Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/9902, Karar No: 2021/1501
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/9902 E. , 2021/1501 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/9902
Karar No : 2021/1501
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Madeni Yağ Petrol Kimya Nakliyat Makina Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, re’sen tarh edilen 2012/12 dönemi vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı şirketin defter ve belgeleri üzerinden yapılan kaydi envanter incelemesi neticesinde belgesiz emtia alışı bulunduğu tespit edildiği gibi, davacı şirket yetkilisi tarafından inceleme elemanına, belgesiz emtia alışlarının olabileceğinin beyan edildiği dikkate alındığında, tespit edilen faturasız emtia alışları üzerinden davacı adına re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu vergi tarhiyatıyla ilgili kabul yönünde kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğu, asıl dayanak olan vergi tekniği raporunun tarafına tebliğ edilmediği, yapılan vergi incelemesinin eksik olduğu ve somut verilere dayanmadığı, zira inceleme elemanınca sadece kaydi eksik ve fazlalıklar baz alınarak faturasız alış ve satış yapıldığı varsayımına ulaşıldığı, firmaya satış yapan tedarikçiler veya müşteriler nezdinde hiçbir araştırma yapılmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
5. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesinde dava dilekçelerinin ehliyet yönünden de ilk incelemelerinin yapılacağı, 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, ehliyetsiz kişi tarafından açılan davaların reddine karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
Yargılama hukukunda yer alan ehliyete ilişkin düzenlemelere göre; yargılama işlemlerinde bulunabilmek için, öncelikle hak ehliyetine sahip olmak gereklidir. Şirketler için söz konusu ehliyet tüzel kişiliğin kazanıldığı tarihten kaybedildiği tarihe kadar mevcut olan bir niteliktir. Başka anlatımla; bir şirketin hak sahibi olması, borçlu kılınabilmesi ve temsili, ancak tüzel kişilik kazandığı tarihle tüzel kişiliğinin sona erdiği tarih arasındaki zaman diliminde olanaklı bulunmaktadır. Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre de, şirketlerin tüzel kişiliği fesihleri sonucu ticaret sicilinden silinmeleriyle sona ermektedir.
Bakılan dosyada işin esası yönünden çoğunluk görüşüne katılmakla birlikte, şirket temsilciliği 24.05.2012 gün ve 8075 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilan ile sona eren …’nun 07.02.2012 tarihinde vekalet verdiği Av. … tarafından 29.06.2015 tarihinde iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktıdır.
Bu durumda davanın açıldığı tarihte temsilcilik sıfatı bulunmayan şirket müdürü tarafından şirket adına verilen vekaletname ile açılan davanın ehliyet yönünden reddi gerekirken kabul kararı verilmesi hukuka uygun bulunmadığından, işin esası temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle karara usul yönünden katılmıyorum.