Danıştay 13. Daire, Esas No: 2021/560, Karar No: 2021/1201

Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2021/560 E. , 2021/1201 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2021/560
Karar No:2021/1201

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Fonu
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nin … tarih ve E:…, K… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem:… Offshore Ltd. Şti. mudileri tarafından açılan davalar sonucunda yapılan ödemelerden oluan Fon alacağının, … Offshore Ltd. Şti’nin kanuni temsilcisi olduğundan bahisle davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı toplam 13.698.575,18-TL bedelli ödemeye çağrı mektubunun iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; … A.Ş.’nin 21/12/1999 tarihinde Fona devredildiği, mudiler tarafından bu bankadaki mevduatlarının … Off-Shore Ltd. Şti.’ye kanalize edildiği iddiasıyla davalar açıldığı ve off-shore şirketine kanalize edilen miktarları Fonun ödemek zorunda kaldığı, Fon’un banka hakim ortak ve yöneticilerinin usulsüz işlemleri nedeniyle mahkeme kararları üzerine ödemek zorunda kaldığı 63 adet dava nedeniyle toplam 12.974.902,59-TL Fon alacağı için banka hakim ortak gerçek ve tüzel kişiler ile tüzel kişi hakim ortaklarının kanuni temsilcilerinden, sorumluluğu bulunan banka yönetim kurulu üyeleri, banka yöneticileri ve … Off-Shore Ltd. Şti. hissedar ve yöneticilerinin sorumluluğuna gidildiği, davacının … Finans Holding A.Ş.’de 03/01/2000 ile 02/10/2000 tarihleri arasında Yönetim Kurulu üyesi olarak şirketi temsil ettiği, 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35. maddesi gereğince kamu alacağının asıl borçlunun mal varlığından tamamen ve kısmen tahsil edilememiş veya tahsil edilmeyeceğinin anlaşılmış olmasının tek koşul olarak anlaşılması gerektiği ileri sürülerek … tarihli, … sayılı Fon Kurulu kararının alındığı, bu karar da dayanak alınarak davacıya dava konusu … tarih ve … sayılı, toplam 13.698.575,18-TL bedelli ödemeye çağrı mektubunun tanzim ve tebliği üzerine bakılan davanın açıldığı, dava konusu işleme konu Fon alacağının, … Off-Shore mudileri tarafından açılan davalar nedeniyle verilen karar üzerine ilgilisine yapılan ödemeye dayandırıldığı dikkate alındığında, davalı idare tarafından Banka şubelerinde gerçekleştirilen usulsüz işlemler nedeniyle ortaya çıkan bu Fon alacağından ve bu alacak dâhil Banka kaynaklarının … Offshore Ltd.’ne ve akabinde buradan da banka hâkim ortağı ve ilişkili şirketlere aktarılmasında/edindirilmesinde, davacının rol oynadığının ve buna ilişkin işlemlere katıldığının, banka çalışanlarını, müşterilerini off-shore hesabı açtırmaları konusunda ikna etmeleri dışında, usulsüz işlemler yapmaya sevk edecek talimat ve telkinde bulunduğunun veya yol gösterdiğinin açıkça ortaya konulması gerektiği, bu tespitlerin yapılması hâlinde davacının sorumluluğuna gidilebileceği, davacının kusurunun tespit edildiğinin belirtildiği … tarih ve … sayılı murakıp raporunda davacının sorumluluğuna ilişkin bir tespitin yer almadığı davalı idare tarafından sunulan belgelerden anlaşıldığından ve davacının sorumluluğunun somut olarak ortaya konulmadığı görüldüğünden, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesi’nce verilen kararda; … AŞ (Banka) … Şubesi müşterilerinden dava dışı gerçek kişi tarafından, hesabında bulunan tutarın talimatı olmaksızın … Off-Shore Ltd.’e havale edildiği iddiasıyla … Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davanın Fon aleyhine sonuçlandığı ve kararın kesinleştiğinden bahisle, Fon Kurulunun … tarih ve … sayılı kararıyla: ödenen tutarın 4389 sayılı Kanunun 15/7-b. ve 15/a. maddeleri uyarınca Fon alacağı sayılıp, bu tutardan hesapta bulunan paranın, banka hâkim ortağının Kıbrıs’ta kurmuş olduğu … Off-Shore Ltd.’ye aktarılmasını temin eden, daha sonra bu hesapların hâkim ortak ile doğrudan ve dolaylı olarak bağlantısı bulunan firmalara aktarılmasını ve bu suretle banka hâkim ortağının haksız çıkar sağlamasına aracılık eden Banka yöneticilerinden …, …, …, …, …, … ve …’ın banka kaynağını edindiren sıfatıyla; Banka hâkim ortağı …’in edinen sıfatıyla; … Offshore Ltd. aleyhine yapılan icra takiplerinde şirket adına herhangi bir mal varlığı bulunamayıp, aciz belgesi alınmış olması nedeniyle, … Off-Shore Ltd.’nin kanunî temsilcisi/hissedarları …, …, …, …, … ve …’ın ise 6183 sayılı Kanunun 35. ve mükerrer 35. maddeleri gereğince sorumlu tutulmalarına karar verildiği; daha sonra Fon Kurulu’nun … tarihli, … sayılı kararıyla … Off-Shore Ltd. Şti.’nin kanuni temsilcisi olduğundan bahisle davacının da sözü edilen … tarih ve … sayılı Fon Kurulu kararına konu Fon alacağından 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesi doğrultusunda ve diğerleriyle birlikte müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verildiği, bu bağlamda 01/07/2015-31/12/2015 tarihleri arasında … Offshore Ltd. Şti. mudilerine açılan davalar sonunda ödendiği öne sürülen12.974.902,59-TL’nın, 31/12/2015 tarihine kadar hesaplanan gecikme zammıyla birlikte 13.698.575,18-TL olarak davacıdan istenilmesine ait dava konusu ödemeye çağrı mektubunun düzenlendiği, özet olarak davacının 16/12/1999 tarihinden itibaren … Off-Shore Ltd.’de kanuni temsilci olduğundan bahisle sorumluluğuna gidildiği, … A.Ş.’nin Fon’a devri sonrasında … A.Ş. Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen … tarih ve … sayılı raporda; …’in …Offshore Bank Ltd. isimli bir offshore bankasına sahip olduğu hâlde, … Offshore Ltd.’i kurmak suretiyle …A.Ş.’nin ismini kullanarak ve …Offshore Ltd.’i … A.Ş.’nin iştiraki olmadığı hâlde iştirakiymiş gibi göstererek, mevduat sahiplerinin ve başta banka üst düzey yöneticileri olmak üzere, … A.Ş. çalışanlarının güvenini kötüye kullanarak offshore mevduatı topladığı ve bu mevduatların kredi kullandırılmak suretiyle, usulsüz ve suiniyetli bir şekilde, doğrudan ya da dolaylı olarak sahip olduğu şirketlere aktardığı belirtilerek, bu kredilerin kullandırma aşamasında karar ve/veya görev almış olan ve … ile yakın ilişki içinde bulunan kişilere ilişkin tespitler yapıldığı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Bankalar Yeminli Murakıpları Kurulu Başkanlığı tarafından düzenlenen … tarih ve …, .. sayılı raporda; kendisine veya başkasına menfaat temin etmek amacıyla hile ve desiselerle tasarruf sahiplerinin mevduatlarının Kıbrıs’ta kurulmuş olan … Offshore Ltd.’ye aktarılmasının sağlandığı, daha sonra bu mevduatların yurt dışında kurdurulmuş olunan firmalara kredi olarak verilmesini sağlayan kişilerin belirlendiği, offshore mevduatı toplamak için .. A.Ş.’nin adının kullanıldığı, … A.Ş. yönetimi tarafından şubelere baskılar yapıldığı, toplantılar ve eğitim çalışmaları düzenlenerek ve prim sistemi getirilerek yoğun şekilde offshore’a mevduat toplanması yoluna gidildiği, yapılan baskılar sonucu offshore mevduatın 80 milyon USD’yi aştığı, bu suretle gerçekleştirilen eylem ve fiillerin Türk Ceza Kanununun 503. ve 504. maddeleri ile 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu’na aykırılık oluşturduğu tespit ve değerlendirmesinin yapıldığı, dolayısıyla …Offshore Ltd. ismiyle kurulan offshore bankasının, banka kaynaklarını kısa bir süre içerisinde bankanın hakim ortaklarına edindirmek amacıyla kurulduğundan, bu hususlara ilişkin yargı kararları, soruşturma raporları ve diğer tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilerek davacının sorumluluğunun kapsamının dolanlı işlem ve eylemlere katkısı bakımından ele alınması gerektiği, ancak davacı tarafından, borçlarından sorumlu tutulduğu şirkette hiç görev yapmadığı, bu gruba ait şirketlere iş başvurusu amacıyla verdiği birtakım belgelerin bilgisi dışında kanuni temsilci yapılmak amacıyla kullanıldığı, kendi imzasını taşıdığı söylenen belgelerdeki imzaların sahte olduğu iddia edildiğinden öncelikle bu iddiaların gerçekliğinin değerlendirilmesi kapsamında Dairelerinin 2018/150 Esas sayılı dosyasındaki 24.1.2018 tarihli ara kararı ile, söz konusu belgelerde yer alan imzaların davacıya ait olup olmadığının Adli Tıp Kurumu nezdinde incelenmesine esas ve elverişli olmak üzere, davacının … Off-Shore Ltd.’nin kanuni temsilcisi olarak şirket adına yaptığı tüm işlemlerin ıslak imzalı asılları, bu bağlamda, davacının ıslak imzasının bulunduğuyla sınırlı olmak üzere, söz konusu şirketin ilân edilen ve edilmeyen tüm yönetim kurulu kararları ile genel kurul kararları, yönetim kurulu karar defterleri, imza sirküleri, şirketin ve kanuni temsilcinin sorumluluğuna neden olarak gösterilebilecek talimat, kaşe, kayıt, özellikle “… Off-Shore Ltd. tarafından … Bank (…) …’ye 14/01/2000 tarihinde, 210.000-USD havale yapılması”na ilişkin faks talimatının aslının davalı idareden istenildiği, ara kararına yanıt dilekçesinde, şirketle ilgili KKTC makamları nezdinde KKTC’de kurulmasına ait izin belgeleri dışında hiçbir bilgi ve belge olmadığı, asıl nitelikte bir belge teslim edilmediği, temin edilen birtakım fotokopi belgeler bulunduğu, gerekli görülmesi hâlinde asıl belgelerin KKTC makamlarından istenilmesi gerektiğinin belirtildiği, bunun üzerine 09/03/2018, 22/05/2018 günlü ara kararları ve 09/05/2019, 20/11/2019, 14/07/2020 tarihli yazılarla imza tetkiki için gerekli olan belgelerin Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü aracılığıyla KKTC makamlarından istenildiği, ara kararına yanıt verilmediği gibi, belge de temin edilemediği, daha sonra 24/01/2020 tarihli ara kararla, davalı idare tarafından dosyaya sunulan ve tamamı fotokopi olan belgeler dava konusu işleme esas alındığına göre, gelinen aşama itibarıyla bekleme ve makul yargılama süresinin aşıldığı gözetilip, işlemin dayanağı olarak davalı idarece kabul edilen davacının imzası bulunan fotokopi belgelerden “…Off-Shore Ltd. tarafından … Bank (…) …’ye 14/01/2000 tarihinde 210.000 USD tutarında havale yapılmasına ilişkin faks talimatı” ile davacıdan temin edilen imza aslının karşılaştırılıp, özdeşip özdeşmediğinin, davacının el ürünü olup olmadığının incelenmesi suretiyle hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu düzenlenmesinin Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı İstanbul Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünden istenildiği, düzenlenen … tarihli Uzmanlık Raporunda, inceleme konusu belgenin asıl olmayıp, fotokopi vaziyette olduğu, davacıya ait imza hatlarının fotokopiden kaynaklı kısmen görünür olduğu, ancak imza detay unsurlarının tespite ve teşhise elverişli nitelikte net ve belirgin vaziyette bulunmadığı, oysa grafolojik incelemelerin belge asılları üzerinden yapılmasının esas olduğu, çünkü yazı/imza incelemesine esas alınan işleklik, baskı, presyon gibi karakteristik unsurların tespitinin fotokopi belgelerden mümkün olamayacağı, fotokopi belgelerde muhtemel montaj ve ilave gibi tahrifatları belirlemenin mümkün olmayacağı, o nedenle konu ile ilgili bir kanaate varılamadığı şeklinde görüşe yer verildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30/5/2001 tarih ve E:2001/12-436, K:2001/467 ve 06/06/2001 tarih ve E:2001/12-466, K:2001/483 sayılı kararlarında benimsendiği gibi, herhangi bir belgedeki imza veya yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması, sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi sebeple farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesinin şart olduğu, dolayısıyla fotokopi belge üzerinde imza incelemesi yapılarak tanzim edilen rapora itibar edilemeyeceği, bu hâliyle Dairelerine sunulan rapor içeriğinin sözü edilen yargı kararlarıyla örtüştüğü, ayrıca Danıştay 2. Dairesinin 31/01/2005 tarihli, E:2004/6213, K:2005/329 sayılı kararında, taraflar, davalarını ispat yönünden yargı yerleri önünde eşit seviyede olduklarından, davasını ispat külfetinin sadece bir tarafa yüklenmesinin mümkün olmadığı, somut bilgi ve belgeye dayandırılmaksızın tesis edilen dava konusu işlemde ispat külfetinin öncelikle olayda aktif durumda bulunan davalı idareye yükletilmesi gerekeceğinin vurgulandığı, yapılan bu değerlendirmeler ile belirtilen maddi ve hukuki durum karşısında, davacının … Off-Shore Ltd. kanuni temsilcisi olduğunun hukuken geçerli somut bilgi ve belgelerle ortaya konulamaması, dosyaya sunulan ve davacının olduğu öne sürülen imzayı taşıyan faks talimatı üzerinden gerekli incelemenin yapılamaması, ayrıca banka kaynaklarının … Offshore Ltd.’ne ve akabinde banka hâkim ortağı ve ilişkili şirketlere aktarılmasında/edindirilmesinde davacının rol oynadığının ve buna ilişkin işlemlere katıldığının, Banka çalışanlarını, müşterilerini off shore hesabı açtırmaları konusunda ikna etmeleri dışında, usulsüz işlemler yapmaya sevk edecek talimat ve telkinde bulunduğunun veya yol gösterdiğinin de açıkça ortaya konulması gerekmesine karşın, davacının kusurunun tespit edildiği belirtilen 28/09/2000 tarih ve R-4 sayılı murakıp raporunda davacının adının yer almaması, … Ağır Ceza Mahkemesinin E:… sayılı dava dosyasında davacının sanık olmaması karşısında, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının sonuç olarak hukuka uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin istinaf başvurusunun 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca yukarıda belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davalı idare tarafından, bilirkişi raporu taraflarına tebliğ edilmeden, rapora karşı beyanda bulunma haklarının kullanımına izin verilmeden hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu, resmi senetteki sahtelik iddiasının görülmekte olan bir davada ön sorun olarak incelenemeyeceği, davacının … Offshore Ltd. Şti’de kanuni temsilci olduğunu gösterir belgelerin sahteliğinin davacı tarafından ispatı hâlinde imza sahteliği iddiasının dinlenebileceği, usuli müktesep hak ilkesine aykırı olarak karar verildiği, davacının 16/12/1999 tarihinde … Offshore Ltd. direktörlüğünden istifa eden …’ın yerine direktör olarak atandığı, buna ilişkin olarak KKTC Başbakan Yardımcılığı Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanlığı Resmi Kabz Memurluğu ve Mukayyitlik Dairesi’nin … tarih, … sayılı ve … tarih, … sayılı yazılarının bulunduğu, davacının … grubu şirketlerinde üst düzey yönetici olarak görev aldığı, denetim otoriteleri tarafından düzenlenen raporların davacının ya da … Offshore Ltd. Şti’nin diğer kanuni temsilcilerinin sorumluluklarının tespiti amacıyla düzenlenmediği, kanuni temsilcinin sorumluluğunun objektif sorumluluk olduğu ve bu sorumluluğun ortaya konması için Murakıp raporu vs. bir gereksinimin bulunmadığı, Fon’un … Ağır Ceza Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasından bağımsız olarak Offshore ödemelerinden kaynaklı Fon alacağının tahsili amacıyla 5411 ve 6183 sayılı Kanun’dan kaynaklanan yetkilerini kullandıı, Danıştay’ın içtihat değişikliği ile … Offshore işlemlerinin dolandırıcılık faaliyeti olduğunun hüküm altına alındığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi’nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davalıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 06/04/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir