Danıştay 5. Daire, Esas No: 2019/980, Karar No: 2021/1864

Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2019/980 E. , 2021/1864 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/980
Karar No : 2021/1864

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Müdürlüğü / …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Erzurum ili, … ilçesinde bulunan … Hastanesi diyaliz bölümünde Hemşire olarak görev yapmakta iken, iş akdinin sona erdirilmesi nedeniyle işçi hak ve alacaklarının tahsili istemiyle … İş Mahkemesinde açmış olduğu davanın, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 16.maddesi ve 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 5.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan reddedilmesi üzerine, işçi hak ve alacaklarının ödenmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işleminin iptali ve 123.666,23-TL alacağın İş Mahkemesinde açılan dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz ile birlikte tahsili istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı kararında “vakfın alacak ve borçları ile ilgili araştırma ve incelemeler hala sürmektedir” şeklinde cevap verildiği, yapılan başvuruya ilişkin davalı idare tarafından istenilen tutarın ödenip ödenmeyeceğine dair henüz verilmiş kesin bir kararın bulunmadığının anlaşıldığı, bu durumda, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bu Kanun Hükmünde Kararname’nin Kabul Edilmesine Dair 7091 (sehven Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair 6749 sayılı Kanun yazılmış) sayılı kanun ve 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; kapatılan Kurumlara ilişkin idari yargıda dava açılabilmesi için ilgili idare tarafından 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince değerlendirme yapılarak ödemenin yapılıp yapılmayacağı konusunda karar niteliğinde tesis edilmiş bir işlem bulunması gerektiği sonucuna varılmış olup, bu nedenle bu aşamada ilgili idare tarafından ödemenin yapılıp yapılmayacağı konusunda verilmiş kesin bir karar bulunmadan açılan davanın erken açılması nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu, kararın kaldırılmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığı belirtilerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; uyuşmazlık konusu alacağa ilişkin olarak idareye başvuru yapıldığı, idare tarafından talebin alacak kapsamında değerlendirilmediği, ayrıca 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 16. maddesinin 4. fıkrası uyarınca idari yargı yoluna gidilerek kesinleşmiş mahkeme kararı ile başvuru konusu alacağın sübuta erdirilmesi gerektiğinin belirtildiği, dava konusu işlemle talebin kesin olarak reddedildiği, temyize konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Erzurum İli, … İlçesinde bulunan … Hastanesi diyaliz bölümünde hemşire olarak görev yapan davacının, hastane tarafından iş akdi feshedilerek görevine son verilmiştir. Davacı tarafından açılan işe iade davası sonucunda, … İş Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla fesih işleminin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir. Mahkeme kararı üzerine davacının yeniden işe başlatılması talebinin işveren tarafından kabul edilmemesi nedeniyle, … İş Mahkemesinin … sayılı esasına kayden işçi alacak ve haklarının tahsili amacıyla dava açılmış olup, söz konusu yargılama devam ederken hastaneye idare tarafından el konulması üzerine mahkemece dava hakkında 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 16. maddesi ve 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 5. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilerek davacının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 5. maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama tebliğ tarihinden itibaren 30 günlük hak düşürücü süre içerisinde başvurabileceği bildirilmiştir. Davacı tarafından işe iade istemiyle açılan ve mahkemece feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilen davada ise, söz konusu kararın … Hukuk Dairesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile bozulması üzerine, … İş Mahkemesinin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararıyla bozma kararına uyularak dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Bunun üzerine, davacı tarafından, alacaklarının ödenmesi talebiyle İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğüne yapılan 02/02/2017 tarihli başvurunun, İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün … tarih ve … sayılı kararı ile reddedilmesi üzerine, söz konusu işlemin iptali ile alacaklarının ödenmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari Dava Türleri Ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında, iptal davalarının, “idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu, maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar” olarak tanımlanmıştır.
675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin “dava ve takip usulü” başlıklı 16. maddesi ile “20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine veya Hazine veya Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalar veya takipler bakımından özel bir dava ve takip usulü getirilmiş; bu kapsamda sahipleri ya da Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda, icra ve iflas takiplerinde maddede belirtilen durumlara göre mahkemelerce husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi yada düşme kararı verileceği kurala bağlandıktan sonra maddenin 4. fıkrasında, “Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz” kuralına; maddenin göndermede bulunduğu 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesinin 4. fıkrasında ise; “Birinci fıkra kapsamında tespite konu edilebilecek borç ve yükümlülüklere ilişkin olarak hak iddiasında bulunanlarca bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altmış günlük hak düşürücü süre içerisinde ilgili idaresine kanaat getirici defter, kayıt ve belgelerle müracaat edilir. Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak kapatma işlemlerinde ise altmış günlük süre kapatma tarihinden itibaren başlar.” kuralına yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesinin 1. fıkrası kapsamında tespite konu edilebilecek borç ve yükümlülüklere ilişkin olarak hak iddiasında bulunanların, öncelikle, anılan maddenin 4. fıkrası ile 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16. maddesinin 4. fıkrası uyarınca ilgili idareye başvuruda bulunmaları ve başvuru üzerine ilgili idari merci tarafından bir karar verildikten sonra, verilen karar aleyhine idari yargıda dava açmaları gerektiği anlaşılmaktadır. Burada idarenin kararını açıklamış olması, yargı yoluna gidebilmenin ön koşulu niteliğinde bulunmaktadır.
Bakılan uyuşmazlıkta; davacı tarafından İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğüne yapılan 02/02/2017 tarihli başvuru ile alacaklarının ödenmesi talep edilmiştir. İdarece başvuruya ilişkin olarak; 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca alacak ve borçlar ile ilgili olarak araştırma ve incelemelerin devam ettiği, davacının açmış olduğu iş davası gereği alacağının sübuta ermediği, alacağa ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı da bulunmadığı, bu nedenle söz konusu talebin alacak kapsamında değerlendirilemeyeceği, 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 16. maddesinin 4. fıkrasında belirtilen idari yargı yoluna gidilerek, alacağın kesinleşmiş Mahkeme kararıyla sübuta erdirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Uyuşmazlık konusu işlem incelendiğinde idare tarafından verilen işbu cevabi yazının idari davaya konu edilebilir kesin ve icrai nitelikte bir işlem olduğu anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, idare tarafından, davacının başvurusu hakkında işin esasına girilerek, söz konusu talebin alacak kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği yönünde karar verilmesi gerekirken, talep edilen alacağa ilişkin olarak kesinleşmiş mahkeme kararı bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun reddedilmesi yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, mahkemece yapılacak değerlendirme sonucu verilecek kararın doğrudan alacağın ödenmesi sonucunu doğurmayacağı açıktır. İlgili idare tarafından, başvuruya ilişkin olarak söz konusu alacağın esası değerlendirildikten sonra, talep edilen tutarın ödenmesi veya ödenmemesi yönünde bir karar verilmesi gerekmektedir. Başvuruya ilişkin olarak idare tarafından verilecek cevap üzerine davacı tarafından idari yargı yerlerinde dava açılabileceği de aşikardır.
Netice itibarıyla, davanın erken açılması nedeniyle incelenme imkanı bulunmadığı gerekçesiyle İdare Mahkemesince verilen davanın incelenmeksizin reddi yolundaki karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair kararda hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın incelenmeksizin reddine dair İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
2. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 09/06/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir