Danıştay 8. Daire, Esas No: 2019/4244, Karar No: 2021/1627

Danıştay 8. Daire Başkanlığı 2019/4244 E. , 2021/1627 K.

    “İçtihat Metni”

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    SEKİZİNCİ DAİRE
    Esas No : 2019/4244
    Karar No : 2021/1627

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Borsası
    VEKİLİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: İstanbul Ticaret Borsasında memur olarak görev yapan davacının, İstanbul Ticaret Borsası Personel Yönetmeliğinin 56/D-(d) ve (l) maddeleri uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına, ancak tekerrür hükümleri uygulanmak suretiyle “memuriyetten çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Yönetim Kurulu kararının iptali ile bu işlem nedeniyle davacının uğramış olduğu maddi kayıpların yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Anayasanın 36. ve 74. maddeleri ve ilgili diğer mevzuatın birlikte değerlendirilmesinden, davacının dilekçe hakkını kullanarak çalıştığı kuruma başvurduğu ayrıca savcılığa suç duyurusunda bulunduğu ve bu başvuruları da avukatı aracılığıyla yaptığının açık olduğu, avukatının vekaleten yaptığı başvuru dilekçeleri içerisindeki ifadelerden davacının doğrudan sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığı, belirtilen ifadelerin yasal sınırları aşıp aşmadığı hususunun ise Anayasada belirlenen ve Avukatlık Kanunu kapsamında sınırları çizilen “iddia ve savunma hakkı” kapsamında yapılacak bir değerlendirme ile saptanabileceği, ancak bu hususta sorumluluğu bulunmayan davacının disiplin hükümleri uyarınca cezalandırılması hukuken mümkün olmadığından, davacının İstanbul Ticaret Borsası Personel Yönetmeliğinin 56/D maddesinin (d) bendinin “amirin ve maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hareketler yapmak ve (l) bendinin “amirine maiyetindekilere iş arkadaşlarına veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek” hükümleri çerçevesinde bir derece de ağır ceza uygulanmak suretiyle memurluktan çıkarma cezası ile cezalandırılmasında hukuka uyarlık bulunmadığından dava konusu işlemin iptali ile işlem nedeniyle davacının mahrum kaldığı parasal hakların dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı tarafın isnat ve hakaretlerinin iddia ve savunma özgürlüğü içinde düşünülemeyeceği, zira sözkonusu iddia ve isnatlar bakımından gerçek ve somut vakıalara dayanmadığı gerekçesiyle Cumhuriyet Savcılığınca kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, dilekçenin avukat aracılığıyla verilmiş olmasının davacının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, bu durumda kişinin eylemleri ve kendisine verilmiş olan disiplin cezası arasında adil dengenin de kurulmuş olması nedeniyle dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek, Bölge İdare Mahkemesince verilen ret kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
    Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle,
    1. Temyiz isteminin reddine,
    2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
    3. Kesin olarak, 17/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir