Danıştay 10. Daire, Esas No: 2021/6558, Karar No: 2021/6245
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2021/6558 E. , 2021/6245 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/6558
Karar No : 2021/6245
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Başkanlığı / …
DAVANIN_ÖZETİ: Davacı tarafından, bakmakla yükümlü olduğu üç çocuğu için reçete edilen işitme cihazları bedelinin tamamının ödenmeyeceğine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin, anılan işlemin dayanağı olan Sosyal Güvenlik Kurumu Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün Sağlık Uygulama Tebliğinin 3.3.35. maddesinin ilgili hükümlerinin, anılan Tebliğ eki EK-3/C-3 Listesinin ilgili maddelerinin ve anılan Listede yer alan dijital işitme cihazı için 1.113,75 TL ödeme yapılacağına ilişkin ibare ile ilgili maddelerinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istenilmektedir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 2577 sayılı Kanun’un 3. ve 5. maddelerine uygun bulunmayan dava dilekçesinin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca hazırlanan Tetkik Hakiminin raporu ve sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra, davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin dava dosyası öncelikle 2577 sayılı Kanun’un 14/3-g maddesi gereğince dava dilekçesinin 3. ve 5. maddelerine uygun olup olmadığı yönünden incelenerek gereği görüşüldü:
1) Dava konusu edilen Sosyal Güvenlik Kurumu Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı bireysel işlemi bakımından;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 5. maddesinde, her bir idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı, ancak aralarında maddi ya da hukuki yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçeyle dava açılabileceği; aynı Kanun’un 15. maddesinin 1/d bendinde ise, 5. maddeye uygun olmayan dava dilekçesinin otuz gün içinde yeniden dava açılmak üzere reddedileceği hükmüne yer verilmiştir.
2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun 24. maddesinde ise, kamu kurum ve kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlerin iptali istemiyle açılacak davalarda, ilk derece mahkemesi olarak Danıştayın görevli olduğu kurala bağlanmıştır.
Öte yandan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun ”Uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlıklı 101. maddesinde de, ”Bu Kanun’da aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.” hükmü yer almaktadır.
Yukarıda aktarılan Kanun maddelerine göre, 5510 sayılı Kanun’un ve bu Kanun’a dayanılarak çıkarılan düzenleyici işlemlerin uygulanması sonucunda tesis edilen bireysel işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünde iş mahkemesinin görevli olduğu; sözü edilen Kanun’un uygulanmasını göstermek için çıkarılan düzenleyici işlemlere karşı açılan davaların ise, ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görüleceği hususunda duraksama bulunmamaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının bakmakla yükümlü olduğu üç çocuğunda işitme kaybı bulunduğu ve her bir çocuğunun her iki kulağı için de kulak içi çift işitme cihazı kullanmak zorunda oldukları, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinden alınan raporlara istinaden 18/10/2019 tarihli faturalar ile alınan 6 adet dijital programlanabilir işitme cihazının 16.500,00 TL olduğu, davacı tarafından anılan bedelin ödenmesi istemiyle Sosyal Güvenlik Kurumuna başvurulduğu, anılan başvurunun, Sosyal Güvenlik Kurumu Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile Sağlık Uygulama Tebliği’nin 3.3.35. maddesi ile anılan Tebliğ’in Ek-3/C-3 listesi uyarınca işitme cihazları için (1 adet) 1.113,75 TL, toplamda ise 8.748,00 TL’sinin karşılanabildiği ve fark ücretin ödenemeyeceği gerekçesiyle reddedilmesi üzerine, başvurunun reddine ilişkin işlem ile bu işlemin dayanağı olan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 3.3.35. maddesinin ilgili hükümlerinin, anılan Tebliğ eki EK-3/C-3 Listesinin ilgili maddelerinin ve anılan Listede yer alan dijital işitme cihazı için 1.113,75 TL ödeme yapılacağına ilişkin ibare ile ilgili maddelerinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, UYAP üzerinde yapılan araştırmada davacının SSK çalışanı olduğu görülmektedir.
Bu durumda, uyuşmazlığın, reçete edilen tıbbi cihazlar bedelinin ödenmemesine ilişkin işlemin iptali isteminden kaynaklanan kısmının, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesi uyarınca iş mahkemesinde; Sağlık Uygulama Tebliği’nin ilgili maddelerinin iptaline ilişkin kısmının ise Danıştayda görülmesi gerekmekte olup, adli ve idari yargı olmak üzere iki ayrı yargı düzeninde görülmesi gereken, bu nedenle yargı düzenleri yönünden aralarında hukuki birlik bulunmayan iki ayrı işleme yönelik tek dilekçeyle açılan bu davanın tamamının Danıştayda görülmesine olanak bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davacı tarafından, yukarıda aktarılan şekilde 5. maddeye uygun olarak yenilenecek dilekçe ile yeniden dava açılması ve bu dilekçede, tıbbi cihaz bedelinin ödenmemesine ilişkin uygulama işlemine yönelik herhangi bir isteme yer verilmeksizin düzenleyici işlemin iptali istenilen kısım veya kısımlarının hukuka aykırılık sebepleriyle birlikte, menfaat bağı kurulmak suretiyle hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
2) Dava konusu edilen bireysel işlemin dayanağı düzenleyici işlem bakımından;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinde, idari davaların, Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı; dilekçelerde tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin, davaya konu olan işlemin yazılı bildirim tarihinin gösterileceği belirtilmiştir.
Aynı Kanun’un 14. maddesinin üçüncü fıkrasında ise, dilekçelerin Danıştayda daire başkanının görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından, görev ve yetki, idari merci tecavüzü, ehliyet, idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, süre aşımı, husumet ve 3. ve 5. maddelere uygun olup olmadıkları yönlerinden sırasıyla inceleneceği; 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde ise, otuz gün içinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçelerin reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
Bir düzenleyici işleme karşı açılan iptal davasında, idari işlemin unsurları açısından hukuka aykırılık bulunduğu iddiasıyla düzenleyici işlemin tamamının iptali istenebileceği gibi, düzenleyici işlemin belirli maddelerin iptalinin istenebilmesi de mümkündür. Ancak, her durumda iptali istenilen maddelerin tereddüte yer bırakmayacak şekilde açıkça belirtilmesi ve maddelerin davacının menfaatini nasıl etkilediği konusunun ortaya konulması gerekmektedir.
Dava dilekçesinin incelenmesinden; davacı tarafından, reçete edilen 6 adet dijital programlanabilir işitme cihazının tamamının bedelinin ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin dayanağı olan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 3.3.35. maddesinin ilgili hükümlerinin, anılan Tebliğ eki EK-3/C-3 Listesinin ilgili maddelerinin ve anılan Listede yer alan dijital işitme cihazı için 1.113,75 TL ödeme yapılacağına ilişkin ibare ile ilgili maddelerinin iptali ve yürütülmesinin durdurulmasının istenildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde, Sağlık Uygulama Tebliği’nin 3.3.35. maddesinin ilgili hükümleri ve aynı Tebliğ’in eki EK-3/C-3 listesinin ilgili maddeleri ile listede yer alan “dijital işitme cihazı” için 1.113,75 TL ödeme yapılacağına dair ibare ile ilgili maddelerinin iptalinin istenildiği, ancak iptali istenen ilgili hükümlerin neler olduğunun ve her bir madde yönünden hukuka aykırılık sebeplerinin belirtilmediği gibi menfaatinin ne şekilde ihlal edildiğinin de gösterilmediği, bir başka ifade ile iptali istenen madde veya ibarelerin hangi sebeplerle hukuka aykırı olduğunun belirtilmediği görülmektedir.
Bu haliyle, anılan Tebliğ’in hangi maddelerinin iptalinin istenildiğinin hukuka aykırılık sebepleri gösterilmek suretiyle açık, net ve tereddüde yer vermeyecek şekilde belirtilmediği anlaşıldığından, dava dilekçesi 2577 sayılı Kanun’un 3. maddesine uygun bulunmamış olup, dava konusu Tebliğ’in iptali istenilen kısımlarının açıkça belirtilmesi ve hukuka aykırılık sebeplerinin her kısım bakımından ayrı ayrı belirtilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanun’un 15. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca bu kararın tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içerisinde 3. ve 5. maddelere uygun şekilde, yukarıda belirtilen hususlar göz önüne alınarak düzenlenecek dilekçe ile yeniden dava açmakta serbest olmak üzere DAVA DİLEKÇESİNİN REDDİNE, aynı Kanun’un 15. maddesinin beşinci fıkrası hükmüne göre yeniden verilen dilekçede aynı yanlışlıklar yapıldığı takdirde davanın reddedileceğinin davacıya bildirilmesine, yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, … TL yürütmenin durdurulması harcı ile posta avansından artan kısmın istemi halinde davacıya iadesine, 14/12/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.