Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2019/2873, Karar No: 2021/450
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2019/2873 E. , 2021/450 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/2873
Karar No : 2021/450
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF : I- (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ: …
II- (DAVALI İDARE YANINDA MÜDAHİLLER) :
1- … Nükleer A.Ş.
VEKİLİ: Av. …
2- … Bakanlığı
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 06/03/2019 tarih ve E:2014/10254, K:2019/1176 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … tarih ve … sayılı işlemi ile onaylanan Mersin Adana Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ile bu planda değişiklik yapılması isteminin reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 06/03/2019 tarih ve E:2014/10254, K:2019/1176 sayılı kararıyla; Dairelerince yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden;
Uyuşmazlık konusu planda, davaya konu nükleer güç santralinin yer seçiminin kesinleştirilerek gösterildiği,
Nitekim, davaya konu Çevre Düzeni Planının plan açıklama raporunun, 3.3.1.7.a. sayılı maddesinde, T.C. Hükümeti ile Rusya Federasyonu arasında 12/05/2010 tarihinde imzalanan ve TBMM’de 15/07/2010 tarihinde onaylanarak 06/10/2010 tarih ve 27721 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olan “Akkuyu Sahasında Nükleer Güç Santralinin tesisine ve işletimine dair işbirliği anlaşmasına konu olan Büyükeceli Beldesine bağlı, Akkuyu’da Nükleer Güç Santralinin tanımlandığının ifade edildiği,
Bu bağlamda, davaya konu santralin yerinin planda kesinlik içerecek şekilde belirlendiği,
Bilirkişi raporunda ifade edildiği üzere enerji politikalarının tartışılmasının herhangi bir ölçekteki planın konusu olmadığı, enerji sektörü yatırımlarının stratejik plan veya kalkınma planı gibi ulusal ölçekli politika dokümanlarının konusu olduğu,
Burada tartışılacak olan hususun, enerji politikaları sonucunda kesinleştirilen bir yatırımın 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında gösterilip gösterilmeyeceği ya da ne türlü süreçler izlenerek plana işleneceği olduğu,
Bu doğrultuda, bilirkişi raporunda plan yapımına ve nükleer santralin plana işlenmesine yönelik olarak dile getirilen görüşlerin plana yönelik makul kabul edilebilecek düzeyde eleştiriler olarak görülmesi gerektiği,
Ancak, sözü edilen tespitlerin bir hukuka aykırılık nedeni olarak görülmediği,
Davalı idarenin savunmasında belirtildiği gibi, TBMM tarafından kabul edilen ve kesinlik kazanan uluslararası anlaşmanın 7. maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyetinin nükleer güç santral bileşeni olarak belirlenen alanı yükleniciye lisansı ve alt yapısı kesin bir şekilde tahsis etmekle yükümlü kılındığı gözetildiğinde, yer seçimi yapılıp Türkiye Atom Enerjisi Kurumunca 1976 yılında lisans verilen ve Orman Genel Müdürlüğünce arazi tahsisi yapılan bir kamu yatırımının 1/100.000 ölçekli plana işlenmesinin planlama sürecinin doğal ve zorunlu bir parçası olduğu,
Alt ölçekli planlar yapılırken alana ilişkin ayrıntılı jeolojik-jeoteknik incelemenin ve etüdlerin yapılacağı, 1/100.000 ölçekli dava konusu planda böyle bir çalışma yapılmamasının ölçeği nedeniyle planı kusurlandırmayacağı gibi, plan yapılırken alana yönelik verilerin gözönünde bulundurulduğu,
Mersin İli, Gülnar İlçesi, Büyükeceli Beldesinde yapımı planlanan “Akkuyu Nükleer Güç Santrali (Nükleer Güç Santrali, Radyoaktif Atık Depolama Tesisi, Rıhtım, Deniz Dolgu Alanı ve Yaşam Merkezi)” projesi hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğünce verilen … tarih ve … sayılı “ÇED Olumlu” kararı ile dayanağı 25/11/2014 tarih ve 29186 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinin Geçici 1. maddesindeki “Bu Yönetmeliğin lehte olan hükümleri ve/veya” ibaresinin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Ondördüncü Dairesi’nin 23/11/2017 tarih ve E:2014/11695, K:2017/6248 sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, bu kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 20/06/2018 tarih ve E:2018/1068, K:2018/3377 sayılı kararıyla onandığı,
Diğer taraftan, Mersin İli, Gülnar İlçesi, … Mahallesi, … Beldesi sınırlarında planlanan “Akkuyu Nükleer Güç Santrali” için verilen güncelleştirilmiş yer raporunun uygun bulunmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: … ve K: … sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği,
Belirtilen yargı süreci sonunda alana ilişkin güncelleştirilmiş yer seçim raporunun uygun bulunmasına ilişkin işlemin mahkeme kararı ile hukuka uygun bulunduğu,
Bu durumda söz konusu tespitler doğrultusunda dava konusu işlemde şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına ve mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu planda, nükleer santral ile ilgili yer seçiminin sadece hükümetler arasında imzalanan bir antlaşmaya dayandırıldığı, planlama sürecine ilişkin sürecin işletilmediği, yasal koşulların hiçbirinin yerine getirilmediği,
Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, ulusal ölçekteki somut enerji yatırımlarına ilişkin kullanım ve yer seçimi kararlarının 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planları ile yapılması gerektiği,
Dava konusu Çevre Düzeni Planının planlama sürecinde Akkuya’da yapılması kararlaştırılan nükleer güç santralinin veri/girdi olarak ele alındığı ve plana işlendiği, bu enerji tesisine ilişkin kararın plan paftasına aktarmakla yetinildiği,
Nükleer santral planlaması yapılırken, çevre düzeni planının temel hedef, İlke, strateji ve politikaları kapsamında teknik, yasal ve bilimsel çerçevede değerlendirilmesi zorunluluk iken bu konuda hiçbir teknik ve bilimsel araştırma yapılmaksızın, plan değişikliğine gidildiği,
Yer seçimi kararının teknik ve bilimsel araştırma yapılmaksızın plana işlendiği, bu bağlamda, dava konusu planlama çalışması öncesinde ÇED sürecinin işletilmesinin yasal zorunluluk olmasına karşın bunun yapılmadığı,
Bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idare ve müdahiller tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 06/03/2019 tarih ve E:2014/10254, K:2019/1176 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 10/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.