Danıştay 13. Daire, Esas No: 2019/1530, Karar No: 2021/895
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2019/1530 E. , 2021/895 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1530
Karar No:2021/895
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Petrol İnşaat Gübre Otomotiv Turizm Gıda Sanayi Ticaret Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurumu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bayilik lisansına sahip olan davacı şirkete ait otogaz istasyonu sahası içerisinde dağıtıcı lisansı sahibi şirkete ait … plakalı çekiciye bağlı … plakalı tankerden LPG otogaz bayilik lisansı sahibi olan bir başka şirkete ait … plakalı tankere dökme LPG ikmali yapıldığından bahisle, 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 16. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca 339.814,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (Kurul) … tarih ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce, Dairemizin 14/12/2017 tarih ve E:2015/3299, K:2017/3888 sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; davacı şirkete ait istasyonda 20/12/2012 tarihinde yapılan denetimde istasyon idari binasının sağ tarafında 2 adet LPG tankerinin park hâlinde olduğu, üzerinde … Gaz ibaresi yer alan … plaka sayılı tankerden … plakalı tankere bir hortum marifetiyle LPG aktarımı yapıldığının görüldüğü, tankerlerin önünde bulunan ve sırasıyla … ve … plakalı tankerlerin şoförü olduğu anlaşılan … ve … isimli şahısların … plaka sayılı tankerde bulunan LPG ‘yi … plakalı tankere aktardıkları yönündeki beyanlarının tutanağa bağlandığı, tutanağın denetçilerin yanı sıra şüpheli olarak yakalanan tanker şoförleri ve işyeri sahibi tarafından da imzalandığı; bu durumda, davacıya ait istasyonda araçtan araca LPG ikmal edildiği hususunun sabit olduğu ve istasyon sahası içinde LPG’nin araçtan araca ikmalinin kanunda tanımlanan tehlikeli eylem sonucunu doğuracak işlem niteliğinde olduğu anlaşıldığından, davacı şirket hakkında idarî para cezası uygulanmasına ilişkin dava konusu Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kendisine ait istasyon sahası içerisinde rızası ve bilgisi dışında dava dışı şirketlere ait tankerlerden LPG ikmali yapılmasının önlenemeyeceği, her iki tanker şoförünün ifadesinden … plakalı tankerde meydana gelen gaz kaçağı sebebiyle gazın tahliye zorunluluğu olduğunun anlaşıldığı, ön araştırma ve soruşturma prosedürüne uyulmaksızın tesis edilen dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Mahkeme kararının gerekçeli olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
LPG otogaz bayilik lisansı sahibi davacıya ait istasyonda 20/12/2012 tarihinde yapılan denetimde, … plakalı çekiciye bağlı … plakalı tankerden … plakalı tankere dökme LPG ikmali yapıldığının tespit edilmesi üzerine, ön araştırma ve soruşturmaya gerek olmaksızın davacının yazılı savunmasının alınmasına karar verilmiş, yazılı savunmada belirtilen hususlar yetersiz bulunarak 5307 sayılı Kanun’un 4. maddesinin 3. fıkrası ile Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 18. maddesinin 4. fıkrasına aykırı hareket edildiğinden bahisle aynı Kanun’un 16. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi uyarınca 339.814,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu Kurul kararı alınmış, bu kararın iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 4. maddesinin üçüncü fıkrasında, piyasa faaliyetinde bulunanların, ”Kötüniyet veya tehlikeli eylem sonucunu doğuracak her türlü işlemden özenle kaçınmak, bunların oluşumunun engellenmesi için her türlü tedbiri almak ve istenmeyen durumları en kısa sürede gidermek” ile yükümlü oldukları, dava konusu işleme ilişkin fiil tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 16. maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendinde, son fıkrası hariç Kanun’un 4. madde hükümlerinin ihlâli halinde sorumlulara ikiyüzellibin Türk Lirası idarî para cezası verileceği kurala bağlanmıştır.
7164 sayılı Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 35. maddesi ile 5307 sayılı Kanun’un 16. maddesi yeniden düzenlenmiş ve maddenin ikinci fıkrasının (c) bendinin (6) numaralı alt bendi ile “dördüncü fıkrasının (ç), (h) ve (ı) bentleri ile son fıkrası hariç 4. madde hükümlerinin ihlâli” hâlinde otogaz bayilik lisansı sahiplerine yüzbin Türk Lirasından az olmamak ve beşyüzbin Türk Lirasını geçmemek üzere fiilin işlendiği tarihten bir önceki yılda ilgili lisansa konu LPG piyasası faaliyetine ilişkin net satış hasılatının binde onbiri oranında idarî para cezası uygulanacağı kural altına alınmıştır.
7164 sayılı Kanun’un 37. maddesi ile 5307 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 8. maddesinin ikinci fıkrasında, “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Kurul kararına bağlanmış, ancak tahsilatı tamamlanmamış olan idarî para cezaları, işlenen fiil için bu Kanunla birlikte daha düşük bir idarî para cezası uygulanmasının öngörülmesi hâlinde, ilgili vergi dairesince 16. maddenin ilgili bentlerinde belirlenmiş olan asgarî maktu hadden tahsil edilir. Kısmen veya tamamen tahsil edilen idarî para cezaları iade edilmez.” kuralına yer verilmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 2. maddesinde, “Kabahat” deyiminin, Kanun’un karşılığında idarî yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık anlamına geldiği; 3. maddesinde, bu Kanun’un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması hâlinde, diğer genel hükümlerinin, idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı; “Zaman Bakımından Uygulama” başlıklı 5. maddesinde, 26/09/2004 günlü, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümlerinin kabahatler bakımından da uygulanacağı, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından ise derhâl uygulama kuralının geçerli olduğu; bu maddenin atıf yaptığı 5237 sayılı Kanun’un 7. maddesinin ikinci fıkrasında da, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanunun uygulanacağı ve infaz olunacağı kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Kanun koyucu tarafından, Kurul tarafından karara bağlanmış, ancak tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezalarının, işlenen fiil için 5307 sayılı Kanun’un 7164 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile değişik 16. maddesinde daha düşük bir idarî para cezası uygulanması öngörülmüş ise asgarî maktu hadden tahsil edilmesi vergi dairesine bir görev olarak verilmiştir. İlgili vergi dairesinin kanunen üstlendiği bu görevi yerine getirmesi açısından önemli olan husus, idarî para cezasının keşinleşmesi değil, tahsilatının tamamlanmamış olmasıdır. Dolayısıyla söz konusu düzenleme, tamamen tahsilat aşamasına özgü bir kural niteliğindedir. idarî para cezasının iptali istemiyle dava açılsın veya açılmasın, bu kuralın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezalarına uygulanması vergi dairesi açısından bir zorunluluktur.
İlgili vergi dairesi, dava açılıp açılmadığına bakılmaksızın tahsilatı tamamlanmamış idarî para cezasının miktarında lehe bir değişiklik varsa bunu tespit etmekle ve uygulamakla yükümlü bulunduğundan, tahsilat aşamasına özgü olan anılan kuralın, idarî para cezasının iptali istemiyle açılan davalarda dikkate alınmasına gerek bulunmamaktadır.
Bu itibarla, idarî para cezasına konu olan fiilin sübuta ermiş olması ve idarî para cezasının miktarında lehe olan değişikliğin tahsilat aşamasında vergi dairesince dikkate alınacak olması sebebiyle davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararında hukukî isabetsizlik görülmemiştir
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının yukarıda belirtilen GEREKÇEYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme’ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 11/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.