Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2021/2728, Karar No: 2021/2301
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/2728 E. , 2021/2301 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2728
Karar No : 2021/2301
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLLERİ: Av. …, Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1-…
VEKİLİ: Huk. ve Mev. Genel Müdürü …
2-…Bakanlığı
VEKİLİ: Huk. Müş. …
İSTEMİN KONUSU :Danıştay Altıncı Dairesinin 02/06/2021 tarih ve E:2020/4635, K:2021/7583 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacının üst hakkı sahibi olduğu Bitlis İli, Merkez İlçesi, …Mahallesi, …ada, …parsel sayılı taşınmazı da kapsayan, 21/04/2020 tarih ve 31106 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, Bitlis İli, Merkez İlçesi, …, …, …, …ve …Mahalleleri sınırları içerisinde bulunan ve karar eki kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 2. ve Ek-1. maddeleri uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin …tarih ve …sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 02/06/2021 tarih ve E:2020/4635, K:2021/7583 sayılı kararıyla; bir alanın zemin veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıması sebebiyle riskli alan olarak ilan edilebilmesi için mutlaka zemin ve yapıların fiili durumları incelendikten sonra hazırlanacak teknik bir rapor ile ortaya konulması; üzerindeki toplam yapı sayısının en az %65’i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskân ruhsatı alan yapılardan oluşan alanlarda ise belirtilen şartların oluştuğunun açık ve somut şekilde ortaya konulması gerektiği,
Bitlis İli, Merkez İlçesi, …, …, …, …ve …Mahalleleri sınırları içerisinde bulunan ve karar eki kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 2. ve Ek.1-(b) maddeleri uyarınca riskli alan ilan edildiği, dosyada bulunan teknik rapor ile 6306 sayılı Kanunun Ek-1. maddesine göre düzenlenen yapı değerlendirme formunun birlikte incelenmesinden; alanda bulunan toplam 177 adet yapıdan, 25 adet ruhsatlı ve iskanlı yapı ile 3 adet tescilli yapının imar mevzuatına uygun olduğu, kalan yapıların ise ruhsatsız veya ruhsat ve projesine aykırı yapılar olduğu, alanda bulunan yapıların %84,18’inin imar mevzuatına aykırı olduğu; dava konusu işlemin dayanağı teknik raporda, alanda mevcut yapı sayılarının farklı ifade edilmiş olmasına rağmen imar mevzuatına uygun yapı sayısının 3 adet tescilli yapı ve 25 adet ruhsatlı ve iskanlı yapı olarak belirlenmiş olması karşısında, teknik raporda belirtilen yapı sayıları ile imar mevzuatına uygun yapı sayılarının kıyaslanmasından, belirlenen %84,18 ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı oranının azalmayacağı anlaşıldığından, 6306 sayılı Kanunun Ek-1.(b) maddesinde belirtilen “Üzerindeki toplam yapı sayısının en az %65’i imar mevzuatına aykırı olan veya yapı ruhsatı alınmaksızın inşa edilmiş olmakla birlikte sonradan yapı ve iskân ruhsatı alan yapılardan oluşan alanlar” düzenlemesinde belirtilen şartların oluştuğu ve uygulama bütünlüğü gözetilerek riskli alan sınırının belirlendiği sonuç ve kanaatine ulaşılmış, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir Bölge Planlama Bölümü öğretim üyelerince hazırlanan ve dava dosyalarına sunulan uzman görüşünde, dava konusu edilen işlemin hukuka aykırılığı tespit edildiği halde, anılan rapora itibar edilmediği gibi uzman görüşünün neden hükme esas alınmadığının kararda açıklanmadığı, dosya kapsamında keşif ya da bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar verildiği, 6306 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği uyarınca bir bölgenin riskli alan ilan edilebilmesi için kanunda belirtilen şartların oluşması gerektiği, dava konusu işlemde riskli alanların belirlenmesine ilişkin Kanun ve ilgilli Yönetmelikte belirtilen kriterlerin gözetilmediği; alanın zemin yapısına, üzerindeki imar mevzuatına aykırı olan yapılara ve yıkılmış yapılara yönelik yeterli araştırma yapılmadığı, jeolojik yapıya yönelik analiz ve tespit bulunmadığı, idarelerce hazırlanan teknik raporlarda yapıların hangi yönlerden can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına ilişkin gerekli bilgilerin olmadığı, raporun değişik bölümlerinde farklı, birbiriyle uyumlu olmayan yapı sayılarının verildiği, tarihsel kent merkezi olan alanın koruma ve kullanma koşullarının belirlenerek, koruma – kullanma dengesinin sağlanması gerekirken riskli alan ilan edilmesinin şehircilik ve koruma ilkelerine aykırı olduğu, işlemin tesis edilmesinde kamu yararı bulunmadığı, yerinden yönetim ilkesine, elverişli bir konuta erişim hakkı ile ilgili düzenlemelere aykırı olduğu ve mülkiyet hakkına müdahale niteliği taşıyan işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin 2577 sayılı Kanun’un 20/A maddesi uyarınca gereği görüşüldü:
Üye …’in, uyuşmazlığa konu taşınmazın mülkiyetinin Bitlis Belediye Başkanlığına ait olduğu; riskli alan kararının, söz konusu taşınmazda üst hakkı sahibi olan davacının menfaatini etkilemediği, bu nedenle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin usule yönelik oyuna karşılık, davacının dava açma ehliyetinin bulunduğuna oyçokluğu ile karar verilerek işin esasına geçildi.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin 02/06/2021 tarih ve E:2020/4635, K:2021/7583 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4.Kesin olarak, 08/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.