Danıştay 10. Daire, Esas No: 2019/470, Karar No: 2021/1117

Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2019/470 E. , 2021/1117 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2019/470
    Karar No : 2021/1117

    DAVACI : … Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
    VEKİLİ : Av. Dr. …

    DAVALI : … Bakanlığı / …
    VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

    DAVANIN KONUSU : Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Deniz ve İçsular Düzenleme Genel Müdürlüğü’nün 24/01/2019 tarih ve 6860 sayılı, 2019/3 nolu Genelge’sinin 2., 3., 4., 5. ve 7. maddelerinin ve giderek tamamının iptali istenilmektedir.

    DAVACININ İDDİALARI :
    Davacı şirket tarafından, Genelge’nin Resmi Gazete’de yayımlanmamasının açık bir kanunsuzluk hali olduğu, 31/12/2018 tarih ve 30642 (4. mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Yönetmeliği’ne açıkça aykırı olduğu ve yönetmelik maddelerini ihlal ettiği, kamu yararına aykırı olan yetki ve usul saptırması bulunan Genelgenin 2., 3., 4., 5. ve 7. maddelerinin ve giderek tamamının iptalinin gerektiği ileri sürülmektedir.

    DAVALININ SAVUNMASI :
    Davalı idare tarafından; 31/12/2018 tarih ve 30642 (4. mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Yönetmeliği’nde 14/03/2019 tarih ve 30714 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değişiklik yapıldığı, bu değişiklik uyarınca yürürlüğe konulan 11/04/2019 tarih ve 29166 sayılı 2019/4 nolu Genelge’nin 9. maddesi ile davaya konu 24/01/2019 tarih ve 6860 sayılı 2019/3 nolu Genelge’nin yürürlükten kaldırıldığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    DANIŞTAY SAVCISI : …
    DÜŞÜNCESİ : 31/12/2018 tarih ve 30642 (4. mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Yönetmeliği”nin bazı maddelerinin ülke çapındaki uygulaması hakkında yürürlüğe konulmuş olan 2019/3 sayılı Genelge’nin 2., 3., 4., 5. ve 7. maddelerinin ve giderek tamamının, açıkça hukuka ve anılan Yönetmeliğe aykırı olduğu iddialarıyla iptali istenilmektedir.
    Davalı idare tarafından dava konusu Genelgeden sonra 11/04/2019 tarih, 29166 sayı ve 2019/4 numaralı Genelgenin yürürlüğe konulduğu ve Genelgenin 9. maddesi ile davaya konu olan 24/01/2019 tarih, 6860 sayı ve 2019/3 sıra numaralı Genelgenin yürürlükten kaldırıldığı anlaşıldığından, dava konusuz kalmıştır.
    Açıklanan nedenlerle karar verilmesine yer olmadığı düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
    Dava, kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetleri veren davacı şirket tarafından, 2019/3 sayılı Genelge’nin kamu düzenine ve hukuka aykırı olduğu iddialarıyla iptali istemiyle açılmıştır.

    İNCELEME VE GEREKÇE :
    Dosyanın incelenmesinden; dava konusu 24/01/2019 tarih ve 6860 sayılı, 2019/3 nolu Genelge’nin davalı idare tarafından yürürlüğe konulan 11/04/2019 tarih ve 29166 sayılı “Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri” konulu 2019/4 nolu Genelge ile yürürlükten kaldırıldığı görülmektedir.
    Bu durumda, dava konusu düzenlemenin yürürlükten kaldırılması nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine hukuki olanak bulunmamaktadır.
    Öte yandan, dava dilekçesinde duruşma yapılması talebinde bulunulmuş ise de; dava konusu genelge yürürlükten kaldırılarak yeni genelgenin yürürlüğe girmesi nedeniyle işin esasına geçilerek karar verilmesine olanak bulunmadığından, yargılamanın makul süre içinde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını kapsayan usul ekonomisi ilkesi göz önüne alınarak duruşma yapılmasına gerek görülmemiştir. (Nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 23/11/2020 tarih ve E:2019/2658, K:2020/2485 sayılı kararı da bu yöndedir.)

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Konusu kalmayan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
    2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
    3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen … TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
    4. Posta gideri avansından artan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
    5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 11/03/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

    (X) KARŞI OY :

    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dilekçeler üzerine ilk inceleme” başlıklı 14. maddesinde, dava dilekçelerinin, görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet, Kanun’un 3. ve 5. maddelerine uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği belirtilmiş; “İlk inceleme üzerine verilecek karar” başlıklı 15. maddesinde de, belirtilen bu hususlarda kanuna aykırılık görülmesi durumunda verilecek kararlar açıklanmıştır.
    Anılan Kanun’un 31. maddesinin 1. fıkrası ile, feragat ve kabul hallerinde uygulanması hususunda atıf yapılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. maddesinde davadan feragat, 308. maddesinde de davayı kabul, davaya son veren taraf işlemleri arasında sayılmıştır.
    2577 sayılı Kanun’un “Tebligat ve cevap verme” başlıklı 16. maddesinde ise, dava dilekçelerinin ve eklerinin birer örneğinin davalıya, davalının vereceği savunmanın davacıya tebliğ olunacağı; davacının ikinci dilekçesinin davalıya, davalının vereceği ikinci savunmanın davacıya tebliğ edileceği; Danıştayda ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülen davalarda savcının esas hakkındaki yazılı düşüncesinin taraflara tebliğ edileceği, tarafların tebliğden itibaren on gün içinde görüşlerini yazılı olarak bildirebilecekleri kural altına alınmış; “Dosyaların incelenmesi” başlıklı 20. maddesinde de, dosyaların tekemmül ettikten sonra karara bağlanacağı vurgulanmıştır.
    Diğer taraftan, anılan Kanun’un “Duruşma” başlıklı 17. maddesinin 1. fıkrasına göre de, ilk derece olarak Danıştayda görülen iptal davalarında, tarafların dava dilekçesi ile cevap ve savunma dilekçelerinde duruşma yapılmasını istemeleri halinde duruşma yapılması zorunludur.
    Dosyanın incelenmesinden; Danıştayda ilk derece mahkemesi sıfatıyla görülen davada, savcının yazılı düşüncesinin taraflara tebliğ edilerek görüşlerini yazılı olarak bildirmelerine imkan tanınması suretiyle dosyanın tekemmülünün sağlanmadığı; davacı tarafından dava dilekçesinde usulüne uygun olarak duruşma yapılması isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
    Uyuşmazlıkta; dava konusu Genelge’nin yeni bir Genelge ile yürürlükten kaldırılması nedeniyle verilen “karar verilmesine yer olmadığına” dair kararın; dosyanın tekemmül süreci tamamlanmadan karar verilmesine istisnai imkan tanıyan 2577 sayılı Kanun’un 15. maddesinde yer alan ilk inceleme üzerine verilen kararlardan olmadığı gibi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen davaya son veren taraf işlemlerinden olan davadan feragat veya davayı kabul neticesi verilen bir karar da olmadığı açıktır.
    Bu durumda; 2577 sayılı Kanun’un 16. maddesinde öngörülen dosyanın tekemmül sürecine ilişkin açık ve kesin hüküm karşısında usul kurallarına uygun olarak dosya tekemmül ettirilerek ve yine anılan Kanun’un 17. maddesinde yer alan zorunluluk uyarınca duruşma yapılarak karar verilmesi gerektiği oyuyla dosya tekemmül ettirilmeksizin ve duruşma yapılmaksızın verilen Daire kararına bu yönden katılmıyorum.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir