Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/12008, Karar No: 2021/1455

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/12008 E. , 2021/1455 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2016/12008
    Karar No : 2021/1455

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü) VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, kanuni temsilcisi sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının şirketteki hisselerini devrettiği, devre ilişkin kararı tescil ve ilan ettirdiği, davacının artık şirketle bir ilgisi kalmadığından tarh edilen cezalı vergilerin şirketten tahsil edilemediğinden bahisle kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesine göre tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, kanuni temsilcinin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni temsilciden alınacağı kuralı getirilmiştir.
    6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un ”kanuni temsilcilerin sorumluluğu” başlıklı mükerrer 35. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği, “ödeme emri” başlıklı 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı, “ödeme emrine itiraz” başlıklı 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hususlarında 7 gün içinde dava açabileceği hükmü düzenlenmiştir.
    Buna göre, kanuni temsilcinin, tüzel kişinin vergi borcundan sorumlu tutulmasının iki şartı vardır. Birincisi, kanuni temsilci olduğu vergilendirme dönemi vergi matrahının eksiksiz beyanı ve ödenmesine ilişkin ödevini tam olarak yerine getirmemesi, ikincisi de, ödenmesi gereken verginin şirket tüzel kişiliğinden tahsil edilememesidir. Eğer, ödeme emri ile istenilen kamu alacakları kanuni temsilci olduğu vergilendirme dönemine ilişkin olarak tahakkuk etmiş ya da salınmış ise bunların ödenmesinden de yine aynı kanuni temsilcinin sorumlu olması bu maddelerin konuluş amacına uygun bir sonuçtur. Dolayısıyla, bu maddelere göre kanuni temsilci adına ödeme emri düzenlenebilmesi, ödeme emrinin konusunu teşkil eden vergi ve buna bağlı alacakların ait oldukları vergilendirme döneminde bu sıfatı taşımaları koşuluna bağlıdır.
    Dosyanın incelenmesinden; davacının 20/04/2005 tarih ve 6286 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanan Şirket Ortaklar Kurulu kararına göre Beyoğlu 13. Noterliğinin … tarih ve …yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile şirkette sahibi bulunduğu hissesinin tamamını devrettiği, 2005/1-12 dönemi vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi ve gecikme faizi borçlarının, şirketten tahsil imkanının bulunmadığı gerekçesiyle vergilendirme ve borç dönemleri itibariyle kanuni temsilcisi olduğundan bahisle davacıdan tahsili amacıyla ödeme emirlerinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, öncelikle şirkete ilişkin ödeme emirleri ve tahsil imkanına ilişkin gerekli araştırma ve incelemeler yapıldıktan sonra ve hisse devrinin ilan tarihi olan 20/04/2005 tarihine kadar davacının kanuni temsilci sıfatıyla sorumluluğu devam ettiğinden bu sorumluluğun değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken bu durum gözetilmeksizin, davacının şirketle bir ilgisi kalmadığı gerekçesiyle verilen kabule ilişkin mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 04/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir