Danıştay 7. Daire, Esas No: 2016/4867, Karar No: 2021/1312

Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2016/4867 E. , 2021/1312 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    YEDİNCİ DAİRE
    Esas No : 2016/4867
    Karar No : 2021/1312

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
    … Gümrük Müdürlüğü …
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret İthalat İhracat Limited Şirketi
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava Konusu İstem: Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı İran menşeli eşyaya dair ibraz edilen Form-A belgesinin sahte olduğundan bahisle ek olarak tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergileri ile bu vergiler üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Olayda, ithalat beyannamesi eki Form-A menşe ispat belgesinin İran makamları nezdinde yapılan yurt dışı araştırması sonucunda, sahte olduğunun bildirilmesine karşın, … Ticaret ve Sanayi Odası tarafından, durumun … Ticaret, Sanayi, Madenler ve Ziraat Odası’na sorulduğu, anılan Oda’nın söz konusu belgenin kendileri tarafından verildiğini ve onaylandığını bildirdiği, davacının ibraz ettiği menşe belgesinin de bu belgeler arasında yer aldığının anlaşılması karşısında, aynı ülke makamlarınca çelişik beyanların verildiği, ortada İran makamlarınca verilen iki farklı beyanın söz konusu olduğu, davalı idarece, uyuşmazlık konusu menşei belgesini düzenleyen makamlar nezdinde olayın tüm unsurlarını ortaya koyan kapsamlı bir araştırma yapılmadığı, dolayısıyla menşei belgesinin sahteliği hususunun somut ve her türlü şüpheden uzak şekilde ortaya konulamadığı, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davaya konu işlemin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Sonradan kontrol çerçevesinde yapılan araştırma sonucunda Form A belgesinin sahte olarak düzenlendiğinin tespit edildiği, yurt dışı nezdinde belgenin sahteliğine ilişkin araştırmanın devam ettiği, belgenin sıhhati yönünden ispat külfetinin davacıya ait olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Mahkemece … Bakanlığı … İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından, … Gümrük İdaresi nezdinde yapılan araştırma sonucunda … Gümrük Müdürlüğü tarafından verilen cevabi yazının aslı getirtilerek, konu ile ilgili belgeler ve diğer bilgilerle birlikte re’sen araştırma ilkesi uyarınca incelenmesi ve değerlendirilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen şekilde inceleme yapılmadan eksik incelemeye dayanılarak verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY:
    Gümrük İdaresince bir kısım beyannameler ekinde ibraz edilen ve gerçekliğinden şüphe duyulan (Form A) menşei belgelerinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı hakkında başlatılan soruşturmada … Bakanlığı … Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yurt dışı araştırması kapsamında … Gümrük İdaresi’nden alınan yazı ekindeki listede yer alan bazı belgelerin sahte olduğunun beyan edildiği, bazılarının ise makamları tarafından düzenlenmediğinin bildirildiği, bu yazı esas alınarak yapılan inceleme sonucunda davacı adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamesi ekinde yer alan Menşei Belgesi’nin (Form-A) sahte olduğunun belirlendiği, bunun üzerine sınır ticareti kapsamında ithal edilen eşyaya tekabül eden gümrük ve katma değer vergileri ek tahakkuku yapılarak bu vergiler üzerinden hesaplanan para cezalarının karara bağlandığı, söz konusu kararlara vaki itirazın reddine dair işlemin iptalini teminen işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 20. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinin, bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeyi kendiliklerinden yapacağı, mahkemelerin lüzum gördükleri evrakın, belirlenen süre içerisinde gönderilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilecekleri hüküm altına alınmıştır.
    Bu madde ile belirlenen re’sen araştırma yetkisine istinaden, idari yargı makamları, uyuşmazlık konusu olayın hukuki nitelendirilmesini yapmak, uygulanacak hukuk kuralını belirlemek ve sonuçta hukuki çözüme ulaşmak yönlerinden tam bir yetkiye sahip oldukları gibi olayın maddi yönünü belirleme noktasından da her türlü inceleme ve araştırmayı da kendiliklerinden yapabilir, tarafların hiç değinmedikleri olayları ve maddi unsurları araştırmaya yönelebilirler. İddia ve savunmalarda ortaya konulan maddi olayın gerçek niteliğinin saptanması için tarafların iddia ve savunmaları ile yetinmeyerek, gerçeğe uygun olup olmadığını serbestçe araştırmaya, maddi delil ve bulguların toplanması ve uyuşmazlığın çözümü için gerekli her türlü inceleme, bilgi edinme ve araştırma yollarını tüketmekle yükümlü oldukları hükme bağlanmıştır.
    Öte yandan; “Sınır Ticaretinin Düzenlenmesine” ilişkin 2008/14451 sayılı Bakanlar Kurulu kararı’nın 9. maddesinin 2. fıkrasında; ithalatta tek ve maktu vergi uygulanacağı, tek ve maktu verginin; gümrük vergisi oranının sıfır, katma değer vergisi ile özel tüketim vergisi oranlarının tam olarak dikkate alınarak hesaplanacağı; 14. maddesinde ise sınır ticaretinin ihlal edilmesi halinde uygulanacak müeyyideler düzenlenmiştir.
    2014/6916 sayılı Türkiye Cumhuriyeti ile İran İslam Cumhuriyeti Arasındaki Tercihli Ticaret Anlaşmasının Onaylanması Hakkında Karar’ın “Menşe İspat Belgesinin düzenlenme işlemleri” başlıklı 15. maddesinin 4. fıkrasında, Menşe ispat Belgesinin, söz konusu ürünlerin akit taraflardan biri menşeli olduğunun kabulü ve bu menşe kurallarının diğer koşullarını yerine getirilmesi durumunda bir akit tarafça, belirlenmiş/ilgili yetkili makamları tarafından düzenleneceği öngörülmüştür.
    22/12/2001 tarih ve 2001/3485 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın Eki Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi Kapsamında Tercihli Rejimden Yararlanacak Eşyanın Menşeinin Tespitine İlişkin Karar’ın 41. maddesinde, makul şüphe durumlarında, kontrol talebine süresi içerisinde cevap alınamaması veya cevabın söz konusu belgenin doğruluğunun veya ürünlerin gerçek menşeinin tespitine imkan verecek ölçüde yeterli bilgi içermemesi halinde, yetkili idarelere ikinci bildirimin yapılacağı, eğer ikinci bildirimden sonra, kontrol sonuçları talep eden mercilere 4 ay içinde bildirilmemişse veya bu sonuçlar söz konusu belgenin doğruluğunu veya ürünlerin gerçek menşeini kanıtlamıyorsa, talepte bulunan gümrük idaresince, istisnai durumlar haricinde tercihli rejim tanınmasının reddedilebileceği belirtilmiştir.
    Türkiye Cumhuriyeti ile İran İslam Cumhuriyeti Arasında Tercihli Ticaret Anlaşması Çerçevesindeki Ticarette Eşyanın Tercihli Menşeinin Tespiti Hakkında Yönetmeliğin “Karşılıklı yardım” başlıklı 25. maddesinin 2. fıkrasında, akit tarafların, yetkili gümrük idareleri ve yetkili kılınmış makamları vasıtasıyla, birbirlerine menşe belgelerinin geçerliliklerinin ve bu belgelerde yer alan bilgilerin doğruluğunun kontrolünde yardımcı olacakları, 26. maddesinin 3. fıkrasında da, kontrolün, ihracatçı ülkenin belirlenmiş/ilgili yetkili makamları tarafından yapılacağı, söz konusu makamların, her türlü delil talep etme ve ihracatçının hesaplarını denetleme veya uygun gördüğü diğer kontrolleri yapabilme yetkisine sahip olduğu, 5. fıkrasında, kontrol talebinde bulunan gümrük idaresinin, bu kontrolün sonuçlarından mümkün olan en kısa zamanda haberdar edilecekleri, sonuçların, belgelerin gerçek olup olmadığını, söz konusu ürünlerin akit taraflardan birine dair menşeli olarak kabul edilip edilemeyeceğini ve diğer şartları taşıyıp taşımadığı hususlarını açıkça göstermesinin gerektiği, 6. fıkrasında da makul şüphe olması halinde, kontrol talebine on ay içinde cevap alınamaması veya cevabın söz konusu belgenin gerçekliğinin veya ürünlerin gerçek menşeinin tespitine imkan verecek ölçüde yeterli bilgi içermemesi halinde, talepte bulunan gümrük idaresinin istisnai durumlar haricinde, tercih tanınmasını reddedeceği düzenlenmiştir.
    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Dosyanın incelenmesinden, temyize konu kararla davalı idare tarafından yurt dışı makamları nezdinde yapılan araştırma sonucunda alınan cevabi yazılarda çelişkili beyanların bulunduğu, Form A belgesinin sahte olduğunun somut olarak ortaya konulmadığı gerekçesiyle işlem iptal edilmiş ise de; … Bakanlığı … Genel Müdürlüğü tarafından … Gümrük İdaresi nezdinde yapılan araştırma sonucunda alınan cevabi yazı ekindeki listede yer alan bir kısım menşei belgelerinin sahte olduğunun bildirilmesi üzerine, söz konusu listede sahte olduğu belirtilen menşei belgelerini ithalat işlemleri sırasında ibraz edenler hakkında işlem tesis edildiği anlaşılmakla birlikte, davaya konu belgenin … Ticaret Odası tarafından düzenlendiği buna karşın, sahtelik iddiasının … Ticaret Odası’nın yazısında belirtildiğinin, Gümrük İdaresince, konunun tekrar incelemeye alındığının ve araştırma sürecinin devam ettiğinin anlaşılması karşısında, Mahkemece, … Bakanlığı … Genel Müdürlüğü’nce, … Gümrük İdaresi tarafından yetkilendirilmiş ve belirlenmiş makam nezdinde araştırma yapılıp yapılmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması, … Ticaret Odası yazısının aslının getirtilmesi, re’sen araştırma ilkesi uyarınca konu ile ilgili belge ve diğer bilgilerin birlikte incelenmesi ve değerlendirilmesi suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, belirtilen şekilde inceleme yapılmadan eksik incelemeye dayanılarak verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
    5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir