Danıştay 9. Daire, Esas No: 2020/4852, Karar No: 2021/1325
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2020/4852 E. , 2021/1325 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2020/4852
Karar No : 2021/1325
Kararın Düzeltilmesini İsteyen : …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf : … Bakanlığı
Vekili : Av. …
İstemin Özeti : Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 11/12/2019 tarih ve E:2016/20184, K:2019/6870 sayılı kararının; dilekçede ileri sürülen nedenlerle düzeltilmesi istenilmektedir.
Cevabın Özeti : Cevap verilmemiştir.
Tetkik Hakimi …’ın Düşüncesi : Karar düzeltme isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık; davacı tarafından, kendisinden cebri icra tehdidi altında tahsil edilen tutarın iadesi talebiyle yapılan düzeltme-şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının Dairemizce onanması üzerine davacı tarafından yapılan karar düzeltme istemine ilişkindir.
Davacı tarafından ileri sürülen iddialar 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca yerinde görüldüğünden karar düzeltme istemi kabul edilerek Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 11/12/2019 tarih ve E:2016/20184, K:2019/6870 sayılı kararı kaldırıldıktan sonra dosya yeniden incelendi:
Vergi Usul Kanunu’nun “Vergi Hatalarını Düzeltme” başlığını taşıyan 6. kısmının 3.bölümünün 116. maddesinde, vergi hatası; vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış, 117. maddesinde hesap hataları, 118. maddesinde ise vergilendirme hataları tek tek sayılarak belirlenmiştir. 118. maddenin 2 no’lu bendine göre, mükellefiyette hata; açık olarak vergiye tabi olmayan veya vergiden muaf bulunan kimselerden vergi istenmesi veya alınması, 3 no’lu bendine göre, mevzuda hata ise; açık olarak vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınmasıdır. Vergi Usul Yasası’nın 116 ve takip eden maddelerinde tarifi yapılan, kapsamı gösterilen vergi hataları nedeniyle, mükelleflerin 5 yıllık zamanaşımı süresi içinde idareye başvurup haklarında yapılan vergi hatalarının düzeltilmesini ve hata nedeniyle haksız ödenen vergilerin iadesini isteyebilecekleri öngörülmüştür. Bu başvuruların reddi üzerine, ilgililer Gelir İdaresi Başkanlığı’na şikayet yoluna başvurabilecekler ve bu istemlerin reddi yolundaki Başkanlık işlemini idari davaya konu edebileceklerdir. Bu davalar 2576 ve 2577 sayılı Yasalarda “vergi tarhı” üzerine Vergi Mahkemelerinde açılacağı belirtilen “vergi davası”ndan konusu itibariyle ayrılmakta olup, vergi davasının konusu, tarh ve buna bağlı tahakkuk işlemini teşkil ettiği halde, vergi hatası iddiasıyla açılan davanın konusunu hata iddiasının reddi yolundaki idari işlem teşkil etmektedir. Olağan vergi dava açma süresi içerisinde dava açma hakkını kullanmayan mükelleflerin düzeltme ve şikayet yolunu izleyerek uyuşmazlığın özünü bir hukuki uyuşmazlık boyutuyla yargı önüne getirmeleri olanaklı olmadığından, vergileme işleminde hata bulunduğu iddiasıyla yapılan düzeltme şikayet istemlerinin reddi üzerine açılan davalarda yasada tarifi ve kapsamı belirtilen vergi hatalarının bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Genel bütçeye, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere ait vergi, resim, harç ve benzeri yükümlerin tarh, tahakkuk, tahsil işlemlerinden ve bunlarla ilgili zam ve cezalardan doğan uyuşmazlıkların çözümünde genel ilke; 2577 sayılı Kanuna uygun olarak vergi mahkemesi nezdinde dava açılmasıdır. Vergilendirme işleminden doğan anlaşmazlık, bir hukuki ihtilaftan değil de, bir maddi hatadan ibaret bulunmakta ise, yasa koyucu pahalı ve uzun olan bu dava yolundan ayrı olarak Vergi Usul Kanununun 116. ila 126. maddelerinde vergi literatüründe “Düzeltme ve Şikayet Müessesesi” denilen bir idari başvuru yolu düzenlenmiştir. Bu müessesenin işleyebilmesi, başka bir deyişle, bu yola başvurulabilmesi için ortada bir hukuki ihtilaftan ziyade, Vergi Usul Kanununun sözü geçen maddelerinde yazılı olan “vergi hatası”nın bulunması gerekmektedir.
Yukarıda anılan hükümlerin değerlendirilmesinden, vergi, resim ve harçların tarh, tahakkuk ve ödeme emri ile haciz işlemlerini de içeren tahsilat aşamalarında yapılan vergi hataları hakkında mükelleflerin 30 günlük (ödeme emrine itirazda 7 günlük) dava açma süresi içinde vergi mahkemesinde dava açmak suretiyle uyuşmazlığı yargı mercii önüne getirmek hakları bulunduğu gibi, önce düzeltme yoluna başvurmak suretiyle vergi hatasının giderilmesini yetkili makamlardan istemek, reddi halinde, dava açma sürelerine bağlı kalarak yargı yerlerine başvurmak hakları da bulunmaktadır. Ancak bu yolun sadece vergi hataları yönünden incelemeye tabi olacağı açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 12/07/2002 tarihli genel kurul kararı ile %1 payla … Akaryakıt İst. Malz. Paz. Tic. A.Ş.’nin ortağı olduğu, yönetim kurulu üyesi seçildiği, 31/05/2004 tarihinde yönetim kurulu üyeliğinden, 20/08/2005 tarihinde ise hisse devri ile ortaklıktan ayrıldığı, asıl borçlu şirketin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili için yönetim kurulu üyeleri adına ödeme emri düzenlendiği ve tebliğ edildiği, davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin 2005/Ağustos ila 2008/Aralık aylarına ilişkin borçları kapsadığı, davacı tarafından adına düzenlenen … tarih ve … sayılı, … tarih ve …,…,…,…,,…,..,..,..,…,…,…,…,…,…,…,…,…,….,…, sayılı ödeme emirlerine konu borçların 2013 yılı muhtelif aylarında ödendiği, geriye kalanların ise 6552 sayılı Yasa kapsamında yapılandırılarak 29/12/2014 tarihinde ödendiği, toplam 88.461,07.-TL tutarında ödeme yapıldığı, söz konusu ödemelerin iadesi için mükellefte(şahısta) hata kapsamında yapılan düzeltme başvurusunun zımnen reddi üzerine şikayet yoluyla Maliye Bakanlığı’na başvurulduğu, şikayet başvurusunun da zımnen reddi üzerine dava açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu edilen davacı tarafından ödenen tutarın vergilendirme hatası kapsamında iadesi istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işlem , 6183 sayılı Kanun kapsamında olmayıp 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamındaki işlemlerden olduğundan mahkemece işin esasının vergi hatası kapsamında incelenmesi gerekirken, ödeme emrine ve hacze karşı 213 sayılı Kanunda düzenlenen hata düzeltmeye ilişkin hükümler uyarınca düzeltme-şikayet yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı bu nedenle davacı tarafından yapılan düzeltme-şikayet başvurusunun reddine ilişkin davalı idare işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına, 02/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY : Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.