Danıştay 10. Daire, Esas No: 2018/3353, Karar No: 2021/1031

Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2018/3353 E. , 2021/1031 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2018/3353
    Karar No : 2021/1031

    KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av…

    KARARIN DÜZELTİLMESİNİ İSTEYEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
    VEKİLİ : 1. Hukuk Müşaviri Yrd. …

    İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına dair Danıştay Onuncu Dairesinin 17/10/2017 tarih ve E:2017/404 K:2017/4183 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :

    Dava konusu istem: Adana İl Emniyet Müdürlüğü kadrosunda polis memuru olarak grev yapmakta iken 06/03/2002 tarihinde terör örgütü mensupları ile yapılan çatışma sonucu yaralanarak “aktif görev yapamaz ” raporu verilen davacının, bu olay nedeniyle uğradığı ileri sürülen 70.000 TL (miktar artırımıyla 245.421,03 TL) maddi, 5.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; anılan Mahkemenin … tarih, E:… ve K:… sayılı davanın kabulüne ilişkin kararının Dairemizin 25/03/2014 tarih, E:2009/5534 ve K:2014/1824 sayılı kararı ile manevi tazminat yönünden onanması, maddi tazminat yönünden bozulması üzerine, bozma kararına uyulmak suretiyle yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor hükme esas alınarak, 151.905,96 TL maddi zararının 70.000,00 TL’lik kısmına idareye başvuru tarihi olan 15/10/2003 tarihinden itibaren, 81.905,96 TL’lik kısmına ıslah tarihi olan 15/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacıya ödenmesinin kabulüne, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
    Daire kararının özeti: Tarafların temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onuncu Dairesince, polis memuru iken uğramış olduğu terörist saldırıda yaralanması sonucunda vazifesini yapamayacak derecede malül olmuş olması nedeniyle 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ile 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre davacıya, görevdeki emsali polis memurunun maaşından az olmamak kaydıyla, bir başka ifade ile görevdeki emsali polis memurunun görev aylığı kadar vazife malüllüğü aylığı bağlandığı; ayrıca davacıya 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca 30 yıl hizmet yapmış gibi emekli ikramiyesi ile 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun uyarınca nakdi tazminat ve 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nun Ek 79. maddesi uyarınca ek ödeme yapıldığı dikkate alındığında, davacının aktif ve pasif dönemde maddi bir zararının bulunmadığının görüldüğü, bakılmakta olan davanın, 659 sayılı KHK’nin yürürlük tarihi olan 02/11/2011 tarihinden önce açıldığı dikkate alındığında, davayı hukuk müşaviri eliyle takip etmiş olmasına rağmen, davalı idare lehine vekalet ücreti takdir edilemeyeceği, ayrıca nispi harç dahil tüm yargılama giderlerine haklılık oranı uygulanması suretiyle hüküm kurulmasında mevzuata uyarlık görülmediği gerekçeleriyle davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile kararın maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmının bozulmasına, davacının temyiz isteminin kabulü ile kararın, davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine ve nispi karar harcına ilişkin kısmının bozulmasına karar verilmiştir.

    KARAR DÜZELTME TALEP_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacı tarafından sosyal güvenlik ödemeleri yarar kabul edilerek davanın reddi halinde davacıya mahkeme kararı ile yapılacak bir ödeme olmadığından esas zarar verene rücu edilemeyeceğinden kamu görevlisine esas zarar veren tarafın yol açtığı zarardan kurtulacağı, rücu imkanı olmayan ödemelerin yarar olarak maddi tazminattan mahsup edilmemesi gerektiği, 3713 sayılı Kanun uyarınca yapılan ödemelerin maddi tazminat hesabında yarar olarak kabul edilmemesi gerektiği, davalı idare tarafından ise dava 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname yürürlüğe girmeden önce açılmış olsa dahi idareleri lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği, davalı idarenin harçtan muaf olması nedeniyle nispi karar harcının idarelerine yükletilmemesi gerektiği ileri sürülerek Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın aleyhlerine olan kısımlarının düzeltilmesi istenilmektedir.

    TARAFLARIN SAVUNMASI : Taraflarca karşılıklı olarak karar düzeltme istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Davacının karar düzeltme isteminin reddi, davalı idarenin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü, kısmen reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    Düzeltilmesi istenen kararın, İdare Mahkemesi kararının maddi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmı ile nispi karar harcına ilişkin kısmının bozulmasına yönelik bölümünün incelenmesi:
    Danıştay dava daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında, ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmaya devam edilen) 54. maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir. Davacının kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar ise, anılan maddede yazılı nedenlerden hiçbirine uymamaktadır.
    Bu nedenle, kararın bu kısımlarının düzeltilmesine yönelik istemin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
    Düzeltilmesi istenen kararın, İdare Mahkemesi kararının davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının bozulmasına yönelik kısmının incelenmesi:
    Davalı idarenin kararın düzeltilmesi dilekçesinde vekalet ücreti yönünden ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmaya devam edilen) 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 24052017 tarih ve E:2017/280, K:2017/2603 sayılı kararının İdare Mahkemesi kararının davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının bozulmasına yönelik kısmı kaldırılarak, bu kısım yönünden uyuşmazlık yeniden incelendi:

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    İLGİLİ MEVZUAT:
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollama yaptığı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323. maddesinde, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmış; 326. maddesinde ise, yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
    1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun “Avukatlık ücreti” başlıklı 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği; 168. maddesinin son fıkrasında ise, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.
    Öte yandan, 02/11/2011 tarih ve 28103 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 6. maddesi ile, idareleri idari yargı mercilerinde temsil etme yetkisi, hukuk birimi amirlerine, muhakemat müdürlerine, hukuk müşavirlerine ve avukatlara tanınmış; aynı Kanun Hükmünde Kararname’nin 14. maddesinde ise, “Tahkim usulüne tabi olanlar dahil adli ve idari davalar ile icra dairelerinde idarelerin vekili sıfatıyla hukuk birimi amirleri, muhakemat müdürleri, hukuk müşavirleri ve avukatlar tarafından yapılan takip ve duruşmalar için, bu davaların idareler lehine neticelenmesi halinde, bunlar tarafından temsil ve takip edilen dava ve işlerde ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idareler lehine vekâlet ücreti takdir edilir. ” hükmüne yer verilmiştir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Uyuşmazlıkta, davalı İçişleri Bakanlığı’nın; yargılama aşamalarına, hukuk müşaviri aracılığıyla katkıda bulunduğu açıktır.
    Bu durumda; bozma kararı doğrultusunda yeniden yapılacak yargılama sonucunda verilecek karara göre karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
    Bununla birlikte, tazminat talebiyle açılan davalarda, kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacının dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda Tarifenin 10. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminatın Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine ilişkin Tarife hükmünün ihmal edilmesi, hakkaniyete daha uygun olacaktır.
    Bu durumda, Mahkemece maddi tazminat isteminin tamamının reddine karar verilmesi halinde davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedileceği açıktır.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Davacının karar düzeltme isteminin reddine,
    2.Davalı İdarenin maddi tazminata ve nispi karar harcına yönelik karar düzeltme isteminin reddine,
    3.Davalı İdarenin karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin 17/10/2017 tarih ve E:2017/404 K:2017/4183 sayılı kararının vekalet ücretine ilişkin kısmının kaldırılmasına, davacının İdare mahkemesi kararının davalı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin bölümü yönünden temyiz isteminin reddine,
    4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 10/03/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir