Danıştay 4. Daire, Esas No: 2019/3570, Karar No: 2021/1450
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/3570 E. , 2021/1450 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/3570
Karar No : 2021/1450
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, takdir komisyonu kararına istinaden re’sen tarh edilen tekerrür hükümleri uygulamalı vergi ziyaı cezalı 2010, 2011 yılı gelir vergisi, 2010/1-3, 4-6, 7-9, 10-12, 2011/1-3, 4-6, 7-9, 10-12, 2012/1-3, 4-6, 7-9, 10-12 dönemleri geçici verginin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacı adına yapılan tarhiyatın dayanağı vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerden adi ortaklığın gerçek bir ticari faaliyetinin olmadığı ve komisyon karşılığı sahte belge ticareti ile iştigal ettiği anlaşıldığından yapılan cezalı gelir vergisi tarhiyatlarında hukuka aykırlık bulunmadığı, vergi ziyaı cezalı geçici vergi yönünden, mahsup süresi geçen geçici vergi tarhiyatlarının vergi asıllarında hukuka uyarlık, kesilen vergi ziyaı cezalarında ise hukuka aykırılık bulunmadığı, vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri uygulanarak artırılan kısımlarına ilişkin olarak ise, ihbarnamede cezanın dayanağına ilişkin madde hükmünün veya gerekçesinin gösterilmediği, dolayısıyla davacının savunma hakkı kısıtlandığından vergi ziyaı cezalarına tekerrür hükümlerinin uygulanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, kararın aleyhe olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde geçici vergi aslına ilişkin ileri sürdüğü iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bu kısmının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmamıştır.
Davalı idarenin, vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri uygulanarak artırılan kısımlarına ilişkin temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun “Tekerrür” başlıklı 339. maddesinde, vergi ziyaına sebebiyet vermekten veya usulsüzlükten dolayı ceza kesilen ve cezası kesinleşenlere, cezanın kesinleştiği tarihi takip eden yılın başından başlamak üzere vergi ziyaında beş, usulsüzlükte iki yıl içinde tekrar ceza kesilmesi durumunda vergi ziyaı cezasının yüzde elli, usulsüzlük cezasının ise yüzde yirmibeş oranında arttırılmak suretiyle uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
Buna göre, tekerrür hükümleri uygulanabilmesi için tekerrür hükmünün uygulanacağı sonraki eylemin, ilk eylem için kesilen cezanın kesinleşme tarihini takip eden yılın başından sonra gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, tekerrüre esas alınan cezanın 2015/6 dönemine ilişkin olduğu ve 06/08/2015 tarihinde tebliğ edilerek kesinleştiği, dava konusu cezaların ise 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin olduğu dikkate alındığında, somut olayda tekerrür şartlarının gerçekleşmediği anlaşılmış olup, Vergi Mahkemesi kararının vergi ziyaı cezalarının tekerrür nedeniyle artırılan kısımlarına dair hüküm fıkrasında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının, geçici vergi aslına ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Mahkeme kararının vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uygulanarak artırılan kısmına ilişkin hüküm fıkrasının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
4. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
5. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 120/4. maddesinde; yapılan incelemeler sonucunda, geçmiş döneme ait geçici verginin %10’u aşan tutarda eksik beyan edildiğinin tespiti halinde, eksik beyan edilen bu kısım için re’sen veya ikmalen geçici verginin tarh edileceği, ancak gecikme faizi ve geçici vergiye bağlı kesilen cezanın tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
Olayda, dava konusu ihbarnamede geçici vergi miktarı gösterilmiş ise de, geçici verginin aslının aranmayacağının belirtilmesi karşısında vergi miktarının kesilerek vergi ziyaı cezasının tutarının belirlenmesine yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
Şu halde, aslı aranmayacağı hem kanunun ilgili maddesi gereği olması ve hem de idarece tanzim olunan ihbarnamede geçici verginin aslının aranmayacağının açıkca belirtilmesi nedeniyle, kararın geçici verginin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının da hukuki sonuç doğarmasına imkan bulunmamaktadır.
Bu durumda, ihtilafın “geçici vergi aslına ilişkin kısım yönünden incelenmeksizin reddine” karar verilmesi gerekirken aksi yöndeki mahkeme kararının belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği görüşüyle, Dairemiz kararına kısmen katılmıyorum.