Danıştay 9. Daire, Esas No: 2018/989, Karar No: 2021/5462

Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2018/989 E. , 2021/5462 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2018/989
Karar No : 2021/5462

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Petrol Ürünleri Nakl.Harf. San. ve Tic.Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av…

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, Uşak Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün …vergi kimlik numaralı mükellefi … Madeni Yağlar Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile Ulus Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün …vergi kimlik numaralı mükellefi …Kimya Mad. Lab. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nden aldığı faturaların sahte olduğu yolunda düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak 2011/Ocak ve Temmuz dönemleri için re’sen tarh edilen katma değer vergisi ile tekerrür hükümleri uygulanarak kesilen üç kat vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …. Vergi Mahkemesi’nin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla; uyuşmazlıkta, şirket müdürünün Mernis adresine gönderilen 03.02.2016 tarih ve …sayılı defter ve belge isteme yazısının, 08.02.2016 tarihinde bizzat şirket müdürü … imzasına tebliğ edildiği, buna karşın verilen süre içinde defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediğinin sabit olduğu, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca, idari yargı yerlerinin denetim yetkisi, kanunların idari makamlara bıraktığı yetkilerin kullanılışının hukuka uygun olup olmadığının araştırılmasını kapsadığı, yoksa söz konusu yetkilerin idari yargı yerlerince kullanılması sonucunu yaratmayacağı, buna göre, davacının tutum ve davranışı ile idarenin inceleme ve araştırma yapmasını önlemesi sonucu tesis edilen işlemin iptal davasına konu edilmesi durumunda, idari yargı yerinin idarece yapılamayan inceleme ve araştırmayı yapması idarenin yerine geçmesi sonucunu doğuracağından, böyle bir inceleme ve araştırma yapılmasının re’sen araştırma yetkisinin kullanılması olarak kabulüne olanak bulunmadığı, bu kapsamda, yetkili inceleme elemanına ibraz edilmedikleri için, kanıt olma değerini yitiren defter ve belgelere dayanılarak Mahkemece yeniden inceleme yaptırılmasının mümkün olmadığı, mücbir sebep hali olmaksızın defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyerek indirim hakkından yararlanmak için yasal koşulları yerine getirmeyen davacı adına katma değer vergisi indirimlerinin reddi suretiyle yapılan üç kat vergi ziyaı cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi Kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Kendisi hakkında tanzim edilen vergi tekniği raporunun ihbarnameye ekli olarak tebliğ edilmemesinin esaslı bir hata olduğu ve savunma hakkını kısıtladığı, teknik ve bilimsel araştırma ve inceleme yapılmaksızın işlem tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğu, davalı idarenin ispat külfetini yerine getirmediği, yapılan işlemlerin bir kanaatten ibaret olduğu, ilgili dönemlere ilişkin üretim tasdik raporlarının bulunduğu, her işlemin kayıt altına alındığı iddialarıyla kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ: Davacı adına yapılan tarhiyatın nedeninin, davacı şirketin indirim konusu yaptığı faturaları tevsik edememek değil, gerçeği yansıtmadığı ileri sürülen faturalarda yer alan vergilerin indiriminin kabul edilememesi olduğu anlaşıldığından, bu durumda uyuşmazlığın sahte olduğu ileri sürülen faturalar yönünden ele alınarak, bu inceleme sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İLGİLİ MEVZUAT VEHUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacı hakkında tanzim edilen …tarih ve …sayılı vergi inceleme raporunun incelenmesinden; …tarih ve …sayılı defter ve belge isteme yazısının, 08/02/2016 tarihinde bizzat şirket müdürü … imzasına tebliğ edildiği, buna karşın verilen süre içinde defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmediği, inceleme elemanınca bu hususun 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 30/3. maddesi uyarınca re’sen takdir nedeni olarak kabul edildiği, ancak davacının defter ve belgelerini daha önce bir başka vergi müfettişine inceleme için ibraz etmiş olması hususu dikkate alınarak, tüm indirimlerin reddi yoluna gidilmediği, sadece, iki firmaya ait sahte olduğu ileri sürülen faturalarda yer alan vergilerin indiriminin reddi suretiyle dava konusu tarhiyatın yapıldığı görülmüştür.
Bu kapsamda, davacı adına yapılan tarhiyatın nedeninin, davacı şirketin indirim konusu yaptığı faturaları tevsik edememek değil, gerçeği yansıtmadığı ileri sürülen faturalarda yer alan vergilerin indiriminin kabul edilememesi olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu tarhiyatın gerçek sebebi esas alınarak konunun irdelenmesi ve uyuşmazlığın; sahte olduğu ileri sürülen faturalar yönünden ele alınarak, bu inceleme sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mücbir sebep hali olmaksızın defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmeyerek indirim hakkından yararlanmak için yasal koşulları yerine getirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar veren Vergi Mahkemesi kararına yönelik davacının istinaf başvurusunu reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Diğer yandan, 26/10/2021 tarih ve 31640 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7338 sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 38. maddesiyle 213 sayılı Kanun’un “Tekerrür” başlıklı 339. Maddesinde yapılan değişiklikle, artırım tutarının kesinleşen cezadan (kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda bunlardan tutar itibarıyla en yükseğinden) fazla olamayacağı öngörülmüş olup, yeniden verilecek kararda, tekerrüre ilişkin olarak, suçun işlendiği zaman yürürlükte olan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun hükümlerinin farklı olması halinde failin lehine olan kanun hükmünün uygulanması gerektiği yönündeki genel ceza hukuku ilkesi kapsamında, anılan düzenlemenin göz önüne alınacağı da tabidir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesi’nin …tarih ve E:…K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi …. Vergi Dava Dairesi’ne gönderilmesine, 16/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir