Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/14685, Karar No: 2021/1510

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/14685 E. , 2021/1510 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2016/14685
    Karar No : 2021/1510

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Temizlik Tekstil Turizm Gıda Gayrimenkul Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi

    İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle 2012/6,7,8,9 ve 10. dönemleri için tekerrür hükümleri uygulanarak tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile 213 sayılı Kanunun 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının alımlarının bulunduğu … Vergi Dairesi mükellefi … Medikal Temizlik İnşaat Gıda Orman Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen Vergi Tekniği Raporu’nun değerlendirilmesinden; bu firmanın bir kısım vergi ödevlerini yerine getirmediği, vergi beyanları ile Ba-Bs bilgilerinin uyumsuz olduğu görülmekte ise de, mükellefin gerçek bir ticari faaliyetinin olmadığı, düzenlediği faturaların sahte olduğuna ilişkin somut tespitlerin ortaya konulamadığı, dolayısıyla eksik incelemeye dayanılarak tanzim edilen rapor esas alınarak yapılan cezalı tarhiyatta ve ceza gerektiren eylemin ve eylemle fail arasındaki bağlantı açıklıkla saptanmadığı ve usulsüzlük eylemi bütün unsurlarıyla ortaya konulamadığı gerekçesiyle kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı mükellefin alışlarının olduğu mükellef hakkında düzenlenen raporda, gerçek bir mal ve hizmet hareketine dayalı faaliyetinin bulunmadığı, komisyon karşılığı sahte fatura ticareti yapmak maksadıyla kurulduğu, şirket tarafından düzenlenen belgelerin tümünün sahte belge olarak dikkate alınması gerektiği sonucuna ulaşıldığı, yapılan tarhiyatların ve kesilen cezaların mevzuata uygun olduğu ve kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
    3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
    Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
    Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
    Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da gerekmektedir.
    Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
    Davacının fatura aldığı Topçumeydanı Vergi Dairesi mükellefi … Medikal Tem. İnş. Gıda Orman Ürün. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda; 25/01/2012 tarihinde temizlik malzemeleri konusunda faaliyet göstermek üzere mükellefiyet tesis ettirildiği, 25/01/2012 tarihli işe başlama yoklamasında, temizlik malzemeleri satışı yapmak üzere mükellefiyet tesis ettirildiği ve iş yerinin 30 m2 olduğu, 01/08/2013 tarihli defter ve belge isteme yazısının mükellef kurumun bilinen adresinde bulunmaması ve yeni adresinin bilinmemesi nedeniyle tebliğ edilemediği, bu durumun 05/08/2013 tarihli adres tespit tutanağı ile tespit edildiği, 27/08/2013 tarihli yoklamada, mükellefin belirtilen adreste bulunmadığının tespit edildiği, mükellef şirketin müdürünün Mernis adresine 25/09/2013 tarihli defter belge isteme yazısının gönderildiği, ancak müdürün belirtilen adreste olmadığı ve yeni adresinin bilinmediğinin 27/09/2013 tarihli adres tespit tutanağı ile tespit edildiği, mükellef kurumun faaliyetlerine devam edip etmediğinin anlaşılması amacıyla Topçumeydanı Vergi Dairesi’ne yaptırılan yoklama sonucu mükellefin bildirdiği adresinde bulunmadığının tespit edildiği, mükellefin toplam 48.244,25 TL vergi borcu olduğu, VD-İntra sorgulamalarından 2012 ve 2013 yıllarının Ba formu bildirimlerinden mükellef kurumun mal ve hizmet satın aldığı mükelleflerin tespit edildiği, ancak mükellef kuruma 2012 ve 2013 yıllarında satış bildiren hiçbir mükellefin bulunmadığı, satışa konu emtia için makine, nakliye aracı, tesis ve demirbaşının bulunmadığı, mükellef kurumun işçisinin bulunmadığı, mükellef kurumun kurulduktan hemen sonra herhangi bir alışı bulunmazken yüklü miktarda satış gösterdiği, mükellef kurumun sermayesinin 100.000,00 TL olmasına rağmen, kuruluşundan sonra 15 ay içerisinde 13.421.676,51 TL satış yaptığı tespitlerine yer verilmiştir.
    Yukarıda yer verilen tespitlerin birlikte değerlendirilmesinden, mükellefe ait araç- gereç, makine, teçhizat, şube ve depocusu olmayışı, sermayesi, işyeri büyüklüğü, işçi çalıştırmaması nedeniyle anılan hasılatı elde edecek ticari organizasyona sahip olmaması, davacı tarafından emtia alımı karşılığı yapılan fatura bedeli ödemelerinin nakit ödendiği, iddialının ticari teamüllere (icaplara) aykırı olduğu dolayısıyla davacı tarafından alınarak kayıtlarına ve KDV indirimlerine esas alınan ihtilaf konusu faturaların herhangi bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna varıldığından, dava konusu tarhiyatın kaldırılmasına ilişkin Mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
    Öte yandan, dava konusu yapıldığı halde vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükümleri uygulanarak arttırılan kısımları hakkında hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, bozma üzerine iş bu ihtilaflı konunun ele alınıp değerlendirilmesi gerektiğide tabidir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Temyiz isteminin kabulüne,
    2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
    4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 09/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir