Danıştay 4. Daire, Esas No: 2021/1113, Karar No: 2021/2069

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2021/1113 E. , 2021/2069 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/1113
Karar No : 2021/2069

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Turizm Nakliyat Emlak Sanayi
Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Davacı şirket adına, sahte fatura düzenlediğinden bahisle hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu esas alınarak takdir komisyonu kararı ile belirlenen matrah üzerinden re’sen tarh edilen 2013/1-3,4-6,7-9,10-12 dönemleri vergi ziyaı cezalı geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda yer alan tespitlerden, davacı şirketin aktifinde bulunan araçlar ile elde ettiği hasılatlar dışındaki faaliyetinin gerçeği yansıtmadığı, bu nedenle davacı şirketin aktifinde olan araçlara ilişkin düzenlenen faturalar dışındaki faturaların komisyon karşılığı düzenlenen sahte faturalar olduğu, davacı şirket tarafından düzenlenen faturalardan gerçek kabul edilen faturalar ile sahte kabul edilen faturalar ve ilgili dönemlerde beyan edilen matrahlar dikkate alınarak komisyon geliri yönünden ilgili dönem matrahının gerçeğe en yakın şekilde belirlenmesi gerekirken, her türlü inceleme ve araştırma yetkisi bulunan takdir komisyonunca, bu yönde hukuken itibar edilebilir bir araştırma yapılmadan, mükellefin aynı vergi türünden önceki beyanlarının ortalaması ile Ankara tüketici fiyatları indeksi, ekonomik büyüme hızı, sair piyasa koşulları faaliyet konusu ile ilgili diğer bilgileri ile emsali mükellef beyanları doğrultusunda belirlenen bedelin %2’si tutarında komisyon geliri elde edildiği kabulünden hareketle hukuken itibar edilebilir somut tespitlere yer verilmeden varsayım ve kanaate dayalı olarak dönem matrahının belirlenmesi ve davalı idarece takdir komisyonunca belirlenen bu matrah üzerinden davacı adına cezalı vergi tarh edilmesinde hukuka uygunluk görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı mükellef adına düzenlenen vergi tekniği raporuna istinaden mükellefin aynı vergi türünden önceki beyanlarının ortalaması ile Ankara tüketici fiyatları indeksi, ekonomik büyüme hızı, sair piyasa koşulları ve faaliyet konusu ile ilgili emsal mükellef beyanları doğrultusunda takdir komisyonu kararı ile tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30. maddesinde, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması şeklinde tanımlanan maddenin ikinci fıkrasının altıncı bendinde de; tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması halinde vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığı kabul edilmiş, 31. maddesinde ise; takdir komisyonunca belli edilen matrah veya matrah kısmının takdir kararına bağlanacağı ve takdirin müstenidatı ve takdir hakkında izahatın takdir kararlarında bulunması gereken malumat arasında olduğu belirtilmiştir.
Anılan kanunun 72. maddesinde takdir komisyonlarının kuruluşu, 74. maddesinde komisyonun görevleri, 75. maddesinde de yetkileri belirtilerek ilk fıkrasında, 72. maddenin birinci fıkrasına göre kurulan takdir komisyonunun 74. maddedeki görevleri dolayısıyla bu kanunda yazılı inceleme yetkisine haiz olduğu düzenleme altına alınmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının hesap ve işlemlerinin sahte fatura düzenleme ve kullanma yönünden incelendiği ve davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporu ile davacının sahte fatura kullanma ve düzenleme faaliyetinde bulunduğundan bahisle matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edildiği, takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden söz konusu dönemlere ilişkin vergi ziyaı cezalı geçici verilerin tarhedildiği anlaşılmaktadır.
Davacı şirket hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporunda yer alan tespitlerin değerlendirilmesi gerekmekte olup söz konusu vergi tekniği raporunun incelenmesinden; davacı şirketin araç kiralama ve geziler için karayolu ile yolcu taşımacılığı faaliyeti ile iştigal etmek üzere 2007 yılında mükellefiyet tesis ettirdiği, ortaklarının … ve … olduğu, temsilcisinin ise ortaklardan …’nın olduğu, beyannamelerini verdiği, temsilci …’nın nezaretinde yapılan 23/10/2007 tarihli işe başlama yoklamasında; işyerinin 30 metrekare ve kirasının 100,00-TL olduğu, çalışan işçisinin ve şirket üzerine kayıtlı aracın bulunmadığı, faaliyet konusunun turistik gezi ve yolcu taşımacılığı olduğu, işyerinde demirbaş olarak 1 masa, 4 sandalye oturma grubu, bilgisayar, televizyon bulunduğu hususlarının tespit edildiği, 04/04/2009 ve 12/07/2011 tarihli yoklamalarda davacı şirketin kiraladığı bir kısım araçlara ilişkin fatura düzenlemediği hususlarının tespit edildiği, davacı şirketin 2014 yılı hariç olmak üzere her yıl 1 işçi çalıştırdığını beyan ettiği, yine 2008 ila 2012 yıllarında davacı şirket adına 6 ila 8 arasında değişen sayıda kayıtlı aracın bulunduğu, bu araçlardan yalnızca bir tanesinin C plakalı diğerlerinin binek araç olduğu 2013 ve 2014 yıllarında şirket adına kayıtlı aracın bulunmadığı, davacı şirketin ödenmesi gereken vergi borcunun 1.036.310,31-TL olduğu, 18.841,22-TL vergi borcu ödemesi yaptığı, 2008 ila 2012 yıllarında alacaklarını cüzi oranlarda tahsil ettiği, 2013 yılında ise alacaklarının tamamını tahsil ettiği, yüksek ciro ile çalışan bir şirketin alacaklarını uzun süre ertelemesinin ticari teamüllere aykırı olduğu, davacı şirket tarafından düzenlenen faturaların içeriğinin araç kiralama bedeli, personel taşıma bedeli, servis taşıma bedeli olmasına rağmen faturalarda kiralama süresinin, birim fiyatının, araç plakalarının yer almadığı, davacı şirketin 2008 ila 2013 dönemlerinde sürekli olarak 5 firmadan alış yaptığı, bu firmalardan …Ltd. Şti., …Ltd. Şti. ve …Ltd. Şti. hakkında sahte belge düzenlemeden vergi tekniği raporu bulunduğu, …Ltd. Şti. ve …Ltd. Şti. hakkında da incelemenin devam ettiği ve yüklü miktarda vergi borcunun bulunduğu, alış yapılan 5 firma ile davacı şirketin ortak ve yöneticilerinin aynı olduğu, davacı şirketin ortağı …’nın ortağı ve yöneticisi olduğu …Ltd. Şti. hakkında da olumsuz tespitler bulunduğu, davacı şirketin düzenlediği faturalardan miktarı itibariyle yüksek olan faturaları alan firmaların incelenmesinden bu firmalar hakkında sahte belge kullanma fiilinden olumsuz tespit bulunduğu, davacı şirket temsilcisi ifadesinde; başka firmalardan temin edilen araçların kiraya verildiğini, zaman zaman kiralanan araçlarda değişiklik yapılma gereği duyulduğundan sözleşme imzalanmadığını, faturalarda araç plakalarına ve kiralama sürelerine yer verilmediğini, araçların toplu olarak kiraya verildiğinden birim fiyata da yer verilmediğini, tahsilatların nakit olarak yapıldığını, alış yapılan şirketlerin de araçları başka firmalardan temin ettiğini beyan ve ifade ettiği hususlarının birlikte değerlendirilmesinden; davacı şirketin 5 firmadan yaptığı alışlar gerçek olmadığından aktifinde bulunan araçlar dışındaki faaliyetinin gerçek olmadığı sonucuna ulaşıldığı, aynı faaliyeti yürüten başkaca firmalara sorulmak suretiyle her bir dönem için aktifinde olan araçlarla yapılabilecek en yüksek hasılatın belirlendiği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen tespitlerin ve dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, davacı şirketin alış yaptığı firmalar hakkında sahte belge düzenleme fiilinden vergi tekniği raporu ve olumsuz tespitler bulunması ve firmalarla arasında olan ortaklık ilişkisi, fatura düzenlenen firmalar hakkında sahte belge kullanma fiilinden olumsuz tespit bulunması, yüksek vergi borcu bulunmasına rağmen cüzi miktarda ödeme yapması, alış yapılan firmaların da yüksek miktarda vergi borcunun bulunması, yüksek ciroyla çalışmasına rağmen alacaklarını uzun süre ertelemesi, aktifinde yer alan araçların faaliyet konusuna uygun olmaması ve beyan edilen matrahlara ulaşılması için gereken sayının çok altında olması, davacı şirketin işlem hacmine sahip bir firmanın kiraladığı araçlara ilişkin sözleşme imzalamaması, kiralanan araçların plakalarının ve kiralama sürelerinin faturalarda yer almaması, birim fiyatın belirlenmemesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin aktifinde bulunan araçlar ile elde ettiği hasılatlar dışındaki faaliyetinin gerçeği yansıtmadığı, bu nedenle davacı şirketin aktifinde olan araçlara ilişkin düzenlenen faturalar dışındaki faturaların komisyon karşılığı düzenlenen sahte faturalar olduğu kabul edilerek bu faturalar karşılığında elde edilen komisyon gelirine ilişkin matrahın takdiri için takdir komisyona sevk edilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle davacı tarafından düzenlenen belgelerin gerçek bir ticari alış verişe dayanmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından, takdir komisyonu tarafından sözü edilen vergi tekniği raporu ve müstakar hale gelen Danıştay içtihatları dikkate alınarak davacının hizmet satışı olmadan düzenlediği saptanan belgeler üzerinden %2 oranında komisyon geliri elde edildiği kabul edilerek belirlenen matraha göre yapılan vergi ziyaı cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, yeniden verilecek kararda, geçici vergiler üzerinden kesilen üç kat vergi ziyaı cezası ve geçici vergi asılları yönünden de yeniden değerlendirme yapılacağı tabidir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 06/04/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
… Vergi Mahkemesinin … sayılı dosyasında verilen 03/09/2020 tarihli ara kararına davalı idare tarafından verilen 11/09/2020 tarihli cevabi yazıda; dava konusu vergi/ceza ihbarnamesinin içeriği 2013/1-3,4-6,7-9,10-12 dönemleri vergi ziyaı cezalı geçici vergilerin düzeltme fişi ile terkin edildiği, söz konusu döneme ilişkin yeniden ihbarname düzenlenerek takdir komisyonu kararları ve vergi tekniği raporu ile birlikte tebliğ edildiği, yeniden düzenlenen ihbarnamelere karşı açılan dava kaydına rastlanmadığının bildirildiği görülmüştür.
Bu durumda dava açıldıktan sonra yapılan terkin işlemiyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden vergi mahkemesi kararının bu gerekçeyle bozulması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir