Danıştay 10. Daire, Esas No: 2021/3588, Karar No: 2022/227
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2021/3588 E. , 2022/227 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/3588
Karar No : 2022/227
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Valiliği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN_KONUSU : Şırnak ili, Merkez İlçesi, …köyünde ikamet etmekte iken yaşanan terör olayları nedeniyle göç eden davacının köye halen dönüş yapamadığından bahisle 05/07/2013 tarihinden sonrasına ilişkin devam eden zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle 30/10/2014 tarihinde yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin ırnak Valiliği Zarar Tespit Komisyonu kararının iptali istemiyle açılan dava sonucunda, daha önce dava konusu işlemin iptali yolundaki kararın Danıştay Onuncu Dairesince bozulması üzerine, bozma kararına uyularak dava konusu işlemin kısmen iptali, davanın kısmen reddi yolunda verilen …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının dava konusu işlemin kısmen iptaline ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının başvurusunun süresinde olmadığı, söz konusu köye terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle ulaşılamadığından söz edilemeyeceği, dava konusu işleme esas teşkil eden yazıda, vatandaşların kontrollü bir şekilde mal varlığına ulaştıklarının belirtildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : İdare Mahkemesi kararının temyize konu dava konusu işlemin kısmen iptaline ilişkin kısmı, usul ve yasaya uygun olduğundan bu kısmının onanması, azledilen vekil lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığından bu kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İdare Mahkemesi Kararının, Temyize Konu Dava Konusu İşlemin Kısmen İptaline İlişkin Kısmı Yönünden İncelenmesi:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Anılan Kanun’un 50. maddesinin 4. fıkrasında, “Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesi, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılır.” hükmü bulunmaktadır.
Bu durumda, mahkeme kararlarının Danıştay tarafından bozulması halinde, mahkemelerce bozmaya ilişkin kararlar üzerine yeniden verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvuruları, bozma kararındaki esaslara uyulup uyulmadığı yönünden incelenebilecektir.
Temyiz istemine konu yapılan kararın Danıştay Onuncu Dairesinin bozma kararındaki esaslar doğrultusunda verildiği anlaşıldığından, temyize konu kararın dava konusu işlemin kısmen iptaline ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
İdare Mahkemesi Kararının, Dava Konusu İşlemin Kısmen İptali Nedeniyle Azledilen Davacı Vekili Lehine Vekâlet Ücretine Hükmedilmesine İlişkin Kısmı Yönünden İncelenmesi:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda Danıştay’ın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinde; avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade edeceği hükmüne yer verilmiştir.
24/11/2020 tarih ve 31314 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Mahkeme kararı tarihi itibarıyla uyuşmazlığa uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 2. maddesinde, Tarifede yazılı avukatlık ücretinin, kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemlerin karşılığı olduğu; 21. maddesinde ise, avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan Tarifenin esas alınacağı kuralı getirilmiştir.
Dava, davacının, 05/07/2013 tarihinden itibaren köye halen dönüş yapamadığından bahisle devam eden zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle 30/10/2014 tarihinde yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin Şırnak Valiliği Zarar Tespit Komisyonu kararının iptali istemiyle ve davacı vekili Av. …tarafından açılmıştır. İdare Mahkemesince, daha önce dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararın Danıştay Onuncu Dairesince bozulması üzerine yeniden yapılan yargılama sırasında, adı geçen avukat tarafından sunulan 28/10/2020 kayıt tarihli dilekçede, davacı tarafından vekillikten azledildiği belirtilerek …Noterliğince düzenlenen …tarih ve …yevmiye nolu düzenleme şeklinde azilnamenin eklendiği, sonrasında bozma kararına uyularak, dava konusu işlemin 30/10/2013 tarihinden başvuru tarihi olan 30/10/2014 tarihine kadar olan zararların tazmini isteminin zımnen reddine ilişkin kısmının iptaline, 05/07/2013 tarihinden, 30/10/2013 tarihine kadar olan zararların tazmini isteminin zımnen reddine ilişkin kısmı yönünden ise davanın reddine, dava konusu işlemin kısmen iptali nedeniyle de (aynı hukuki sebep ve gerekçelerle …İdare Mahkemelerinde davacı vekili tarafından açılan dava sayısı ve duruşma tarihinde …İdare Mahkemelerinde duruşmaları yapılan dosya sayısının 100’den fazla olduğu nazara alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 22. maddesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen maktu vekalet ücretinin % 25’ine tekabül eden) 777,50 TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda, davacı vekilinin temyize konu karar tarihinden önce davacı tarafından azledildiği, dolayısıyla nihai kararın verildiği tarih itibarıyla davanın davacı asil tarafından takip edildiği anlaşıldığından, İdare Mahkemesince azledilen vekil lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden, Mahkeme kararının taraflara ait bilgiler kısmındaki “VEKİLİ :AV. …Tebligat)” ibaresi ile hüküm fıkrasındaki “aynı hukuki sebep ve gerekçelerle …İdare Mahkemelerinde davacı vekili tarafından açılan dava sayısı ve duruşma tarihinde …İdare Mahkemelerinde duruşmaları yapılan dosya sayısının 100’den fazla olduğu nazara alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 22. maddesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen maktu vekalet ücretinin % 25’ine tekabül eden 777,50-TL vekalet ücretinin” ibaresinin karardan çıkartılması suretiyle düzeltilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin esasa yönelik temyiz isteminin reddine, vekalet ücretine yönelik temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin kısmen iptali, davanın kısmen reddi yolundaki …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyize konu dava konusu işlemin iptaline ilişkin kısmının, kararın taraflara ait bilgiler kısmındaki “VEKİLİ :AV. …” ibaresi ile hüküm fıkrasındaki “aynı hukuki sebep ve gerekçelerle …İdare Mahkemelerinde davacı vekili tarafından açılan dava sayısı ve duruşma tarihinde …İdare Mahkemelerinde duruşmaları yapılan dosya sayısının 100’den fazla olduğu nazara alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 22. maddesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen maktu vekalet ücretinin % 25’ine tekabül eden …-TL vekalet ücretinin” ibaresinin karardan çıkartılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/01/2022 tarihinde esas yönünden oy birliğiyle, vekalet ücreti yönünden oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY – (X) :
Davacı tarafından azledilen vekil lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, vekalet ücretine hükmedilmesi; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, ‘yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık’ kapsamında bulunmayıp, anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren ‘hukuka aykırılık’ teşkil ettiğinden, davalının temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bu kısmının bu hususta yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına bu yönden katılmıyoruz.