Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu, Esas No: 2020/3141, Karar No: 2021/1690
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/3141 E. , 2021/1690 K.
“İçtihat Metni”
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/3141
Karar No : 2021/1690
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …Derneği
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 18/06/2020 tarih ve E:2017/1526, K:2020/2148 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulunun …tarih ve …sayılı kararının, bu kararın yönetmelik hükümlerine uygun hale getirilmesi ve başlangıç tarihinin ertelenmesi istemiyle davacı dernek tarafından yapılan başvurunun reddine ilişkin Alkollü İçkiler Piyasası Daire Başkanlığının …tarih ve …sayılı işleminin iptali ile 4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu’nun 6. maddesinin 9. fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 18/06/2020 tarih ve E:2017/1526, K:2020/2148 sayılı kararıyla;
Davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi bulunmayarak işin esasına geçilmiş,
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulunun dava konusu …tarih ve …sayılı kararı ile başka firma veya şahıslar tarafından da tescil edilmiş olan Alkollü İçki Dağıtım Yetki Belgesini haiz üretici/üretici ve ithalatçı firmaların ekli listede yer alan markalarının tescil tarihinden önce başka ürünler için tescil edilmiş olması halinde; 4250 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 9. fıkrası ile Alkol ve Alkollü İçkileri İç ve Dış Ticaretine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 19. maddesi gereğince kullanılmasının yasaklanması, söz konusu markalı ürünlerin 31/12/2015 tarihinden sonra piyasada bulundurulmaması hususunun ilgili firma ve/veya marka sahiplerine bildirilmesi, alkollü içki dışındaki ürün markaları yönünden ise tescil tarihleri dikkate alınarak alkollü içki markalarının tescili tarihinden sonra başka ürünler için tescil edilmiş olması halinde 4250 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 9. fıkrası ile Alkol ve Alkollü İçkileri İç ve Dış Ticaretine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 19. maddesi gereğince gerekli işlemlerin yapılarak söz konusu markaların kullanımının engellenmesinin sağlanması yönünde karar alındığı; davacı Dernek tarafından, davalı kuruma 4250 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 9. fıkrasına dayanılarak çıkarılan Alkol ve Alkollü İçkilerin İç ve Dış Ticaretine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin Geçiçi 8. maddesi düzenlemesine göre piyasaya arz edilemeyecek ürünlerle ilgili olarak yapılacak uygulamalarda, Gülor Şarapçılık A.Ş. isimli şirket tarafından, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumuna karşı, tescil/koruma tarihinden önce başka firma veya şahıslar tarafından tescil/koruma altına alındığı tespit edilen bazı markaların kullanılmaması ile söz konusu markaların 31/12/2015 tarihinden sonra piyasada bulunması halinde 4250 sayılı Kanunun 7. maddesinin (ç) bendi uyarınca idari para cezası uygulanacağının bildirilmesine ilişkin işlemin iptali talebiyle açılan davada verilen yürütmenin durdurulması kararının kurumca yapılan işlemlerde dikkate alınması veya söz konusu mahkeme kararının sonucunun beklenilmesi talebiyle 29/06/2016 tarihinde yapılan başvurunun Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulunun …tarih ve …sayılı kararı ile reddi üzerine; bu ret kararının bildirimine ilişkin Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Alkollü İçkiler Piyasası Daire Başkanlığınca …tarih ve …sayılı işlemi ile Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurulunun …tarih ve …sayılı Kararının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı;
4733 sayılı işlem tarihindeki ismiyle Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun işlem tarihinde yürürlükte olan 2. ve 3. maddelerinden bahsedilerek,
4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu’nun 24/05/2013 tarih ve 6487 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile yeniden düzenlenen 6. maddesinin 1. fıkrasında, alkollü içkilerin her ne surette olursa olsun reklamı ve tüketicilere yönelik tanıtımının yapılamayacağı, 9. fıkrasında, alkollü içkilerin marka, tanıtıcı ve ayırt edici hiçbir işaretinin, alkolsüz içki ve sair ürünlerde, alkolsüz içki ve sair ürünlerin marka, tanıtıcı ve ayırt edici hiçbir işaretinin de alkollü içkilerde kullanılamayacağı; ancak, ihraç amaçlı üretilenlerde bu fıkra hükmünün uygulanmayacağı hükmünün getirildiği;
Alkol ve Alkollü İçkilerin İç ve Dış Ticaretine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’te yapılan 11/08/2013 tarih ve 28732 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklik ile düzenlenen ”Reklam ve Tanıtım” başlıklı 19. maddesinde; alkollü içkilerin marka, tanıtıcı ve ayırt edici hiçbir işaretinin, alkolsüz içki ve sair ürünlerde; alkolsüz içki ve sair ürünlerin marka, tanıtıcı ve ayırt edici hiçbir işaretinin de alkollü içkilerde kullanılamayacağı, Kurumca bu fıkranın uygulanmasında; a) Karşılaştırılacak iki unsurun, ambalaj veya içerik yönünden aynı şekil ve tasarıma sahip olup olmadığı veya iki unsur arasında marka, tanıtıcı ve ayırt edici işaretlerin içerdiği ögeler yönünden açık ve doğrudan bir ayniyet, benzerlik veya çağrıştırma olup olmadığı, b) Karşılaştırılacak iki unsurun, doğrudan veya dolaylı olarak bir alkollü içkiyi tanıtmayı veya başka bir ürün veya firmaya ait unsurlar üzerinden alkollü içkileri dolaylı olarak tanıtmayı amaçlayıp amaçlamadığı ya da alkollü içki kullanımını doğrudan veya dolaylı olarak teşvik edip etmediği veya özendirici etkisinin olup olmadığı, c) Karşılaştırılacak unsurları kullananlar arasında hukuki veya fiili bir bağlantı ya da menfaat bağı olup olmadığı, hususlarından birinin mevcudiyetinin aykırılık için yeterli kabul edileceği; üretim, ithalat, dağıtım ve perakende satış faaliyetinde bulunan firmaların, faaliyet sahalarına giren ürünler üzerinde eşdeğer sorumluluk taşıyacakları, Kurumun, alkollü içki tüketiminden kaynaklanan kamusal, toplumsal ve tıbbi nitelikteki her türlü zararlı etkileri önleyecek düzenlemeleri yaparak bunların uygulanmasına yönelik kararları alacağı, kuralının yer aldığı;
Aynı tarihte Yönetmeliğe eklenen geçici 8. maddede ise, bu Yönetmeliğin 13. maddesinin 7. ve 19. maddesinin 1. fıkralarında yer alan gereklilikleri taşımayan mevcut ürünlerin, bu maddenin Resmî Gazete’de yayımı tarihinden itibaren on ay içinde anılan fıkralardaki hükümlere uygun hâle getirileceği; uygun olmayan ürünlerin, bu tarihten itibaren piyasaya arz edilemeyeceği, kuralına yer verildiği;
4733 sayılı Kanun ile piyasaya ilişkin faaliyetleri düzenlemeye ve denetlemeye yetkili bulunan davalı idare tarafından, çerçevesi kanunla çizilmiş alanda düzenleme yapılabileceği; davalı idarenin tütün ve alkol tüketiminden kaynaklanan kamusal, toplumsal ya da tıbbi nitelikteki her türlü zararlı etkileri önleyecek düzenlemeleri yapmak, bunlarla ilgili kararları almak konusunda yetkili olduğu;
4250 sayılı Kanun ile Alkol ve Alkollü İçkilerin İç ve Dış Ticaretine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin yukarıda yer verilen hükümleri uyarınca, Yönetmeliğin 13. maddesinin 7. ve 19. maddesinin 1. fıkralarında yer alan gereklilikleri taşımayan mevcut ürünlerin, bu maddenin Resmî Gazete’de yayımı tarihinden itibaren on ay içinde anılan fıkralardaki hükümlere uygun hâle getirileceği kuralı dikkate alındığında, dava konusu işlem ve Kurul kararı ile kullanılması yasaklanan alkollü içki veya alkollü içki harici markalara ait ürünlerin 31/12/2015 (16/12/2015 tarihli karar ile uygulama tarihi 30/06/2016 olarak değiştirilmiştir) tarihinden sonra piyasada bulundurulmaması yolunda getirilen düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle,
davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 4250 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik uyarınca, uygun bulunmayan ürünlerin piyasada bulundurulması değil, belirlenen tarihten itibaren piyasaya arz edilmesinin yasaklandığı, ürünlerini mevzuata uygun olarak piyasaya arz eden şarap üreticilerinden belirli bir tarihten sonra piyasaya arz ettiği ürünleri geri toplamasının istenilmesinin fiilen imkansız olduğu, 4250 sayılı Kanun’un 6. maddesinin 9. fıkrasının iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ :4250 sayılı İspirto ve İspirtolu İçkiler İnhisarı Kanunu’nun 24/05/2013 tarih ve 6487 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile yeniden düzenlenen 6. maddesinin 1. fıkrasında, alkollü içkilerin her ne surette olursa olsun reklamı ve tüketicilere yönelik tanıtımının yapılamayacağı, 9. fıkrasında, alkollü içkilerin marka, tanıtıcı ve ayırt edici hiçbir işaretinin, alkolsüz içki ve sair ürünlerde, alkolsüz içki ve sair ürünlerin marka, tanıtıcı ve ayırt edici hiçbir işaretinin de alkollü içkilerde kullanılamayacağı; ancak, ihraç amaçlı üretilenlerde bu fıkra hükmünün uygulanmayacağı düzenlenmiş; Geçici 1. maddesinde de, 6. maddenin 9. fıkrası kapsamına giren ürünlerin, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından çıkarılacak ikincil düzenlemelerin Resmî Gazete’de yayımından itibaren on ay içinde anılan fıkralardaki hükümlere uygun hâle getirileceği ve uygun olmayan ürünlerin, bu tarihten itibaren piyasaya arz edilemeyeceği hükmü yer almıştır.
Bu düzenlemeler uyarınca, Alkol ve Alkollü İçkiler İç ve Dış Ticaretine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 11/08/2013 tarih ve 28732 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değiştirilen 19. maddesinde, alkollü içkilerin marka, tanıtıcı ve ayırt edici hiçbir işaretinin, alkolsüz içki ve sair ürünlerde; alkolsüz içki ve sair ürünlerin marka, tanıtıcı ve ayırt edici hiçbir işaretinin de alkollü içkilerde kullanılamayacağı; eklenen Geçici 8. maddesinde de, Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrasında yer alan gereklilikleri taşımayan mevcut ürünlerin, bu maddenin Resmî Gazete’de yayımı tarihinden itibaren on ay içinde anılan fıkralardaki hükümlere uygun hâle getirileceği, uygun olmayan ürünlerin, bu tarihten itibaren piyasaya arz edilemeyeceği düzenlemesi yer almaktadır.
11/08/2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik değişikliği gereği, şartları sağlamayan ürünlerin 11/06/2014 tarihinden sonra “piyasaya arz edilemeyeceği” açık olup; 31/12/2015 tarihinden sonra bu ürünlerin “piyasada bulundurulamayacağı” şeklindeki, hangi tarihte piyasaya sunulduğu noktasında bir ayrım yapılmaksızın, ürünlerin piyasadan toplatılması sonucunu doğuracak, düzenlemenin yürürlük tarihinden önceki tarihlerde piyasaya sunulmuş ürünleri de kapsayacak şekilde Yönetmelik ve dayanağı olan Kanun maddesini aşar nitelikte şekilde tesis edilen dava konusu Kurul kararı ile bu karar uyarınca tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varıldığından, Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, davacının Anayasa’ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 18/06/2020 tarih ve E:2017/1526, K:2020/2148 sayılı kararının ONANMASINA,
3.07/10/2021 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.