Danıştay 10. Daire, Esas No: 2018/2686, Karar No: 2021/829

Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2018/2686 E. , 2021/829 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2018/2686
    Karar No : 2021/829

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : .. Bakanlığı
    (… Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- … ‘ye velayeten … , …
    2- …
    3- …
    4- …
    5- …
    6- …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacılardan … ve …’nin oğlu, …, …, … ve …’nin kardeşi …’nin, davalı idare ile … Turizm Tic. İnş. Mad. Nak. Tic. San. A.Ş. arasındaki sözleşmeye istinaden Rize ili Fındıklı ilçesi … mevkiinde bulunan kapalı spor salonunu inşaatında 12/12/2003 tarihinde arkadaşları ile oynarken duvarın çökmesi sonucu hayatını kaybetmesi olayında, söz konusu yapıyı teslim almasına rağmen atıl durumda bırakan ve inşaat alanına girmeyi engelleyecek şekilde gerekli güvenlik tedbirleri almayan davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen 115.282,20 TL maddi ve 140.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 255.282,20 TL tazminatın olay tarihi olan 12/12/2003 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla; davacılar yakınının vefatında davalı idarenin hizmet kusuru bulunup bulunmadığı hususunun tespiti amacıyla olayın vuku bulduğu tarih ile davanın açıldığı tarih arasında uzun bir süre geçmiş olması sebebiyle yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasının mümkün olmaması nedeniyle Mahkemelerinin 18/02/2016 tarihli ara kararı ile dosya kapsamına alınan … Asliye Ceza Mahkemesi’nin E: …, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E: … sayılı dosyalarında mevcut bilirkişi raporlarının incelenmesinden; dava konusu olayda Fındıklı Cumhuriyet Başsavcılığı’nca olay yerinde yapılan keşif sonucunda bilirkişi olarak atanan KTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü … Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. … tarafından düzenlenen 06/02/2004 tarihli raporda, “Fındıklı kapalı spor salonu inşaat işinin 28/10/1998 tarihinde imzalanan sözleşme ile … Turizm Tic. İnş. Mad. Nak. Tic. San. A.Ş. tarafından yapılmaya başlandığı ve ödenek yokluğu nedeniyle tamamlanmadan 25/12/1998 tarihinde sonuçlandırılarak mevcut haliyle, 31/12/1998 tarihinde oluşturulan kabul heyeti tarafından ‘kusur ve noksanı yoktur’ notuyla teslim alındığı, söz konusu inşaatta olay anında herhangi bir çalışma bulunmadığı, inşaat alanı ve çevresinde, inşaat alanına girişi engelleyen çit, duvar, tel örgü vb. bir yapının olmadığı, inşaat alanına rahatlıkla girilebildiği, birçok duvarın yıkıldığı, bazı duvarların altının oyulduğu, binada bir bekçi bulunmadığı, sadece binanın bir kolonu üzerine ‘İnşaata Girmek Tehlikeli ve Yasaktır’ yazılı uyarı levhasının asılı olduğu, inşaatın 9 ana akstan oluşan betonarme karkas niteliği ile inşa edilmiş, tribün ve tribün altına yerleştirilmiş 2 katlı sosyal tesis-hizmet kısımlarından oluştuğu, ara bölme duvarları ile dış cephe duvarlarının tuğla ile kısmen örülü bulunduğu, bazı iç duvarların sıvalı olduğu, dış cephe duvarları arasında polistren köpük levha bulunduğu, incelenen tuğla duvarlarda yapım kusuruna rastlanmadığı, tuğla duvarların yıllar içinde görmüş oldukları mekanik etkilerle zayıflaması, tuğla duvarlar arasındaki köpük levhanın çıkarılabilmesi için özellikle kuvvet uygulanması ile belirlenemeyen büyüklükteki bir tuğla duvarın yıkılması şeklinde meydana geldiği, inşaat sahasında sadece bir uyarı levhasının bulunduğu ve ilkokul çocuklarını caydırıcılıktan uzak olduğu, çocukların ve ilgisiz kişilerin bu sahaya girmesinin önlenmesi bakımından önceden bekçi bulundurulması ve/veya fiziki engel oluşturulmasının gerektiği, potansiyel tehlike oluşturan duvarların yıkılması gerektiğinin” belirtildiği; öte yandan davalı idare yetkilileri hakkında açılan kamu davasında … Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmek üzere … Ağır Ceza Mahkemesi’nce görevlendirilen ve dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda dosyaya sunulan 27/06/2007 tarihli bilirkişi raporunda özetle “dava konusu olayda inşaat kabul heyeti üyelerinin hepsinin hem resmi görevleri hem de kabul heyet üyeliği görevleri nedeniyle hem ayrı ayrı hem de tek başlarına asli kusurlu olduklarından kaza olayında davalı idare yetkililerinin 8/8 (sekizde sekiz) oranında kusurlu oldukları, maktülün çocuk yaşta olması nedeniyle ona bir kusur atfedilemeyeceği” kanaatine yer verildiği; … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile kapatılan … Asliye Ceza mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının kusur yönünden incelenmesi sonucu bilirkişi Makine Mühendisi …’a hazırlattırılan 22/04/2013 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “dava konusu olayın meydana geldiği Fındıklı kapalı spor salonu binası inşaasına, dava dışı … Turizm Tic. İnş. Mad. Nak. Tic. San. A.Ş. tarafından başlanıldığı ve ödenek yokluğu nedeniyle tamamlanamayan inşaatın, 25/12/1998 tarihinde sonuçlandırılarak mevcut haliyle, 31/12/1998 tarihinde oluşturulan kabul heyeti tarafından ‘kusur ve noksanı yoktur’ notuyla teslim alınarak davalı Müdürlüğe teslim edildiği, söz konusu inşaat tamamlanmadığı halde olay tarihine kadar çevresinde inşaata girmeyi önleyecek herhangi bir tedbir alınmadığı, bekçi tahsis edilmediği, yakın mesafede bulunan ilköğretim okulundan çocukların varlığının göz önüne alınmadığı, dava konusu olay meydana gelinceye kadar inşaat sahasının, çocukların oyun alanı şeklinde işlev gördüğü, sıvasız bırakılan birçok tuğla duvarın yıkıldığı veya altının oyulduğu halde hiçbir tedbir alınmadığının anlaşılmakta olduğu, davalı idarenin davaya konu edilen kazanın meydana geldiği ve kurumsal olarak kendi sorumluluğunda bulundurduğu anlaşılan inşaat alanında 3. kişilerin bu sahaya girmesini önleyecek fiziki ve benzeri her türlü tedbiri almamakla, tamamlanmayan ve yakın çevresinden de tecrit edilmemiş olan inşaat alanının her türlü dış müdahaleye açık olduğunu göz önünde bulundurmamakla, inşaata yakın mesafede bulunan ilöğretim okulu çocuklarının inşaata girip kazalara neden olabileceklerini düşünmemekle, 1999 yılında teslim aldıktan sonra olay tarihine kadar geçen süre zarfında, inşaat alanını gösteren fotoğraflardan inşaatta meydana gelen zarar göz önüne alındığında, inşaatı tamamen kontrolsüz ve başıboş olarak bırakmakla, inşaata girişlerin önlenmesi bakımından etrafını fiziki engellerle donatmamakla, teslim aldıkları tamamlanmayan inşaatı zaman zaman denetlemekle, uyarı levhalarnın 3. kişiler tarafından alındığını beyan ettikleri halde yenilerini koymamakla, sürekliliğini sağlamamakla, uyarı levhalarını göremeyebilecek kişiler yönünden de gerekli tedbirleri almamakla/aldırmamakla, olayda % 80 oranında kusurlu olduğu, müteveffa …’nin yaşı itibariyle bir takım tehlikeleri idrak edebilecek yaşta olduğu halde ve büyükleri ve öğretmenleri tarafından inşaat alanına girişin tehlikeli olduğu kendisine bildirilmiş olmasına rağmen inşaat alanına girip oyun oynamakla ve duvarlar arasındaki karton köpüğü çıkarmak için duvarlara fiziki müdahalede bulunmakla, dikkatsiz ve tedbirsizce davranarak % 20 oranında kusurlu bulunduğuna kanaat getirildiği” yönünde tespitlere yer verildiği belirtilerek, meydana gelen olayda yeterli tedbiri almayan ve kamu hizmetini eksik ve kötü yürüten idarenin hizmet kusurunun bulunduğu; 23/09/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda davacılardan anne … için 57.641,10 TL, baba … için 57.641,10 TL destekten yoksun kalma tazminat hesaplandığı, anılan bilirkişi raporunun taraflara tebliği üzerine davacılar tarafından 21/10/2016 tarihli miktar artırım dilekçesiyle talep edilen maddi tazminat miktarlarının anne … için 37.700,97 TL, baba … için 39.656,28 TL daha artırılmak suretiyle toplam 77.357, 25 TL ıslah edildiği, sonuç itibariyle davalı idarenin olayın meydana gelmesindeki hizmet kusuru nedeniyle davacı … için 57.641,10 TL, davacı … için 57.641,10 TL maddi tazminatın davacılara ödenmesine; davacıların manevi tazminat taleplerine ilişkin olarak ise, davalı idarenin kusurundan kaynaklanan ölüm olayı nedeniyle ölenin anne babası ve kardeşleri olan davacılar tarafından duyulan elem ve üzüntüden doğan manevi zararın az da olsa hafifletilebilmesi bakımından uzun yıllar devam eden yargılama süreci de göz önüne alındığında; davacıların manevi tazminat taleplerinin kabulü ile müteveffa …’nin ölümü nedeniyle çekilen acı ve elemin karşılığında Anne … için 50.000,00 TL, baba … için 50.000,00 TL, kardeşlerinin her biri için 10.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, … için 57.641,10 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, … için 57.641,10 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, … için 10.000,00 TL manevi, … için 10.000,00 TL manevi, … için 10.000,00 TL manevi, … için 10.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 255.282,20 TL tazminatın … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E: … sayılı dosyasındaki dava açma tarihi olan 22/10/2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; davalı idarenin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının kabul edilen 115.282,20 TL maddi tazminatın 24.434,58 TL’lik kısmının ve 85.847,62 TL’lik kısma işletilecek yasal faiz başlangıcının 22/10/2004 tarihi olarak belirlenmesine ilişkin kısmının kaldırılmasına, 90.847,62 TL maddi tazminatın (… için 45.423,81 TL, … için 45.423,81 TL olmak üzere) davacılara ödenmesine ve 5.000,00 TL’lik kısmına 22/10/2004 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına ilişkin kısım ile manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun reddine, kabul edilen maddi tazminatın 85.847,62 TL’lik kısmına yasal faiz uygulanması yönünden başvurunun reddine, 32.924,95 TL maddi tazminat için 14/01/2014 tarihinden, 52.922,67 TL maddi tazminatın 16/11/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir.

    TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, meydana gelen olayda davalı idarenin sorumluluğunun bulunmadığı, maddi tazminat miktarının hatalı hesaplandığı, hükmedilen tazminat miktarına işletilmesine karar verilen faiz başlangıç tarihlerinin ve davacılar lehine hesaplanan avukatlık ücretinin hatalı olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
    2. Davanın kabulüne ilişkin … İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının ONANMASINA,
    3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gnderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 03/03/2021 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir