Danıştay 5. Daire, Esas No: 2019/273, Karar No: 2021/3140

Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2019/273 E. , 2021/3140 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/273
Karar No : 2021/3140

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …

Vekili : Av. …

Karşı Taraf (Davalı) : … Başkanlığı

İstemin_Özeti : … Adli Yargı Hakim Adayı olarak görev yapmakta olan davacı tarafından, staj sonunda yapılan sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin Türkiye Adalet Akademisi’nin … tarih ve … sayılı işleminin iptali ve bu işlem nedeniyle manevi olarak uğradığını iddia ettiği zarara karşılık 200.000,00 TL manevi tazminat ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminata karar verilmesi istemiyle açılan davada; davanın reddi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … gün ve E:…, K:… sayılı Kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Kararın onanması gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : …

Düşüncesi :Anayasamızın “Cumhuriyetin nitelikleri” başlıklı 2. maddesinde; “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” hükmüne yer verilmiştir. Hukuk devleti kavramından; Devlet’in, hakimiyetinin olduğu topraklar üzerinde yaşayan gerçek ya da tüzel kişilerin, ayrım gözetilmeksizin tamamına hukuksal korumanın sağlandığı, hukuk dışı bir muameleye tabi tutulduklarında ise bu muamelenin yarattığı maddi hak kaybını ya da manevi tahribatı giderecek etkili yolların tanındığı Devlet anlaşılmaktadır. Bu hukuksal korumanın tam anlamıyla sağlanabilmesi için de; Anayasamızın 125. maddesinde; “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. ” şeklindeki emredici hükme yer verilmiştir. Anılan 125. maddedeki yargı yolunun açık olması ile ifade edilmek istenen sadece şekli olarak bu yolun tanınmış olması değil, aynı zamanda etkili bir denetimin sağlanmasıdır. Bu nedenle mülakat sınavında başarısız sayılma işleminin, diğer tüm idari işlemlerin yargısal denetiminde olduğu gibi yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden yargısal denetiminin yapılması esastır. İdari işlemin yetki, şekil gibi salt usule ilişkin unsurları ile sınırlı olarak yapılacak bir yargısal denetimin, hukuk devleti ilkesinin sağladığı güvenceyi temin etmeyeceği açık olup; dava konusu mülakat sınavında yargısal denetimin yapılmasını sağlayacak biçimde, mülakat sınav komisyonu üyelerinin her biri tarafından değerlendirme yapılarak sınav öncesinde tutanağa bağlanmış soruların ve yanıtlarının neler olduğunun, bu yanıtlara komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçeleriyle ortaya konulmadığı gibi sözlü sınavın usule aykırı bir şekilde adayların 5-6 kişilik gruplar şeklinde komisyon huzura alınarak yapıldığı anlaşıldığından, temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan istinaf isteminin reddine ilişkin İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonrsonra davacının Anayasaya aykırılık itirazı yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü :
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
… Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın ONANMASINA, davacının adli yardım istemi kabul edildiğinden, adli yardım kararından dolayı tahsili ertelenmiş olan temyiz aşamasındaki yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesi, 1. fıkrası uyarınca, davacıdan tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 18/10/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir