tarafından, idarenin meydana gelen olaylar nedeniyle hukuki sorumluluğunun olaydaki mevcut zararın yanı sıra olayda idarenin kusur / kusursuz sorumluluğuna bağlı olduğu, dava konusu olayın bir terör olayı olduğu ve olayda idarenin kusur /kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davacı ve diğer davalı İstanbul Valiliği tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş olup, davalı idare İçişleri Bakanlığı tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 02/03/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.