Danıştay 10. Daire, Esas No: 2017/2389, Karar No: 2021/6216
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2017/2389 E. , 2021/6216 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2017/2389
Karar No : 2021/6216
KARARIN DÜZELTİLMESİNİ
İSTEYEN (DAVACILAR) : 1- …
…
4- …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : …. İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının onanması yolunda verilen Danıştay Onuncu Dairesi’nin 11/04/2017 tarih ve E:2014/245, K:2017/1937 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıların yakını …’in 15/04/2012 tarihinde aracı ile seyir halinde iken yapmış olduğu kaza sonucu hayatını kaybetmesi olayında davalı idarenin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülerek 175.000,00 TL maddi, 250.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla, meydana gelen olayda davalı idarenin tazmin yükümlülüğü açısından hizmet kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, yaşanan trafik kazasında araç sürücüsünün 1. derecede asli kusurlu olduğunun, sulama kanalını tekniğine uygun olarak inşa eden ve işleten Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünün veya Sulama Birliğinin herhangi bir hizmet kusurunun bulunmadığı yönünde tespitlere yer verildiği, söz konusu raporun hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu belirtilerek, davacıların yakınının vefat etmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararla idarece yürütülen hizmet arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesi’nin 11/04/2017 tarih ve E:2014/245, K:2017/1937 sayılı kararıyla, davacıların temyiz başvurusu üzerine hukuk ve usule uygun bulunan Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
KARAR DÜZELTME
TALEP_EDENİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, yakınlarının ölümüne neden olayda davalı idare tarafından sulama kanalı çevresinde alınması gereken güvenlik tedbirlerinin alınmamasının ve servis yolu olarak yapılan yolun ulaşıma açılmış olmasının hizmet kusuru teşkil ettiği, alınmadığı, davalı idarenin kusura dayalı sorumluluğu bulunmasa dahi olayda kusursuz sorumluluğunun bulunduğu, Mahkeme tarafından eksik inceleme neticesinde karar verildiği ileri sürülmüştür.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Davacıların karar düzeltme istemlerinin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının davalı idare lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin kısmının düzelterek onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, davacıların karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onuncu Dairesinin onama kararı kaldırılarak, davacıların temyiz istemi yeniden incelendi:
Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Davanın Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davanın reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Vekalet Ücretine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay’ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
29/12/2012 tarih ve 28512 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Mahkeme kararı tarihi itibariyle uyuşmazlığa uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret” başlıklı 12. maddesinde; “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Tarifenin “Manevi tazminat davalarında ücret” başlıklı 10. maddesinde ise ” (1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava, 175.000,00 TL maddi ve 250.000,00 TL manevi tazminat istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesi’nce, davanın reddine ve reddedilen maddi ve manevi tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 15.610,00 TL vekâlet ücretinin davacılar tarafından davalı idareye ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacının dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda Tarifenin 10. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminatın Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine ilişkin Tarife hükmünün ihmal edilmesi, hakkaniyete daha uygun olacaktır.
Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, İdare Mahkemesince, maddi tazminat isteminin tamamı için ret hükmü kurulmasına rağmen davalı idare lehine nispi vekâlet ücreti hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda, reddedilen maddi tazminat yönünden davalı idare lehine Mahkeme kararı tarihi itibarıyla yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 660 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan “15,610,00 TL” ibaresinin “maddi tazminat isteminin tamamının reddine karar verilmesi nedeniyle maktu olarak belirlenen 660,00 TL avukatlık ücreti ile manevi tazminat isteminin tamamının reddedilmesi nedeniyle 660,00 TL olmak üzere toplam 1.320,00 TL” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların esasa ilişkin temyiz istemlerinin reddine oy birliğiyle,
2. Davacıların aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden temyiz istemlerinin kabulüyle …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının DÜZELTİLEREK ONANMASINA oy çokluğuyla, 13/12/2021 tarihinde karar verildi.
(X)- KARŞI OY :
Davacıların maddi tazminat taleplerinin reddi nedeniyle davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Bu husus, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, “yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık” kapsamında bulunmayıp; anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren “hukuka aykırılık” teşkil ettiğinden, bu yönden davacıların karar düzeltme isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği oyuyla Daire kararına katılmıyoruz.