Danıştay 4. Daire, Esas No: 2020/5281, Karar No: 2021/4671

Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2020/5281 E. , 2021/4671 K.
“İçtihat Metni”

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/5281
Karar No : 2021/4671

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- ….
2- …Vergi Dairesi Başkanlığı
… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Sahte fatura kullanıldığından bahisle davacı adına 2009/ 2, 4, 6, 8, 9,10,12. dönemlerine ilişkin resen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinin ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 353/1. maddesi uyarınca kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesinin temyize konu kararıyla; ilk kararın özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkrası onanmış, diğer kısımlar yönünden bozulmuş olduğundan, uyuşmazlığın 2009/ 02, 04, 06, 08, 09 dönemlerine ilişkin resen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ve 2009/10, 12 dönemlerine ilişkin resen tarh edilen tekerrür hükümleri uygulanarak kesilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin olduğu, 2009 yılında mükellefe fatura düzenleyen Güngören Vergi Dairesi mükellefi … Reklam İnş. Tekstil Turizm Medikal San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin gerçek ticari muamele gerçekleştirmeyip münhasıran sahte fatura ticareti ile iştigal ettiği sonucuna varıldığı ayrıca kesilen vergi ziyaı cezasının 213 sayılı Kanun’un 339. maddesi nedeniyle artırılan kısmında hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Dava konusu ihbarnamelerin zamanaşımına uğradığı, aldığı mallara karşılık düzenlenen faturaların sahte olup olmadığı hususunu tespit edemeyeceği, herhangi bir kusuru olmadığı ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Tekerrür uygulamasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü iddialar temyize konu mahkeme kararının, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır.
Davacının temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan haliyle 102. maddesinde; tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarfın posta idaresince muhatabına verileceği ve keyfiyetin muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tespit olunacağı, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde posta memurunun durumu zarf üzerine yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, muhatabın geçici olarak başka bir yere gittiği, bilinen adresinde bulunanlar veya komşuları tarafından bildirildiği takdirde keyfiyet ve beyanda bulunanın kimliği tebliğ alındısına yazılarak altının beyanı yapana imzalatılacağı, imzadan imtina ederse, tebliği yapanın bu ciheti şerh ve imza edeceği ve tebliğ edilemeyen evrakın çıkaran mercie iade olunacağı, bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğe çıkarılacağı, ikinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeple tebliğ edilemeyerek iade olunursa tebliğin ilân yolu ile yapılacağı, muhatap imza edecek kadar yazı bilmez veya herhangi bir sebeple imza edemeyecek durumda bulunursa sol elinin baş parmağı bastırılmak suretiyle tebliğ edileceği, muhatap tebellüğden imtina ederse tebliğ edilecek evrak önüne bırakılmak suretiyle tebliğ edileceği, yukarıki fıkralarda yazılı işlemlerin komşularından bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyeti üyelerinden biri veyahut bir zabıta memuru huzurunda icra ve keyfiyet taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza vaz’edilmek ve hazır bulunanlara da imzalatılmak suretiyle tespit olunacağı hükmlerine yer verilmiştir.
Öte yandan, anılan Kanun’un 113. maddesinde, zamanaşımı, süre geçmesi nedeniyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlandıktan sonra 114. maddesinde, vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, sahte fatura kullanıldığından bahisle davacı adına 2009/ 2, 4, 6, 8, 9,10,12. dönemlerine ilişkin resen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin dava konusu olduğu, dava konusu ihbarnamelerin 24/12/2014 davacıya tebliğ edilmeye çalışıldığı, mükellefin adreste bulunmaması nedeniyle 7201 sayılı Tebligat Kanunu’na göre kapıya çakıldığı ve mahalle muhtarına bırakıldığı, söz konusu ihbarnameleri davacının 05/01/2015 tarihinde muhtarlıktan teslim aldığı, davacı tarafından ise, dava dilekçesinde, davaya konu vergi ve cezaların zamanaşımına uğradığının ileri sürüldüğü görülmektedir.
Olayda; davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden yapılan tarhiyatlara ilişkin ihbarnamelerin davacının bilinen adresine tebliğe çıkarıldığına ilişkin 24/12/2014 tarihli tutanaktan, tebligatın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda öngörülen tebligat esasları uyarınca tebliğ edilmesi zorunlu iken, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca kapıya yapıştırma ve tebliğ evrakını mahalle muhtarına bırakma şeklinde tebliğ edildiği anlaşılmış olduğundan, Vergi mahkemesi tarafından, davacının zamanaşımı iddiası da dikkate alınarak karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin kabulüne, davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Mahkeme kararının; vergi ziyaı cezalı tarhiyatlar yönünden BOZULMASINA,
4.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 28/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir