Danıştay 10. Daire, Esas No: 2021/904, Karar No: 2021/2033
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2021/904 E. , 2021/2033 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/904
Karar No : 2021/2033
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Mühendislik İnşaat Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR): 1- … Bakanlığı
(Mülga … Bakanlığı)
2- … Valiliği Milli Emlak Müdürlüğü
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen 20/11/2015 tarih ve E:…, K:.. sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması davacı tarafından istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının Diyarbakır ili, Yenişehir ilçesi, … Mahallesi’nde kain, tapunun … ada, …parselinde (… eski) kayıtlı ve Hazinenin mülkiyetinde olan taşınmazı ecrimisil bedellerini ödemek suretiyle 2006 yılından beri kullandığından bahisle 355 sıra nolu Milli Emlak Genel Tebliği’nin 8. maddesi uyarınca satın alma hakkını elde ettiğini ileri sürerek satın almak istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; ilgili mevzuat uyarınca idarenin mülkiyetinde bulunan taşınmazı satıp satmama konusunda takdir hakkı bulunduğu ve Mahkemece idarenin satışa zorlanamayacağı açık olduğundan davacının Diyarbakır ili, Yenişehir ilçesi, … Mahallesi’nde kain, tapunun …ada … parselinde (… eski) kayıtlı ve Hazinenin mülkiyetinde olan taşınmazı satın almak istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI :Davacı tarafından, 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun kapsamında hak sahibi olduğu ve Kanundaki tüm şartları taşıdığı, davalı idarenin savunmasında taşınmazın belediye ve mücavir alan sınırları içinde olduğu gerekçesiyle satışın mümkün olmadığını belirtmekte ise de, dava konusu taşınmazın Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunmadığı, idarenin takdir yetkisini keyfi olarak kullandığı, bu nedenle Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idareler tarafından, haksız ve hukuki dayanağı olmayan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY_TETKİK_HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile eksik inceleme sonucu verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı şirket tarafından, 6292 sayılı Kanun kapsamında tarımsal amaçla kullandığından bahisle Diyarbakır ili, Yenişehir ilçesi, … Mahallesi’nde kain, tapunun … ada, … parselinde (… eski) Hazine adına kayıtlı tarım arazisini, doğrudan satın almak için davalı idareye 11/10/2013 tarihinde başvuruda bulunulmuştur. Bu başvurunun cevap verilmeyerek zımnen reddi üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun’un 12. maddesinin 1. fıkrasında, “Hazineye ait tarım arazilerinin; 31/12/2011 tarihi itibarıyla en az üç yıldan beri tarımsal amaçla kiralayan, kira sözleşmesi halen devam eden kiracıları veya bu arazileri aynı süreyle tarımsal amaçla kullanan ve kullanımlarının halen devam ettiği idarece belirlenen kullanıcıları ya da paydaşlarından; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde bu arazileri bedeli karşılığında doğrudan satın almak için idareye başvuran ve idarece bu maddede belirtilen şekilde tespit ve tebliğ edilen satış bedelini itiraz etmeksizin kabul edenler bu maddeye göre hak sahibi sayılır.” ve işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle 3. fıkrasında ” Kamu hizmetine tahsis edilmiş veya fiilen bu amaçla kullanılanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte geçerli olan belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalan yerler, belediye ve mücavir alan sınırları dışında olmakla birlikte kamu kurum ve kuruluşlarının hazırladıkları planlarda tarım dışı kullanıma ayrılmış alanlar, denizlerde kıyı kenar çizgisine beş bin metre, tabii ve suni göllerde kıyı kenar çizgisine beş yüz metreden az mesafede bulunan alanlar ile içme suyu amaçlı barajların mutlak ve kısa mesafeli koruma alanları içinde kalan yerler, satış tarihi itibarıyla arazi toplulaştırılması yapılacak yerler, özel kanunları kapsamında kalan ve özel kanunlarına göre değerlendirilmesi gerekenler ile diğer sebeplerle satılamayacağı Maliye Bakanlığınca belirlenecek Hazineye ait tarım arazileri bu madde kapsamında hak sahiplerine satılmaz. Hazineye ait tarım arazilerinden kadastrosu yapılmayan yerler kadastrosu yapıldıktan, tescil harici olanlar ise Hazine adına tapuya tescil edildikten sonra bu maddeye göre değerlendirilir hükümlerine yer verilmiştir.
6292 saylıı Kanun’a dayanılarak çıkarılan ve 31/05/2013 tarih ve 28663 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 355 sıra nolu Milli Emlak Genel Tebliği’nin “Kullanıcılara satış” başlıklı 8. maddesinde; “(1) Hazineye ait tarım arazileri, 31/12/2011 tarihi itibarıyla en az üç yıldan beri tarımsal amaçla kullanan ve kullanımlarının halen devam ettiği İdarece belirlenen kullanıcılarına doğrudan satılabilir. Ancak satış işleminde; kullanım süresinin üç yıldan az olması halinde varsa kiralamada geçen süre ile kullanımda geçen süreler birlikte değerlendirilir. (2) İdarece taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önceki tarımsal amaçlı kullanımının tespitinin bu tarihten sonra yapılması da mümkündür. Taşınmazların 31/12/2011 tarihi itibarıyla en az üç yıldan beri tarımsal amaçla kullanıldığının belirlenmesi işlemi; milli emlak veya muhakemat birimlerinin kayıtlarında bulunan ve birbirini doğrulayan bilgi veya belgeler (tespit tutanağı, ecrimisil ihbarnamesi, ecrimisil tahsilat makbuzları, mahkeme kayıtları, kamu kurum ve kuruluşlarının yazıları, muhtar ve bilirkişilerin yazılı beyanları, kadastro veya tapulama kayıtları, varsa hava fotoğrafları, tapu kütüğünde yer alan şerh, belirtmeler vb.) dikkate alınarak yapılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirket tarafından, 6292 sayılı Kanun kapsamında tarımsal amaçla kullandığından bahisle Diyarbakır ili, Yenişehir ilçesi, … Mahallesi’nde kain, tapunun …ada, … parselinde (… eski) Hazine adına kayıtlı tarım arazisini, doğrudan satın almak için davalı idareye 11/10/2013 tarihinde başvuruda bulunduğu, bu başvurunun davalı idarece cevap verilmeyerek zımnen reddedilmesi üzerine dava açıldığı, davalı idarece dava konusu taşınmazın belediye ve mücavir alan sınırları içinde olduğu ve 3083 sayılı Kanun kapsamında gerçekleştirilen arazi toplulaştırma işlemi sonucunda “Toplulaştırma sonrasında oluşacak yeni parsellerin mera sicil kütüğüne kaydedilmesi şartı ile Hazine adına tahsis edilmiştir” beyanı ile taşınmazın Hazine adına tescil edildiği gerekçesiyle 6292 sayılı Kanun uyarınca satışının mümkün olmadığı yolunda savunma yapıldığı, davacı tarafından dava konusu taşınmazın 6292 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte belediye ve mücavir alan sınırları içinde olmadığının iddia edildiği, ayrıca davalı idarenin savunma dilekçesine davacı tarafından verilen cevap dilekçesi ekindeki Diyarbakır İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı yazısında, dava konusu taşınmazın mera alanı olarak ayrılan taşınmazlardan olmadığı ve mera olarak değerlendirilmeyen taşınmazın kiralama ve satış işlemine konu edilmesinde 4342 sayılı Mera Kanununa göre herhangi bir sakınca bulunmadığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, dosyaya sunulan ecrimisil ihbarnameleri, taşınmaz tespit tutanakları ve ödeme makbuzlarından davacının dava konusu taşınmazı tarımsal amaçla kullandığı görülmektedir.
Buna göre, davacı şirketin dava konusu taşınmazda hak sahibi olup olmadığının belirlenmesi bakımından dava konusu zımni ret işleminin oluştuğu tarih itibarıyla dava konusu taşınmazın belediye ve mücavir alan sınırları içinde olup olmadığı hususunun ilgili belediyeden sorulmak suretiyle açıklığa kavuşturulması ve taşınmazın başkaca bir kamu hizmetine tahsis edilip edilmediği hususunun da ilgili idari makamlardan sorulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, gerekli araştırma ve inceleme yapılarak davacının hak sahibi olup olmadığı ve 6292 sayılı Kanun’un 12. maddesindeki diğer şartların gerçekleşip gerçekleşmediği hususlarının tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken idarenin, mülkiyetinde bulunan taşınmazı satıp satmama konusunda takdir hakkı bulunduğu ve Mahkeme kararıyla idarenin satışa zorlanamayacağı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi