Danıştay 12. Daire, Esas No: 2018/6858, Karar No: 2021/7053
Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2018/6858 E. , 2021/7053 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/6858
Karar No : 2021/7053
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Münih Başkonsolosluğunda 01/08/1986 – 31/12/2007 tarihleri arasında Türk uyruklu sözleşmeli personel olarak, 01/01/2008 tarihinden itibaren de yabancı uyruklu sözleşmeli sekreter olarak görev yapan davacı tarafından, sözleşme ücretinin net ücret üzerinden ödenmesi gerekirken sigorta primi kesintisi yapıldığı, sosyal sigorta giderlerinin ve verginin tamamının işveren tarafından ödenmesi gerektiğinden bahisle, 01/01/2008 tarihinden itibaren ödemiş olduğu sigorta primlerinin hesaplanarak yasal faiziyle birlikte iade edilmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin …tarih ve …sayılı işlemin iptaline ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla 42.941,29 Euro sigorta işçi payı miktarı ile 1000 Euro dayanışma vergisi tutarının faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesince; davacının, 1986-2007 yılları arasında Türkiye’nin Münih Başkonsolosluğunda Türk uyruklu sözleşmeli personel olarak çalıştığı, 2008 yılında Alman Vatandaşlığına geçmesi üzerine, 2008 yılından itibaren de yabancı uyruklu sözleşmeli personel statüsünde çalışmaya başladığı, dosyadaki sözleşmelerin incelenmesinden, Tip Hizmet Sözleşmesinin 5. maddesinde sözleşme ücreti olarak “yabancı para birimi cinsinden net tutar yazılacaktır” ibaresinin bulunduğu, dolayısıyla, “net ücret” kavramının, sözleşmeli personel mevzuatı ve bütçe tekniği açısından bir zorunluluk olduğu, bu bağlamda, dış temsilciliklerde görevli sözleşmeli personel ile aylık net ücret üzerinden hizmet sözleşmesinin düzenlendiği, diğer yandan, sözleşmenin “sosyal sigorta primleri” başlıklı 6. maddesinde ise, “mahalli mevzuat gereğince işveren tarafından ödenmesi zorunlu sosyal sigorta primleri…” hükmünün yer aldığı, dış temsilciliklerde görevli yabancı uyruklu sözleşmeli personelin sosyal sigorta giderlerine ilişkin uygulamanın, bulunulan ülkenin yerel mevzuat hükümleri çerçevesinde gerçekleştirildiği ve bu kapsamda yerel mevzuatta sosyal güvenlik ödemeleri işçi ve işveren payı olarak ayrılmış ise, işveren paylarının Bakanlık bütçesinden karşılandığı, işçi paylarının ise, personelin kendisi tarafından ödendiğinin belirtildiği, 26/10/2015 tarihli ara kararına cevaben gelen sözleşme örneklerinin de incelenmesinden, davacının iddiasının yerinde olmadığı, dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Mahkeme kararının eksik inceleme ile verildiği, usul ve yasaya aykırı, haksız bir karar olduğu, dosyada uluslararası sigorta hukuku uzmanı bir bilirkişi aracılığı ile bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiği, Türk uyruklu olarak çalıştığı sürelerde sigortanın işçi ve işveren payının Bakanlık tarafından ödendiği, ancak yabancı uyruklu olduğu, yani 01/01/2008 tarihinden bu yana işveren payının aldığı net maaşı üzerinden kesilerek ödendiği, 01/01/2008-31/12/2013 tarihleri arasında Alman makamlarına ödemesi gereken sigorta işçi payından 2013 yılına kadar Bakanlıkça sadece işveren payı olan çok cüzi miktarının karşılandığı, kalan 42.941.9 Euroyu cebinden ödemek zorunda kaldığı, dosyaya Alman mevzuatının konmadığı, tercüme ettirildiğine dair bir ara kararının da olmadığı, davalı Bakanlığın söyledikleriyle yetinildiği, Mahkeme tarafından yeterince araştırma yapılmadığı, hem Türkiye de hem de Almanya da net ücret üzerinden yapılan sözleşmelerde sosyal sigorta giderleri ile verginin tamamının işveren tarafından ödenmesinin asıl olduğu, davanın reddine ilişkin Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Dış temsilciliklerde görevli yabancı uyruklu sözleşmeli personelin sosyal sigorta giderlerine ilişkin uygulamanın, bulunulan ülkenin yerel mevzuat hükümleri çerçevesinde gerçekleştirildiği, bu kapsamda yerel mevzuatta sosyal güvenlik ödemelerinin işçi ve işveren payı olarak ayrılmış olması halinde, işveren paylarının Bakanlık bütçesinden karşılandığı, işçi paylarının ise personelin kendisi tarafından ödendiği, iki ülke arasında 2011 yılında imzalanan Çifte Vergilendirmeyi Önleme Antlaşması sonrasında Maliye Bakanlığının onayıyla sözleşmeli personelin Almanya’daki gelir vergisinin karşılanmasının uygun bulunduğu, gelir vergisinin Bakanlık tarafından karşılanmasına karar verilmesi sonrasında sigorta primi işçi payına yapılan katkıya Haziran 2013 tarihi itibarıyla son verildiği, Haziran 2013 itibarıyla ilgiliye 230 Euro sigorta katkı payı ödemesinin durdurulduğu, bunun yerine ilgilinin ödemesi gereken gelir vergisinin tamamının (aylık yaklaşık 860 Euro) Bakanlıkça karşılandığı, ilgiliye (860 Euro – 230 Euro) aylık 630 Euro daha fazla ödeme yapıldığı, davacının bütün iddialarının yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki …. İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.