Danıştay 6. Daire, Esas No: 2019/15577, Karar No: 2021/6899

Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/15577 E. , 2021/6899 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/15577
Karar No : 2021/6899

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, kısmen … pafta, … ada, 12 parsel sayılı taşınmaz zerinde bulunan fabrikanın arkasında, kısmen … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde ve kısmen yolda ruhsatsız yapılar yapıldığından bahisle, 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca yıkımına ve aynı Kanunun 42. maddesi uyarınca para cezası verilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Tuzla Belediye Encümeni kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu encümen kararının para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptali, yıkıma ilişkin kısmı yönünden ise davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının temyiz edilen iptale ilişkin kısmının, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 07/05/2018 tarih ve E:2016/8804, K:2018/3324 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak verilen temyize konu kararda; dava dilekçesinde ve temyize cevap dilekçesinde, davacı tarafından İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, kısmen … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazın “arsa olarak” “… Kimyasal Maddeler ve Dış Ticaret Anonim Şirketi”ne 01/01/2006 tarihli kira sözleşmesi ile kiraya verildiği, anılan şirket tarafından fabrika binası ile dava konusu yapıların yapıldığı, dolayısıyla para cezasının da bu şirkete verilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, 01/01/2006 tarihli kira sözleşmesi incelendiğinde, kiralanan şeyin cinsinin “fabrika arsası”, o tarihteki durumunun ise “fabrika” olarak belirtildiği, söz konusu kira sözleşmesinden sonra fabrika binası ile ilgili ruhsat başvurusunun davacı tarafından yapıldığı, … tarih ve … sayılı yapı ruhsatının davacı adına düzenlendiği, dava dilekçesine eklenen vekaletname incelendiğinde ise, “… Kimyasal Maddeler ve Dış Ticaret Anonim Şirketi”nin yetkilisinin davacı olduğu, dava konusu ruhsatsız yapılan jeneratör odası, kazan dairesi, havuz, makine dairesi, laboratuvar binası, atık toplama odasının ise fabrika binasını kullanan … Kimyasal Maddeler ve Dış Ticaret Anonim Şirketinin faaliyet konusuyla ilgili olduğu görülmüştür.
Bu durumda, mahallinde yaptırılan keşif neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda, “mülkiyet ayrımı yapılmadan uygulanan ceza arttırımındaki tutarsızlık nedeniyle para cezalarının yerinde olmadığı” yönünde görüş bildirilmiş olmakla birlikte, yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri uyarınca, para cezasının ruhsatsız veya ruhsata aykırı ya da imar mevzuatına aykırı yapıyı yapan “yapının sahibine” verileceği ve yapı sahibi ibaresinden de inşai faaliyetleri gerçekleştiren kişilerin anlaşılması gerektiği dikkate alındığında, davacıya para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, fabrika arsasının, üzerinde yapı olmaksızın, … Kimyasal Maddeler ve Dış Ticaret Anonim Şirketine 01/01/2006 tarihinde kiraya verildiği, söz konusu şirket tarafından fabrika binalarının yapıldığı, dolayısıyla bu yapıyla davacının herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, anılan şirketin ayrı bir tüzel kişiliğinin bulunduğu, dolayısıyla para cezasının muhatabının da şirket tüzel kişiliğinin olması gerektiği ve bu nedenle para cezasının davacıya verilmesinin hukuka uygun olmadığı, kaldı ki para cezasının, hangi kriterler dikkate alınarak hesaplandığının da belli olmadığı, nitekim 3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca belirlenen temel para cezasına, aynı fıkranın (c) bendinin 1., 2., 3. ve 6. alt bentleri uyarınca artırım uygulanmış ise de, dava konusu encümen kararında bu alt bentlere yönelik bir açıklık bulunmadığı, dolayısıyla dava konusu encümen kararında hukuka uyarlık bulunmadığından, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Dava konusu para cezasının muhatabının davacı olduğu, bu nedenle, davacıya para cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …’NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
İstanbul İli, Tuzla İlçesi, …. Mahallesi, kısmen … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan fabrikanın arkasında, kısmen … ada, … parsel sayılı taşınmaz üzerinde ve kısmen yolda ruhsatsız olarak “jeneratör odası, kazan dairesi, havuz, makine dairesi, laboratuvar binası, atık toplama odasının” yapıldığı 11/11/2014 tarih ve 422/19 sayılı yapı tatil tutanağı ile tespit edilmiştir.
Söz konusu yapı tatil tutanağı esas alınarak, Tuzla Belediye Encümeninin … tarih ve … sayılı kararıyla, 3194 sayılı İmar Kanununun 32. maddesi uyarınca yıkımına ve 3. sınıf, A grubu yapı ve aykırılıktan etkilenen alan olarak 626 m2 kabul edilmek suretiyle aynı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendi uyarınca temel para cezası hesaplanmış ve bu temel para cezasına (c) bendinin 1., 2., 3., 4., 5., 6., 7., 8., 10.,11. ve 13. alt bentler uyarınca arttırım uygulanarak para cezası verilmiştir.
Bunun üzerine, anılan encümen kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 42. maddesinin 1. fıkrasında; bu maddede belirtilen ve imar mevzuatına aykırılık teşkil eden fiil ve hallerin tespit edildiği tarihten itibaren on iş günü içinde ilgili idare encümenince sorumlular hakkında, üstlenilen her bir sorumluluk için ayrı ayrı olarak bu maddede belirtilen idari müeyyideler uygulanacağı, 2. fıkrasında; ruhsat alınmaksızın veya ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere veya imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapının sahibine, yapının mülkiyet durumuna, bulunduğu alanın özelliğine, durumuna, niteliğine ve sınıfına, yerleşmeye ve çevreye etkisine, can ve mal emniyetini tehdit edip etmediğine ve aykırılığın büyüklüğüne göre, beşyüz TL’dan az olmamak üzere, aşağıdaki şekilde hesaplanan idari para cezaları uygulanacağı belirtilmiş, 2. fıkranın (a) bendinde; Bakanlıkça belirlenen yapı sınıflarına ve gruplarına göre yapının inşaat alanı üzerinden hesaplanmak üzere, mevzuata aykırılığın her bir metrekaresi için uygulanacak olan ceza miktarları sayılmış ve bu miktarlar esas alınarak idari para cezası verileceği, bu miktarların her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298.maddesi hükümleri uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında bir Türk Lirasının küsuru da dikkate alınmak suretiyle artırılarak uygulanacağı hükmüne yer verilmiş, aynı fıkranın (c) bendinde ise; (a) ve (b) bentlerine göre cezalandırmayı gerektiren aykırılığa konu yapının niteliğine göre para cezasında uygulanacak artırım nedenleri (13) alt bent olarak sayılmış, (a) ve (b) bentlerinde belirtilen şekilde tespit edilen para cezası miktarına belirtilen alt bentlerdeki uygulanacak artırım nedenlerine göre ayrı ayrı hesap edilecek cezaların ilave olunacağı, para cezalarına konu olan alanın hesaplanmasında, aykırılıktan etkilenen alanın dikkate alınacağı hükümlerine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükmünün değerlendirilmesinden; ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapılar nedeniyle verilecek para cezası miktarının belirlenmesinde dikkate alınacak temel ölçütün; yapı sınıfı ve grubu ile ruhsatsız veya ruhsata aykırı imalat alanının varsa aykırılıktan etkilenen alanın katılması suretiyle bulunacak alan olduğu, yapı sınıfı ve grubu dikkate alınmak suretiyle maddede belirtilen miktar ile yapının alanının çarpılması sonucu temel ceza miktarının hesaplanacağı, temel ceza miktarı belirlendikten sonra maddede öngörülen arttırım sebeplerinin varlığı halinde arttırım sebeplerinin ayrı ayrı hesaplanacağı, bunların toplamlarının alınması suretiyle toplam ceza miktarının bulunacağı ve bulunan bu miktarın belediye encümeni tarafından imar para cezası olarak verileceği anlaşılmaktadır.
İdare Mahkemesince, öncelikle 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca hesaplanan temel para cezasına ilişkin kısmın hukuki değerlendirmesinin yapılarak, temel para cezasının hesaplanmasında, yapı inşaat alanı ve yapı sınıfı ve grubu temel kriterler olarak öngörüldüğünden, temel para cezasının bu kriterlere aykırı olarak hesaplandığının tespit edilmesi halinde, verilen para cezasının tamamının iptal edilmesi, temel para cezasında hukuka aykırılık bulunmaması halinde ise 3194 sayılı Kanunun 42. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendinde öngörülen artırım sebeplerinin uygulanması koşulları yönünden inceleme yapılarak, hukuka uygun olmayan artırım nedenlerine ilişkin kısımlar var ise, sadece hukuka aykırılığı tespit edilen artırım sebeplerine isabet eden kısımlar yönünden para cezasının iptaline karar verilmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu encümen kararının para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptali, yıkıma ilişkin kısmı yönünden ise davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının temyiz edilen iptal ilişkin kısmının, Danıştay Ondördüncü Dairesinin 07/05/2018 tarih ve E:2016/8804, K:2018/3324 sayılı kararıyla; cezaların şahsiliği yönünden davacıya para cezası verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği halde, İdare Mahkemesince, bozmaya uyularak verilen temyize konu kararda; dava konusu temel para cezası ile artırımların yerinde olup olmadığı ile ilgili bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın para cezasının ruhsatsız veya ruhsata aykırı ya da imar mevzuatına aykırı yapıyı yapan “yapının sahibine” verileceği ve yapı sahibi ibaresinden de inşai faaliyetleri gerçekleştiren kişilerin anlaşılması gerektiği, dolayısıyla, davacıya para cezası verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; İdare Mahkemesince, dava konusu temel para cezası ile artırımları yönünden inceleme yapılmak suretiyle para cezasının esası hakkında karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir inceleme yapılmaksızın, sadece “yapı sahibi sıfatıyla” davacıya para cezası verilmesi yönünden yapılan değerlendirme ile verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 25/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir