Danıştay 4. Daire, Esas No: 2016/18964, Karar No: 2021/1612
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2016/18964 E. , 2021/1612 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/18964
Karar No : 2021/1612
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Makina Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, takdir komisyonu kararı uyarınca 2010/1, 2, 3, 6, 9,10, 11, 12 dönemleri için re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacının sahte fatura ticareti yaptığından bahisle takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden yapılan vergi ziyaı cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından yapılan cezalı tarhiyatın hukuka uygun olduğu mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dava dosyasının ve Ticaret Sicili Gazetesinin birlikte incelenmesinden; davanın açıldığı 20/07/2015 tarihinden daha önce davacı şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca şirketin ticaret sicilinden terkin edilmek suretiyle tüzel kişiliğinin sona erdiği ve bu hususun 16/10/2014 tarih ve 8674 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edildiği anlaşıldığından, bakılan davada ehliyet yönünden karar verilmesi gerekirken davanın kabulü yolunda verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, ehliyetsiz kişi tarafından açılan davaların reddine karar verileceği; 14. maddesinin 6. fıkrasında ise, davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda yer alan ayrıca 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 31. maddesinin 1. fıkrasında da göndermede bulunulan ehliyet ve vekalete ilişkin düzenlemelere göre; yargı makamları nezdinde işlemlerde bulunabilmek için öncelikle hak ehliyetine sahip olunması gerekmektedir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun tüzel kişilerle ilgili ikinci kısmının “Hak Ehliyeti” başlıklı 48. maddesinde; tüzel kişilerin, cins, yaş, hısımlık gibi yaradılış gereği insana özgü niteliklere bağlı olanlar dışındaki bütün haklara ve borçlara ehil oldukları; 49. maddesinde tüzel kişilerin, kanuna ve kuruluş belgelerine göre gerekli organlara sahip olmakla, fiil ehliyetini kazanacağı; 50. maddesinde tüzel kişinin iradesinin, organları aracılığıyla açıklanacağı, organların, hukuki işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokacağı, organların kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumlu oldukları belirtilmiş, 52. maddesinde de; sona eren tüzel kişinin kişiliğinin, ehliyeti tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere tasfiye sırasında da devam edeceği öngörülmüştür.
Belirtilen kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, şirketlerin tüzel kişilikleri, ticaret sicilinden silinmekle sona ereceğinden ve tüzel kişiliği sona eren şirketin medeni haklardan yararlanma ve bu hakları kullanma ehliyeti de son bulacağından, münfesih tüzel kişiliğin yargı mercileri önünde temsil edilebileceğinden söz etmek mümkün değildir.
Dava dosyasının ve 16/10/2014 tarih ve 8674 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinin birlikte incelenmesinden, davacı şirketin Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi uyarınca 09/10/2014 tarihinde ticaret sicilinden re’sen silindiğinin tescil ve ilan edildiği, adına düzenlenerek 18/06/2015 tarihinde tebliğ edilen vergi/ceza ihbarnamelerine konu vergi ve cezaların iptali istemiyle davacı şirket tarafından 20/07/2015 tarihli dilekçe ile dava açıldığı anlaşılmıştır.
Bu hukuki durum karşısında; sicil kaydı terkin edilmekle tüzel kişiliği, diğer bir deyişle hukuk alemindeki varlığı sona eren davacı şirketin, medeni haklardan yararlanma ve bu hakları kullanma ehliyeti de son bulduğundan davanın ehliyet yönünden reddi gerekirken, işin esası incelenmek suretiyle verilen temyize konu kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.