Danıştay 6. Daire, Esas No: 2020/10752, Karar No: 2021/3217
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2020/10752 E. , 2021/3217 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/10752
Karar No : 2021/3217
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : Sınırlı Sorumlu … Konut Yapı Kooperatifi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yapılan istinaf başvurusunun kabulü, kararın kaldırılması ve davanın ehliyet yönünden reddi yolunda … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Edirne ili, … Mahallesinde … ada, … sayılı parselin (eski … ada,… sayılı parsel) malikleri ile imzalanan gayrimenkul satış vaadi ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca hak sahibi olan davacı kooperatif tarafından, belediye meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile … ada, … sayılı parsele tanınan 0,52 emsal artışının uygulama sonucu kendilerine tahsis edilen yeni parsele de verilmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Edirne Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararı ile, davacı ile dava dışı … ada, … sayılı parsel (eski … ada … parsel) sahibi … ve … ada, … sayılı parsel sahipleri …, …, … ve … arasında ilk olarak … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin düzenlendiği, daha sonra taraflar arasında … Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numarasıyla ek sözleşme imzalandığı, sözleşmede … ada, … sayılı parsel ve … ada, … sayılı parselin tevhidi sonucu oluşan … ada, … sayılı 8.287,84 m² yüz ölçümlü parselin tapularının arsa sahipleri tarafından 29.01.2018 tarihinde alındığı, inşaat sözleşmesine konu parselde imar planı revizyonunun yapıldığı ve projenin 02.02.2018 tarihli imar durum belgesine göre çizildiğinin kabul edilerek sözleşme imzalandığı, imar durum belgesinin dayanağı 03.10.2017 tarihli 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planında … ada, … sayılı parselin emsal 1.60, yüksekliğin en çok 10 kat olacağının belirtildiği ve davacının bu durumu bilerek sözleşme imzaladığı, gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin tarafların kendi istek ve rızaları ile yerine getirdikleri karşılıklı borç ve yükümlülükler doğuran ve resmi şekle tabi olan sözleşmeler olduğu, sözleşme hükümleri uyarınca tarafların üstlendikleri yükümlülüklerin ve borçların mevzuatta ve sözleşmede öngörülen şekil ve usullere uygun olarak ifa edileceği, davacının imar durumu alınmamış veya imar durumu hakkında detaylı bilgi sahibi olmadığı bir taşınmaza ilişkin kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalamasının hayatın olağan akışına aykırı olacağı gibi basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken davacının, taşınmazın imar durumu hakkında bilgi sahibi olduğu, … tarih ve … sayılı belediye meclisi kararının, tevhide konu olan parsellerden … ada, … sayılı 5.110,02 m² yüz ölçümlü parsele ilişkin olduğu, oysa emsal artış talebiyle yapılan başvurunun tevhid sonucu oluşan … ada, … sayılı 8.287,84-m² yüz ölçümlü parsel olduğu ve talep konusu taşınmazın belediye meclisi kararına konu taşınmazla yüzölçümü ve geldisi noktasında farklı büyüklükte olduğu dikkate alındığında talebin bu yönüyle de reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İmar plan değişikliklerinin tek bir dilekçenin idareye sunulması suretiyle yapılamayacağı, parselin malikleri tarafından; öncelikle yetkili müelliflere plan niteliğini haiz olacak şekilde plan paftası, açıklama raporu, kurum görüşleri şeklinde bir dosya hazırlatılarak yine malik tarafından idareye imar planı değişikliği talebinde bulunulabileceği, mülkiyet hakkının uluslararası metinler ve Anayasa ile güvence altını alınması nedeniyle malik olmayan kişilerin doğrudan plan değişikliği talebinde bulunulmalarının mümkün olmadığı, oysa davacının parsel maliki olmadığı, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müteahhit sıfatını haiz olduğu, bu sıfattaki bir kişinin ise malik adına doğrudan plan değişikliği talebinde bulunamayacağı, kaldı ki; sözleşme hükümlerinden de, emsal artışından doğrudan parsel malikinin yararlanacağının, diğer kişiler ile kooperatifin bu hususta bir hakkının bulunmadığının kurala bağlandığı, bu durumda, plan değişikliği talebinin sadece malik olan kişi tarafından yapılması gerektiği, malik sıfatı bulunmayan kişinin plan değişikliği talebinde bulunma hakkı olmadığından, müteahhit sıfatıyla yapılan plan değişikliği talebi üzerine verilen cevaba karşı davacının dava açma ehliyeti bulunmadığı, bu itibarla, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği sonucuna ulaşılarak istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Temyize konu kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: Edirne Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile parselasyon işlemi sonrası için … ada, … sayılı parsele 0,52 oranında emsal artış hakkı tanındığı, … ada, … sayılı parselin bulunduğu alanda yapılan parselasyon işlemi neticesinde … ada, … sayılı parsel (5.110,02 m²) oluştuğu, parsel maliki ile davacı Kooperatif arasında ….Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalanarak parsel üzerinde konut ve işyeri yapılmasını taahhüt eden davacı kooperatife parselin bedelsiz teslim edilmesi, sözleşmede belirtilen bağımsız bölümlerin parsel malikine bırakılması, parselin % 60’ının mülkiyetinin tapuda davacı kooperatife devir ve temlik edilmesi, davacı kooperatif tarafından … ada, … sayılı parseli komşuluğundaki … ada, … sayılı parsel (3.177,82 m²) ile tevhit edilmesinin sağlanması, yeni oluşacak parsel üzerinde konut ve işyeri inşa edilmesi hususlarında taraflar arasında anlaşma sağlandığı, … ada, … sayılı parsel ile … ada, … sayılı parselin tevhit edilerek … ada, … sayılı parselin (8.287,84 m²) oluştuğu, 29.01.2018 tarihinde bu parsel için tapu senedi düzenlendiği, davacı kooperatifin 29.05.2018 tarihli dilekçesiyle … ada, … sayılı parsele (… ada, … sayılı parsel) tanınan 0,52 emsal artışın, tevhit sonrası oluşan … ada, … sayılı parsel için de tanınması istemiyle yapılan başvurunun Edirne Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararı ile detaylı inceleme ve yasal araştırma yapıldıktan sonra inceleneceği gerekçesiyle reddedilmesi üzerine, bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, bu arada davacı kooperatif ile parsel malikleri arasında ….Noterliğinin … tarih ve … yevmiye numarasıyla ek sözleşme imzalandığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT: 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin (a) fıkrasında, idari davaların idari işlemler hakkında yetki, sebep, şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı belirtildikten sonra ilk inceleme konularının belirlendiği 14. maddenin 3/c bendinde dilekçenin ehliyet yönünden inceleneceği, 15. maddenin 1/b bendinde ise bu hususta kanuna aykırılık görülmesi halinde davanın reddedileceği hükme bağlanmıştır.
Söz konusu maddede yer alan ve iptal davasının sübjektif ehliyet koşulu olan “menfaat ihlali” doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Menfaatin kişisel ve meşru olması için hukuki bir durumdan ortaya çıkması gerekir. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenmektedir. Öte yandan iptal davaları ile idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının saptanması, hukukun üstünlüğünün sağlanması, böylece de idarenin hukuka bağlılığının belirlenmesi ve sonuçta hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilebilmesi amaçlandığından bu davalarda menfaat ilişkisinin dar yorumlanmaması gerekmektedir.
İptal davaları ile idari işlemlerin hukuka uygunluğu denetlenirken idarenin hukuk alanı içinde kalması ve hareket etmesi amaçlandığından, iptal kararları ile hem idareleri bu alan içine alma hem de menfaati ihlal edilen ve bu nedenle dava açan ilgiliyi eski hukuki durumuna geri getirerek iptal kararından somut olarak yararlanması sağlanır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da kabul edildiği üzere, Türk Medeni Kanununun 706.maddesi ile Türk Borçlar Kanununun 237.maddesinin 1.fıkrası ve Noterlik Kanununun 89.maddesi uyarınca taşınmaz satışının resmi şekilde yapılması gerekli ise de arsa payı devri karşılığı yapılan inşaat sözleşmesi bunun ayrıcalığıdır. Sözleşme gereği edimini yerine getiren yüklenici, kendisine düşen bağımsız bölümleri yazılı olmak koşuluyla üçüncü kişilere devir veya temlik edebilir. Bahse konu sözleşme alacağın temliki niteliğinde olup resmi biçimde yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır.
3194 sayılı İmar Kanununun 21.maddesinde, bu Kanunun kapsamına giren bütün yapılar için 26 ncı maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden yapı ruhsatiyesi alınmasının mecburi olduğu, 22.maddesinde de, yapı ruhsatiyesi almak için belediye, valilik bürolarına yapı sahipleri veya kanuni vekillerince dilekçe ile müracaat edileceği, dilekçeye sadece tapu (istisnai hallerde tapu senedi yerine geçecek belge), mimari proje, statik proje, elektrik ve tesisat projeleri, resim ve hesapları, röperli veya yoksa, ebatlı kroki eklenmesinin gerekli olduğu hükümlerine yer verilmiştir.
Bu bağlamda, davacı kooperatifin, Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi ile yapı ruhsatı başvurusunda bulunabileceğinden, bu sözleşmenin “tapu senedi yerine geçecek belge” olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla yapı ruhsatının içeriğine ilişkin olan emsal artış isteminin bu sözleşme uyarınca davacı kooperatif tarafından yapılabileceğinden, davacının sübjektif dava açma ehliyeti bulunmadığı yönündeki Bölge İdare Mahkemesi kararında isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, imar planı değişikliğine yönelik olarak ne şekilde müracaat edileceğine ilişkin Bölge İdare Mahkemesi gerekçesinin davacının ehliyetli olup olmamasına ilişkin olmadığı da açıktır.
Yine, emsal artışından parsel maliklerinden birinin faydalanacağına dair sözleşme hükmü bulunması, emsal artışından faydalanacak kişinin sözleşmenin taraflarından bir olduğundan davacı kooperatifin uyuşmazlığa konu istemde bulunamayacağı biçiminde yorumlanması isabetli bulunmamıştır.
Kaldı ki, uyuşmazlık konusu parselin 10.12.2018 tarihinde davacı kooperatif adına tapuda intikalinin yapıldığı görülmektedir.
Bu durumda, davacının dava konusu işlemle meşru ve güncel bir menfaat ilişkisinin bulunduğu sonucuna varıldığından davada sübjektif ehliyet koşulunun gerçekleştiği dikkate alınmadan verilen davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 08/03/2021 tarihinde, kesin olarak, oybirliğiyle karar verildi.