Danıştay 10. Daire, Esas No: 2016/16085, Karar No: 2021/6110
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2016/16085 E. , 2021/6110 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2016/16085
Karar No : 2021/6110
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : …
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Barosu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
TEMYİZ EDEN MÜDAHİLLER
(DAVALILAR YANINDA) : 1- … Derneği
VEKİLİ : Av. …
2- … Gemi Söküm İthalat İhracat Tic. ve San. A.Ş.
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Odası
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : İzmir ili, Aliağa ilçesine getirilen … adlı eski petrol işletme gemisine sökülme izni verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesince; davanın İzmir Baro Başkanlığı yönünden ehliyet yokluğu nedeniyle reddine, … Odası yönünden ise işlemin iptaline dair verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI :
Davacı İzmir Barosu Başkanlığı tarafından, Avukatlık Kanununda Baroların görevleri arasında hukukun üstünlüğünü, insan haklarını korumak ve savunmak kavramları bulunduğu, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının ikinci kuşak insan hakları arasında yer aldığı, Baroların dava açma ehliyetinin olduğu, Anayasa Mahkemesinin ve İdari Dava Daireleri Kurulunun baroların bu tür davalarda taraf olabileceğine dair kararları bulunduğu, mahkemenin ehliyet ret kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından, geminin sökümü sonrası çıkan atıkların bakanlıkça lisans verilmiş geri kazanım tesislerine gönderildiği, bu konuda … Derneğine yetki verildiği, atıkları almaya yetkili kuruluş olduğu, tesislerin ayrıca bir sözleşme yapmaya imkanı olmadığı, işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ve mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından, Gemi Söküm Yönetmeliğinin 5. maddesinde söküm izni başvurularında gerekli belgelerin tahdidi olarak sayıldığı, müdahil şirketin tehlikeli atıkların bertarafı hizmetini … Derneğinden alacağına dair taahhüdü olduğu, işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ve mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı Yanında Müdahil … Derneği tarafından, gemi sökümü yapan atık üreticisinin tesislerle sözleşme yapma zorunluluğu olmadığı, Gemi Söküm Yönetmeliği 5. maddesi gereği yetkileri onaylanmış bertaraf tesisleri ile … Derneği arasında anlaşmalar yapıldığı, anlaşma yapıldığında idareye bildirildiği, ancak her gemi için ayrı ayrı bildirim yapılmadığı, Tehlikeli Atıkların Kontrol Yönetmeliğinde de zorunluluk bulunmadığı, söz konusu gemiden çıkan atıklara ilişkin bertaraf tesislerine dair bilginin mahkemeye ibraz edildiği, işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ve mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
Davalı Yanında Müdahil … Gemi Söküm İthalat İhracat Tic. ve San. A.Ş. tarafından, gemi sökümü yapan atık üreticisinin tesislerle sözleşme yapma zorunluluğu olmadığı, Gemi Söküm Yönetmeliği 5. maddesi gereği yetkileri onaylanmış bertaraf tesisleri ile … Derneği arasında anlaşmalar yapıldığı, anlaşma yapıldığında idareye bildirildiği, ancak her gemi için ayrı ayrı bildirim yapılmadığı, Tehlikeli Atıkların Kontrol Yönetmeliğinde de zorunluluk bulunmadığı, söz konusu gemiden çıkan atıklara ilişkin bertaraf tesislerine dair bilginin mahkemeye ibraz edildiği, işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ve mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMALARI : Davacılardan … Odasınca temyiz istemlerinin reddi ile Mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacı İzmir Barosu Başkanlığının temyiz isteminin oy çokluğuyla reddine, davalılar ve davalı yanında müdahillerin temyiz istemlerinin oy birliğiyle reddine,
2. … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/12/2021 tarihinde karar verildi.
(X)- KARŞI OY :
Dava, İzmir ili, Aliağa ilçesine getirilen … adlı eski petrol işletme gemisinin sökülme izni verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 76. maddesinde; baroların, avukatlık mesleğine mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, avukatlık mesleğinin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak amacıyla kurulmuş meslek kuruluşları olduğu belirtilmiş iken 10/05/2001 tarih ve 24398 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4667 sayılı Kanun ile 1136 sayılı Kanun’un 76. maddesinde değişiklik yapılarak; barolar, avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak, meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olarak tanımlanmış; 1136 sayılı Kanun’un Baro Yönetim Kurulu’nun görevlerinin düzenlendiği 95. maddesine yine 4667 sayılı Kanun ile eklenen 21. bentte de, yönetim kurulunun, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmakla görevli olduğu belirtilmiştir.
1136 sayılı Kanun’un 76 ve 95. maddelerinde yapılan ve yukarıda açıklanan yasal değişiklikten sonra baroların; mesleki bir örgüt olmanın ötesinde hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak gibi bir işlev yüklenmesi nedeniyle diğer meslek örgütlerinden farklı bir konuma sahip olduğu açıktır.
Danıştay kararları ışığında konuya bakıldığında; Avukatlık Kanunu’nda yapılan değişiklikten sonra açılan davalarda dava açma ehliyetinin bulunup bulunmadığı saptanırken, iptal davasının genel amacının yanı sıra dava konusu idari işlemin, hukukun üstünlüğünü, hukuk devleti ilkesini, genel kamu yararı, Anayasa ile koruma altına alınan eşitlik, kişinin dokunulmazlığı, özel hayatın gizliliği, kanunsuz suç ve ceza olamayacağı gibi temel insan haklarını ihlal edip etmediğine ve yargı kararlarının uygulanmaması veya geçersiz kılınması gibi hukuk devleti ilkesini zedeleyen bir durumun olayda söz konusu olup olmadığına bakılarak menfaat ilgisinin olaya özgü, ancak daha geniş yorumlandığı görülmektedir.
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, Baronun açtığı başka bir davada 07/04/2005 tarih ve E:2003/417, K:2005/234 sayılı kararıyla; hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmakla görevli bulunan Baronun, dava konusu Yönetmelik hükümleri ile Anayasanın eşitlik ilkesinin, kişinin dokunulmazlığı ilkesinin, özel hayatın gizliliği ilkesinin, kanunsuz suç ve ceza olamayacağı ilkesinin, temel hak ve özgürlüklerin ancak Yasayla sınırlanabileceği ilkesinin ihlal edildiğini, öğrenim özgürlüğünün engellendiğini öne sürerek bakılan davayı açtığı göz önünde bulundurulduğunda, iptalini istediği Yönetmelik hükümleri ile menfaat ilgisinin bulunduğunun açık olduğu gerekçesiyle davacının dava açma ehliyetinin bulunduğu kabul edilmiştir.
Dava açma ehliyeti, davanın esasının incelenebilmesinin ön koşuludur. Bu aşamada davacı iddialarının hukuken doğru olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılamaz. Davada menfaat ihlalinin olup olmadığının saptanabilmesi için, öncelikle davacının iddialarına bakılması gerekmektedir.
Dava konusu edilen, İzmir ili, Aliağa ilçesine getirilen … adlı eski petrol işletme gemisinin sökülme izni verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik kazandırmakla görevli olan baroların, hukuk devleti ilkesi uyarınca, Anayasa ile koruma altına alınan, “Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama” gibi temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğini ileri sürerek dava açma ehliyeti olduğu açıktır.
Açıklanan nedenlerle, İzmir Barosu Başkanlığının bu davada dava açma ehliyeti bulunduğundan mahkeme kararının davanın ehliyet yönünden reddine dair kısmının bozulması gerektiği oyu ile aksi yönde oluşan Daire kararına bu kısım yönünden katılmıyorum.