Danıştay 7. Daire, Esas No: 2019/134, Karar No: 2021/4605

Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2019/134 E. , 2021/4605 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/134
Karar No : 2021/4605

TEMYİZ EDENLER: 1- DAVALI : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

2- DAVACI : …Holding Anonim Şirketi
(Eski Unvanları: …Menkul Değerler Anonim Şirketi …Yatırım Menkul Değerler Anonim Şirketi)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …. Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının taraflarca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sermaye Piyasası Kanunu’na göre aracılık faaliyetleri yapan davacı şirket tarafından ihtirazi kayıtla beyan edilerek ödenen 2014 yılının Haziran dönemine ait banka ve sigorta muameleleri vergisinin, kaldıraçlı döviz alım satım işlemlerine ilişkin 128.185,34 TL’lik kısmının iptali ile ödenen vergilerin talep tarihinden sonraki üç aylık sürenin bitiminden itibaren tecil faizi oranında hesaplanan faiz ile birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Kısmen bozma kararına uymak suretiyle, kaldıraçlı alım satım işlemlerine konu dövizin para piyasası aracı olması nedeniyle Bankacılık Kanunu uyarınca yapılan işlemin kambiyo işlemi niteliğinde olduğu, 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nda döviz alım satım işlemlerinin fiziki teslimatlı olmaması durumunda kambiyo işlemi olarak dikkate alınamayacağını öngören bir düzenlemeye yer verilmediği, kaldıraçlı döviz alım satım işlemlerinde banka muameleleri vergisi oranının sıfır olarak uygulanması gerektiğinden, dava konusu banka ve sigorta muameleleri vergisinde hukuka uyarlık görülmediği; kısmen bozma kararı üzerine, 3095 sayılı Kanun gereğince ödenen tutarın hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesinin icap ettiği ancak taleple bağlı olunduğu gerekçesiyle, işlemin iptali ve ödenen tutarın idareye başvuru tarihinden sonraki üç aylık sürenin bitiminden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle iadesine; faiz isteminin fazlaya ilişkin kısmı yönünden davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idarece,19/01/2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 89 Seri Nolu Gider Vergileri Genel Tebliğinde, kaldıraçlı alım satım işlemlerinin vergilendirilmesi hususunun düzenlendiği, buna göre fiziki teslimatlı döviz alış ve satış işlemlerinin kambiyo işlemi olduğu, foreks işlemlerinin ise dayanak varlıktaki fiyat değişimlerinden fiziki alım satım olmaksızın yararlanmayı amaçladığından kambiyo alım satım işlemi olarak değerlendirilemeyeceği; davacı tarafından, tecil faizine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Davacı tarafından, istemin reddi gerektiği savunulmuş; davalı idarece, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …DÜŞÜNCESİ :Tarafların temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Sermaye Piyasası Kanunu’na göre aracılık faaliyetleri yapan davacı şirket tarafından ihtirazi kayıtla beyan edilerek ödenen 2014 yılının Haziran dönemine ait banka ve sigorta muameleleri vergisinin, kaldıraçlı döviz alım satım işlemlerine ilişkin 128.185,34 TL’lik kısmının iptali ile ödenen vergilerin talep tarihinden sonraki üç aylık sürenin bitiminden itibaren tecil faizi oranında hesaplanan faiz ile birlikte iadesine hükmedilmesi istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 112. maddesinin 4. fıkrasında, fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin, fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften kaynaklanmaması halinde verginin tahsili tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faizi ile birlikte mükellefe red ve iade edileceği hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür. Anılan Kanun’un 50. maddesinin 4. fıkrasında, “Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesi, bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılır.” hükmü bulunmaktadır.
Bu durumda, mahkeme kararlarının Danıştay tarafından bozulması halinde, mahkemelerce bozmaya ilişkin kararlar üzerine yeniden verilen kararlara karşı yapılan temyiz başvuruları, bozma kararındaki esaslara uyulup uyulmadığı yönünden incelenebilecektir.
Temyiz istemine konu kararın dava konusu işlemin iptali ile iadeye ilişkin hüküm fıkrasının Dairemizin 07/03/2017 tarih ve E:2015/1829, K:2017/1665 sayılı kararındaki esaslar doğrultusunda verildiği anlaşıldığından, usul ve hukuka uygun olup, davalı idarenin dilekçesinde ileri sürülen temyiz nedenleri anılan hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Kararın, davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına yönelik davacının temyiz istemine gelince:
Yukarıda yer verilen yasa hükmünde, fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin, fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften kaynaklanmaması halinde verginin tahsili tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanun’a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faizi ile birlikte mükellefe red ve iade edileceği düzenlendiğinden fazla ve yersiz tahsilatın iadesinde tecil faizi uygulanacağı tabiidir.
Mahkemece, taleple bağlı bulunulduğu gerekçesiyle ödenen tutarın idareye başvurudan sonraki üç aylık sürenin bitimi tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmiş ise de söz konusu tutarın tecil faiziyle iadesine karar verilmesi gerektiğinden temyize konu kararın davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasında hukuka uyarlık bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine, davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. …. Vergi Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının; dava konusu işlemin iptali ile ödenen tutarın idareye başvuru tarihinden sonraki üç aylık sürenin bitiminden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle iadesine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın, redde ilişkin hüküm fıkrasının ise BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine,
6. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 09/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir